Paylaş
“Halk Evlerinin ve İşçi Partisinin buradaki uzantıları, bugün yapan bunlar.”
Şimdi sıkı durun:
“Ergenekon içerde sıkışmış vaziyette, güvenli askeri kesim kendi alanına çekilmiş normalleşmiştir. Bunun mücadele yükü yargıya verilmiştir. O da son anayasa paketiyle kendi alanına çekilmiştir. Şu anda ellerindeki koz, öğrencileri sokağa dökmektir.”
Şimdi daha sıkı durun. Kuzu dün Kanal 24’te solcuları suçluyor, kendinden geçiyor:
“68’lilerin Allah belasını versin.”
Öğrencilere, sol düşünceye duyulan öfkeye bakar mısınız? Öğrencilere özgürlük dersi vermesi gereken Anayasa Hukuku profesörü işte bu.
Ben 68’liyim ve 68’li olmanın onurunu taşıyorum. Şimdi ben de Burhan Kuzu’ya hakaret etmeye kalksam, olur mu, olmaz, ayıp, aklımdan geçmez.
AYKIRI FİKİR YASAK
Yumurtalı protestoyu doğru bulmuyorum. Koca Anayasa Hukuku hocasının tepkisini doğru bulmadığım gibi. Ne Ergenekon kalıyor, ne askerin etkinliği, ne yargının “mücadelesi”.
Sapla saman birbirine karışıyor, belli ki, Kuzu’nun sinirleri bozuluyor. Sinir bozukluğunun özü aslında öğrenci olaylarının da nedeni:
AKP’nin aykırı fikirlere tahammülü yok. Herkesi kendileri gibi düşünmeye zorlayan otoriter bir sistem yaratmak istiyorlar.
Toplumun çeşitli kesimleri “kuzu” kesilmişken, öğrenciler isyan ediyor. Öğrencileri bu hale getiren yine iktidarın uygulaması. Polis tekmesi, biber gazı ve gösteri haklarının engellenmesi.
Kuzu’nun sözleri çok açık, herkesi susturduk, öğrencileri susturamadık, itirafı. Sinirler onun için bozuk.
ÇATIŞMACI ÜSLUP
Bütün bu olan bitenleri, iktidarın çatışmacı üslubuna borçluyuz. Bu üslup ve bu kamplaşmanın yaralarını sarmak yine iktidarın görevi.
Ama, benim beklentim başka. Şimdi ilk iş, Ankara Üniversitesi Rektörü ile Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanını görevden almak. AKP uygulamalarına bakınca, işler hep böyle gelişiyor. Umarım bu kez bu hataya düşülmez.
Öğrenci olaylarını aşırı militan bir guruba bağlamak, onlar hakkında “zaten raporlar var” diye suçlamak, en kolay yol.
Öğrencileri anlamaya çalışmak, onlarla diyalog kurmak iktidarlara çoğu zaman zor geliyor.
Otuz yılını üniversite hocası olarak geçirdiğini söyleyen Burhan Kuzu bile, iktidar koltuğunda aslan kesiliyor. “İktidar benim, yaparım” mantığı.
Silah tüccarlarıyla balayı
SİGARA reklamı yasak, çünkü sağlığa zararlı. Ama, silah reklamı serbest bırakılıyor, çünkü sağlığa zararlı değil, doğrudan öldürüyor.
Silah ruhsatı alacak kişinin sağlık raporu edinmesine artık gerek yok. Adamın ruh hali uygun mu, değil mi, önemli değil, yeter ki, silah satın alsın. Yeter ki, silah için başvursun, ruhsat hemen verilecek.
Artık tek silah da yetmiyor, bundan sonra insanlar beş silaha sahip olabilecek.
Silah ruhsatı alacak kişinin geçmişi de artık önemli değil. Adam öldürme, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, terör suçundan mahkum olan bir kişi bile, silah ruhsatı başvurusunda bulunabilecek.
Kurusıkı silahların üretim ve ithalatına altı yıla kadar ceza varken, aynı ceza artık bir yıldan üç yıla kadar düşürülecek.
Av silahı kurşunlarının üretimi, satılması, nakli ve hatta yurda kaçak sokulması artık serbest kalacak.
Buna benzer daha ne akıl almaz maddeler. Bu yeni silah yasa tasarısı.
Tasarı önce TBMM İçişleri Komisyonunda görüşülüyor, sonra alt komisyon kuruluyor. CHP Adana milletvekili Hulusi Güvel önceki akşam alt komisyonda bütün itirazlarını sıralıyor. Ancak, AKP’liler kararlı.
Böyle bir yasayı kabul etmek, “silahlan ey halkım” demekten farksız. Ne demek bir silah yerine beş silah, ne demek silah reklamı yapılması, ne demek adam öldürmüş olana, teröre karışmış olana silah ruhsatı vermek.
Hulusi Güvel boşuna çabalıyor. Türkiye’de daha çok insan silahlanacak, daha çok insan ölecek, ama silah tüccarları çok daha fazla para kazanacak.
AKP’nin bu yasanın mantığını bizlere açıklaması gerek. Son sekiz yılda kabul edilen en vahim yasalardan biri ile karşı karşıyayız.
Benzin, telefon ve et rekoru
DÜNYADA petrolün varili 2004-2005’te 140 dolara kadar yükseliyor. Dünya buna ayak uyduruyor ve benzin fiyatları yükseliyor. Bizde de yükseliyor. Ama, en çok bizde yükseliyor.
Petrol fiyatları şimdi 90 dolarda. Benzin zamlanıyor, 4 lira sınırına dayanıyor. Petrol 140 dolarken, benzin bu kadar pahalı değil.
Benzin, telefonla konuşma ücreti ve et fiyatı Türkiye’nin Avrupa rekoru. Bu üç üründe Türkiye’den daha pahalı ülke yok. Neden?
Çünkü, tahsili kolay ve otomatik. Çok adaletsiz durumlardan biri. AKP’ye oy veren aziz halkımıza mübarek olsun.
Paylaş