Komplo teorisinde tarih gezintisi

“Bizim asker şuraya girerse, onları kaçırırız, sonra buraya girersek, öbür tarafta yerleşiriz”.

Kerkük, Musul çevresiyle birlikte, karşınızda Milli Misak, yeni Türkiye Cumhuriyeti (T.C.) sınırları. Genişlemiş bir devlet.

Çankaya Köşkü’nde cetvel harita üzerinde dolaşırken, hemen aynı günlerde bizim üst düzey yetkililer Kuzey Irak’a gidiyor ve Talabani ile görüşüyor. Talabani o yıllarda henüz Cumhurbaşkanı değil, ama Barzani ile birlikte, etkin iki Kürt liderinden biri. Talabani aynen şunu söylüyor:

“Biz, Özal’la Türk-Irak federasyonunu tartıştık”.

Irak diktatörü Saddam daha hayatta ve çok güçlü. Türk-Irak federasyonu dediği, Türk-Kürt federasyonu. Aynı tarihlerde Özal o ünlü cümlesini söylüyor:
“Federasyonu da tartışmalıyız”.

Talabani tartışmakla kalmayan, belki bir gün gerçekleşebilecek bir hedef olarak söylüyor.

ABD PLANI

Özal’dan sonra, bir ara Başbakan Tansu Çiller de benzer bir projeden söz ediyor.

Onun söylediği bir Türk-Kürt federasyonu değil ama belki Türkiye’nin Irak sınırını güneye doğru genişletecek bir proje.

Bu işte deneyimli bizim üst düzey bürokratlar olayın farkına varıyor. Amaçların, projelerin arkasında Amerika var.

Önce federasyon, bir adım sonrasında bağımsız Kürt Devleti. Türk-Kürt federasyonundan geçeceği için, Türkiye’de bağımsız Kürt Devletine karşı tepkiyi en aza indirmek hesabı.   90’lı yıllara damgasını vuran bu hesaplar hiçbir zaman tutmuyor. Ama, hem kişisel belleklerde, hem belgelerde yerini alıyor.

‘VATANDAŞ’

Bu hatırlatmanın nedeni var. Geçenlerde Türkiye’ye gelen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry kullandığı kavramları değiştiriyor.

Önceleri “Türk milleti” derken, şimdi “Türk vatandaşı” demeyi tercih ediyor. İlk anda hiç fark yok gibi. Ama, şu soru var. “Vatandaş” tanımı ne? Tam biz yeni bir anayasa yaparken, “Turkish nation” yerine “Turkish citizen”.

Nasıl ki, sınırların değişimi, ondan öte Ortadoğu haritası değiştirme oyunlarında Amerikan parmağı varsa, “vatandaş” tanımında da bir alıştırma mı var?

T.C., Türk kimliği, vatandaşlık tanımı tartışmalarının alevlendiği bir sırada Kerry çomak mı sokuyor, yoksa bizi komplo teorileri ile meşgul mü ediyor?
Onun ne yapmak istediğini tarih gösteriyor ve bu komplo teorileri bugüne ışık tutuyor.

Diyarbakırlının özlemi

DOĞUDA ya da batıda, kuzeyde ya da güneyde akil insanlar toplantılarında şu ana kadar “barış sürecine karşı çıkan” tek bir Allah’ın kulu yok. Herkes barışı umutla bekliyor.

Güneydoğu grubu geçen gün Diyarbakır’da dolaşırken, yanlarına 75-80 yaşlarında bir Diyarbakırlı yaklaşıyor. Aynen şunları söylüyor:

“Silahların susmasını hepimiz istiyoruz. Onun için destek veriyoruz. Ama, silahların susması yetmez. Kimse bizi kandırmaya kalkmasın, silahların susmasından sonra biz haklarımıza kavuşmak istiyoruz. Silahların susması ilk adım. İkincisi, bizim haklarımıza kavuşmamız”.

Şu ana kadar doğal olarak, silahların susmasına üzerinde duruluyor. Halk bunun “ilk adım” olduğu görüşünde. Devamı belki de, yeni anayasa önerilerinde.