Paylaş
2004’ün sonunda bir cumartesi günü Meclis’te CMUK’un Özel Yetkili Mahkemeleri düzenleyen maddeleri görüşülüyor. Gecenin ilerlemiş saatinde Bozdağ ve altı arkadaşı bir önerge veriyor:
“Kanunda öngörülen tutukluluk süresi iki kat uygulanır.”
Katilleri, hırsızları, çetecileri serbest bırakan, eline asla silah değmemiş bilim adamlarını, gazetecileri, aydınları on yıl içerde tutabilecek bugünkü uygulama, AKP’nin gece yarısı verdiği o tek cümlelik önergeden kaynaklanıyor. Yargıtay da, o cümleyi, yasaya uygun olarak yorumluyor.
Başbakan Erdoğan kamu vicdanını derinden yaralayan bu yoruma karşı, “yargının tasarrufu, gerekirse, yeni bir yasal düzenleme yaparız” diyor.
Yargının tasarrufu ama, yargıyı o tasarrufa iten yasayı AKP yapıyor, hem de ağır topları eliyle.
TEK CÜMLELİK DÜZELTME
Erdoğan’ın, “gerekirse yaparız” dediği düzenleme için CHP Manisa milletvekili, hukukçu Şahin Mengü dün bir öneri hazırlıyor.
Gece yarısı yasaya eklenen o tek cümleyi iptal eden, yine tek cümlelik bir yasa önerisi.
Erdoğan gerçekten rahatsız ise, kamu vicdanını hançerleyen bu yasayı kaldırmak için Mengü’nün önerisinin Meclis’te kabulünü hemen bugün, yarın sağlayabilir.
Yok, “ben kendim yaparım” derse, yasal düzenlemeyi zaman yitirmeden kendisi getirmek zorunda.
Bir gece yarısı kabul edilen o tek cümle hiç tesadüf, yanılgı, hata filan değil.
Şahin Mengü’nün önerisine AKP’nin tavrı, her şeyi netleştirir.
Soma’da bir şeyler oldu
SOMA’da özel sektöre ait, kömür çıkartan üç iş yeri var.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yılbaşı gecesini bir kömür madeninde geçirmek istiyor. Üç yerden ikisi, Kılıçdaroğlu’nu ağırlamak için nedense(!) hevesli davranmıyor. Darkale’de üretim yapan Soma Elektrik Üretim A.Ş. ise, Kılıçdaroğlu’nu madende misafir ediyor.
Sonra garip bir şey oluyor.
Soma Elektrik Üretim A.Ş. Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ile çalışıyor, ürettiği kömürü TKİ satın alıyor. Alım-satıma ilişkin sözleşme iki yılda bir yenileniyor.
TKİ ile şirket arasındaki sözleşme 31 Aralık 2010’da son eriyor. Şirket yöneticileri TKİ’ye sözleşmeyi yenilemek için gittiklerinde, TKİ nedense(!) şimdikinden daha düşük fiyat veriyor. Şirket, bunun altından kalkamayacağını söyleyerek, orada çalışan 750 işçinin işine son veriyor.
Dün Soma ile konuşuyorum. Umarım, işin içine başka eller girmiş olmasın. İnsan böyle durumlarda nedense(!) kuşkuya kapılıyor.
Malum ya, yaşadığımız ülkede artık her şey mümkün.
Günay Ortaylı’nın telefonuna çıkmadı
KAÇ gündür bir başka maceraya tanık oluyoruz.
Topkapı Müzesi Başkanı Prof. İlber Ortaylı kendisinin bağlı bulunduğu Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ı arıyor. Müze müdürlüğüne atanan Yusuf Benli göreve başlamasınnı ardından yandaş medyada demecini patlatıyor:
“Artık tek yetkili benim, Ortaylı’nın görevi misafirleri ağırlamaktır.”
Müdürün, bağlı olduğu Müze Başkanına bakışı böyle. Demek bir yerlerden güç alıyor.
Ortaylı, ne olup bittiğini sormak üzere, Bakan Günay’ı arıyor. Günay, Ortaylı’nın telefonuna çıkmıyor.
Ortaylı bakanın özel kalemine, “Bakan Bey gazeteleri okusun” diye not bırakıyor. Okumuştur, okumaz mı, ama dün öğleden sonraya kadar Ortaylı’yı aramıyor, olup bitene seyirci kalıyor. Belki de, eski arkadaşım Ertuğrul zorda, kim bilir.
İşin tuhaf tarafı, Ortaylı’nın görev süresi yılbaşında bir yıl daha uzatılıyor.
Yine de, durum garip, eski can dostum Ertuğrul seyirci.
İlanda protokol hatası
BAZI gazetelerde dün tam sayfa teşekkür ilanı.
Sırayla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Başbakan Tayyip Erdoğan’a, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’e, muhalefet liderlerine, bazı bakanlara, bazı spor federasyonu başkanlarına, bazı kulüp yöneticilerine, taraftarlara, teknik kadroya, voleybolculara teşekkür eden bir ilan.
Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol Takımının dünya şampiyonluğunu kutlayanlara ve o şampiyonluğu getirenlere teşekkür ediliyor.
Pek önemli değil, ama ilanda protokol hatası var. Cumhurbaşkanına Meclis Başkanı vekalet eder, o nedenle protokolde ikinci sırada Meclis Başkanı gelir, Başbakan değil.
İlanda Gül’den sonra, Şahin’in adı gelmeli, Erdoğan’ın değil.
Paylaş