O Efkan Ala’ya selam

Batman, daha sonra Diyarbakır valiliğinde bulunan Efkan Ala terörün yeniden azgınlaştığı bir dönemde bu valiliklerde kimsenin burnunun kanamasına izin vermiyor. Etkin, kararlı, bilgili. Valilik yaptığı dönemlerde halka şefkatle davranması için polise sürekli telkinde bulunuyor.
Batman ve Diyarbakır’da kendisini birkaç kez ziyaret ediyorum. Nezaket gösteriyor, uzun süre sohbet ediyoruz. Onunla ilgili izlenimlerimi yazarken “olumlu” cümleler kullanıyorum.

MÜSTEŞARLIK

Efkan Ala’daki enerjiyi Tayyip Erdoğan da fark ediyor. Belli ki, siyasi görüşü AKP’ye uzak değil. Onu Başbakanlık Müsteşarlığı’na getiriyor. O zaman da, kendisinden yine “olumlu” söz ediyorum, bir fırsat olarak görüyorum.
Başbakanlık Müsteşarlığı kabinedeki pek çok bakandan daha yetkili. Bürokrasinin en tepesi, tüm bürokrasiye oradan egemen olmak mümkün. Devletin en işlek, en yoğun makamı.
Müsteşar atandığında, onu yine ziyaret ediyorum. İçeri girer girmez, bana “Görüşmemizi not alabilir miyim” diye sorunca, ben “neden” diye bakıyorum, “Farklı görüşlere ihtiyaç var, burada herkes aynı doğrultuda konuşuyor, yanlış yapabilirim”. Efkan Ala’ya yakışan bir üslup.
Bir daha ziyaretine gitmiyorum, rahatsız etmek istemiyorum. Sadece bir kez telefonda konuşuyoruz, çok kısa.

VE BAKAN

Uzaktan izlediğim kadarıyla kısa sürede Erdoğan’ın iç kabinesinde yer alıyor. Önemli toplantılar, iç, dış sorunlarda o da var.
Muammer Güler’den önce Tayyip Erdoğan onu İçişleri Bakanı yapmak istiyor, Abdullah Gül nedense veto ediyor. Yolsuzluk iddiası üzerine Muammer Güler ayrılınca, Gül bu kez sesini çıkarmıyor, Efkan Ala İçişleri Bakanı.
Aman Allah’ım, ne bakan, o tanıdığım müşfik Efkan Ala’dan eser yok, onun yönetiminde polis halka en acımasız biçimde saldırıyor, hastanelere, evlerin balkonlarına biber gazı mı, üç kişi bir araya geldi mi, cop ve basınçlı su mu, tam polis devleti.
Olaylarda sorumlu tek bir polis yargı karşısına çıkmıyor, her gün her yerde polis şiddeti. Halk sanki düşman.

DEMİR YUMRUK

Konuşmalarında hiç barışçıl ifade yok, hep yüksek perdeden “Hesap sorarız, ceza veririz”, Tayyip’in demir yumruğu. Fatura önce ve elbette Tayyip Erdoğan’a, ama bu kadar polis şiddetinden İçişleri Bakanı olarak Efkan Ala’nın sorumluluğu büyük.
Sayın Efkan Ala, bu ölçüsüz zulüm ve şiddeti anlamak zor. Nerede Batman ve Diyarbakır’daki şefkatli, babacan vali Efkan Ala, nerede şimdiki bakan Efkan Ala.
Sayın Bakan, aynaya baktığınızda, epey derinlerde eğer hâlâ o eski Ala’yı görebiliyorsanız, ki sanmıyorum, benden selam olsun ona. Ama, “Bakan Efkan Ala’ya” bırakın selamı, tam hayal kırıklığı, benim büyük yanılgım.

‘Rüşvetin belgesi mi olur p...venk’

Yolsuzluk tarihine geçen söz. 90’lı yıllarda işadamı Selim Edes Emlak Bankası’na arazi satıyor. Banka Genel Müdürü Engin Civan arsanın parasını bir türlü ödemiyor. Edes ödemesi için Civan’a rüşvet veriyor. İş ortaya çıkınca, Civan “Nasıl ispat edersin” dediğinde, Edes “Rüşvetin belgesi mi olur p...venk” diyor.
Bugün Meclis’te tartışmaya açılacak olan dört bakanla ilgili fezlekeler büyük olasılıkla yolsuzluk ve rüşvet iddialarını içeriyor. Dosyalarda ne var bilmiyoruz, kavram olarak, savcı yönetiminde emniyetin yaptığı hazırlık soruşturma belgesine fezleke deniyor.
“Milletvekillerine fezlekeleri gösteririm, göstermem” diye boşuna kıyamet kopmuyor.