‘Muhteşem Yüzyıl’ yok, Dersim verelim

Tayyip Erdoğan kendisini miting alanında izleyen kalabalığa hiç aldırmıyor. Büyük çoğunluğun merakla izlediği “Muhteşem Yüzyıl” dizisiyle ilgili ağzına geleni söylüyor. Halktan tepki yok. Onu dinleyenler onu onaylamıyor.

Muhteşem Yüzyıl gitsin, o bizim işime yaramaz, yerine Dersim gelsin. Bize o yarar.

BELGESELİN İÇERİĞİ

Hazırlanmakta olan Dersim Belgeseli ile ilgili bilgiler şöyle.

-Belgeseli Muhsin Kızılkaya, Abidin Parıltı, Fırat Ceweri üstleniyor, MAF Prodüksiyon gerçekleştiriyor.

-Belgesel için bir ekip Dersim ve çevresinde bir ay çalışıyor, dönemin tanıklarıyla sürgünleri, yaralı kurtulanları ile Seyit Rıza’ya karşı milis güçler içinde yer alan, sonradan katliamdan insanları kurtaran yirmi kişi ile birebir görüşüyor. 

-Dönemi bilen tarihçi ve araştırmacılarla röportajlar yapılıyor.

-Belgesel senaryo halinde. Senaryoda Osmanlı İmparatorluğundan bugüne sosyolojik, coğrafi ve kültürel olgular yer alıyor.

-Belgeselde ekrana ilk kez taşınacak dönemin yüzlerce fotoğrafı var.

-TRT ilk kez böyle bir belgesel yayınlıyor. Kürtçe, ilk kez böylesine kapsamlı bir belgesele imza atılıyor. 

NEDEN DERSİM

Bu yılın başında Tayyip Erdoğan Dersim Arşivi üzerindeki gizliliği kaldırıyor. Gizliliğin kalkması yetmiyor, şimdi emrindeki TRT üzerinden Dersim Belgeseli hazırlatıyor.

Ona göre, 1937, 38, ve hatta 39’da Dersim’de yaşananlar CHP’yi yerin dibine geçirmek için bulunmaz siyasal fırsatlardan biri.

Söylemesi ayıp, kitabını yeni yazdığım için biliyorum, (“Savrulanlar”), tek parti döneminin bütün özellikleri var Dersim 37, 38 ve 39’da. Köy yakmalar, ailelerinden kopartılan kız çocuklar, dağlarda insan kovalamacalar, hepsi var.

Ancak, Tayyip Erdoğan fena yanılıyor. Orada Başbakan olarak sadece İsmet Paşa yok, Dersim’de daha fazla Başbakan olarak Celal Bayar var. Sadece İsmet Paşa üzerinden yürütmek istediği polemik tutarlı değil, yaya kalır.

Kaldı ki, CHP tek parti döneminde Dersim’e (Tunceli) bu kadar yüklenmiş olmasına rağmen, orada halk yıllardır CHP’ye oy veriyor. Neden?

Çünkü, Dersim halkı çoğunlukla Alevi, Aleviler kendi güvenlerini Cumhuriyet’te ve laiklikte görüyor. AKP’ye onun için çok uzak duruyorlar.

“Muhteşem Yüzyıl’ı” yerden yere vuran Tayyip Erdoğan üç gün sonra “Dersim Belgeselini” överse hiç şaşmam.

Onlara dokunmak yanlış

PKK ile kucaklaşan BDP milletvekillerine Tayyip Erdoğan çok öfkeli. Onların dokunulmazlıklarının kaldırılacağını söylüyor. Kaldırılırsa, yargılanacaklar.

Bir süre önce Erdoğan aynı konuyu gündeme getirdiğinde, Meclis Başkanı Cemil Çiçek düşüncesini açıklıyor:

“900 tane dokunulmazlık dosyası var,  900 dosyaya hangi işlem yapılmışsa, BDP’lilerin bu dosyalarına da aynı işlem yapılır”.

Dönem sonuna bırakılır, hiç bir işlem yapılmaz, dokunulmazlık kalkmaz, demeye getiriyor.

Yasal durum şu. Anayasanın 83. maddesine göre, dokunulmazlık hakkında Meclis’te görüşme yapılamıyor, siyasi gurup kararı alınamıyor.

Erdoğan, “dokunulmazlıkları görüşürüz “ derken, AKP Gurubunu şimdiden bağlıyor, bu söz anayasaya aykırı. Anayasa Mahkemesinden dönecek bir gerekçe.

Hukuk tekniği bir yana, asıl siyasi sonuçları önemli. İnanılmaz yanlış bir iş.  Erdoğan, Kürt Sorunu yok, terör sorunu var, diyor. Buna katılmıyorum. Kaldı ki, dokunulmazlıklar kaldırılırsa, hem onun “yok” dediği Kürt Sorunu daha alevlenir, hem de terör, içinden daha da çıkılmaz hale gelebilir.

Ayrıca, İmralı ile görüşürüm, dağdakiler başka ülkelere gidebilir, diyen bir Başbakan BDP milletvekillerine neden bu kadar şahin ve milliyetçi, tek bir açıklaması var. Aday olursa, Cumhurbaşkanlığı seçiminde milliyetçi oyları toplamak için.

Yoksa, BDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılması mantık dışı. Siyasal hesaptan yoksun, en başta kendisinin başını çok ağrıtacak bir girişim.