Kürtlere CHP’den destek, AKP’den köstek

HASİP Kaplan, BDP milletvekili, Meclis’te Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la karşılaşıyor: “Seçim barajını indirmiyorsunuz, bari Meclis’te gurubu bulunan partilere Hazine’den devlet yardımı yapılmasını sağlayın”.

Haberin Devamı

Bu kısa konuşmada Arınç, yanındaki Bütçe Komisyonu Başkanına dönüyor ve “bunun üzerinde çalışın” diyor.

Yanılmıyorsam 2005 yılında, AKP partilere Hazine yardımıyla ilgili yeni kural getiriyor. Hazine’den yardım almak için yüzde 10 barajını aşmak gerek. Oysa, daha önce grubu bulunan partiler de bu yardımdan yararlanıyor.

BDP’nin Meclis’te gurubu var ama, yardım alamıyor. Hasip Kaplan bunu hatırlatıyor.

AKP’DEN RET

Arınç uygun görünce, Hasip Kaplan önceki gün Bütçe Komisyonu’na bir öneri sunuyor, “yüzde 1’e kadar oy alan partilere, aldıkları oy oranına göre, bir defaya mahsus olmak üzere, Hazineden yardım verilmesi...”

Kaplan, bir defaya mahsus, diyor, çünkü seçim ve yardımla ilgili yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Bu geçici bir çözüm.

Haberin Devamı

Komisyonda AKP ve CHP’li üyeler var. Şimdi burası ilginç.

CHP’li üyeler, “Bu önemli, biz bunu Genel Başkana soracağız” diyor. Ve Kemal Kılıçdaroğlu’na gidiyorlar, CHP lideri talimat veriyor:

“BDP’ye yardım verilsin, olumlu oy kullanın”.

Gelin görün ki, AKP aynı düşüncede değil. Arınç’ın olumlu yaklaşımı bir yerlerden geri dönüyor.

AKP oylarıyla BDP’ye Hazine yardımı reddediliyor.

KÜRT DEMEDİ AMA

Sıradan gibi gelen bu olay günümüze birkaç yönden denk düşüyor.

1-Kurultayda “Kürt demedi” diye, Kılıçdaroğlu eleştiriliyor. Hatta, Başbakan Erdoğan Bitlis’te, “CHP Genel Başkanı kurultayda Kürt diyemedi, ben Kürt Halkı diyorum” göndermesi yapıyor.

Tamam, demiyor. Ama, BDP’nin yardım alması için destek veriyor, ancak bu adım AKP’den geri dönüyor.

Kürtlere anlayışla yaklaşan kim? Kürt diyen ve onların isteklerini geri çeviren mi, Kürt demeyip, onlara yardıma hazır olan mı?

2-Erdoğan ve AKP bu yılın başında Kürt açılımı diyerek, ortalığı kasıp kavuruyor. Açılım zamanla düşüyor. O kadar ki, BDP’ye Hazine’den yardımı bile, AKP çok görüyor.

3-“Demokratik Özerklik” ile birlikte, Güneydoğu’da fiili durum doğuyor. Partilerine 20-25 milyon liralık yardımı çok gören bir iktidar karşısında, bölge halkı özerklikte inat etmeyecek mi?

Haberin Devamı

Zaten Hasip Kaplan komisyonda AKP’nin tutumu üzerine, “Sizinle Meclis’te uzlaşmamız son bulmuştur” diyerek noktayı koyuyor.

Meclis’te pek çok maddeden oluşan bir torba yasa var. Onun bir an önce kabulü için partiler anlaşıyor. Kaplan “Uzlaşma son bulmuştur” derken, BDP’nin o anlaşmadan çekildiğini açıklıyor.

Her olay yeni bir kriz. Her kriz daha büyük krizlerin tohumunu ekiyor.

Rahmi Saltuk’tan ‘Acıyı Bal Eyledik’

SON yarım yüzyılın en önemli sanatçılarından Rahmi Saltuk yeni bir kaset çıkardı.

Kasetin adı, “Acıyı Bal Eyledik”. Acıyı Bal Eyledik aslında bir şiir kitabının adı. Cumhuriyet döneminin en önemli sosyalist şairlerinden Hasan Hüseyin Korkmazgil’in şiir kitabı.

Haberin Devamı

Korkmazgil aramızdan ayrılalı yıllar oluyor, ama şiirleri dilden dile dolaşıyor, kitapları okunuyor.

Rahmi Saltuk, Hasan Hüseyin’in 83. yaş günü anısına, onun şiirlerinden yaptığı besteleri yeni bir CD’de topluyor. Şiirlerin çoğunu biliyorsunuz, “Acıyı Bal Eyledik”, “Sevdan Beni”, “Şerif’e Ağıt”, “İçerde” gibi hepsi sol şiirler. Rahmi bunları besteliyor. Enfes besteler.

CD’deki son parça, “Jandarma” türküsü beni geçmiş yıllara götürüyor. “Jandarma biz sosyalistiz”, çeşitli eylemlerin, hele de öğrenci eylemlerinin60 ve 70’li yıllarda vazgeçilmez türküsü.

Rahmi Saltuk’u bu çalışmasından dolayı kutlamak gerek.


Kuzu’dan tek satıra 15 sayfalık açıklama

Haberin Devamı

YUMURTA macerası sonrasında Prof. Burhan Kuzu hakkında yazdığım yazılardan birinde Kuzu’nun profesörlüğü ile ilgili tek bir satır var:

“Kuzu’nun adı, Kuzu nasıl profesör oldu, sorusuyla geçiyor”.

Kuzu’nun bu konuda hassas olduğunu eskiden beri biliyorum. Hassasiyetini bir kez daha gösteriyor, bana çeşitli kupür ve yazışmalardan oluşan 15sayfalık dosya gönderiyor. Nasıl profesör olduğunu anlatırken Kuzu özetle:

“Birinci jüri hakkımı yedi, 4.5 ay beklediğim halde profesörlüğüm konusunda bir karar vermedi, ben de isteğimi geri çektim. Daha sonra Rektörlük yeni bir jüri tespit etti. Erdoğan Teziç, Cemal Bali Akal, Yaşar Gürbüz, Yıldızhan Yayla ve Mustafa Erdoğan’dan oluşan jüri 1 olumsuza karşı, 4 oyla profesörlüğümü onayladı.”

Yazarın Tüm Yazıları