Kod adı Türkiye acil

TÜRKİYE’yi denetime almak gerek. O zaman, Avrupa ile ilişkiler stop. Kimse bu kadar aşırı bir karar beklemiyor, ama Avrupa koridorlarında Türkiye’ye kendinize çeki düzen verin, mesajı vermek için yanıp tutuşanlar çoğunlukta.

Yarın Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi iki ülkeyi konuşuyor. İki ülkedeki demokrasi uygulamalarını mercek altına alıyor.

Türkiye ve Ermenistan’ı.

Önce neden Ermenistan?

SABIKASI ÇOK

Demokrasinin en az geliştiği ülkelerin başında Ermenistan geliyor. Avrupa Konseyi’nin dikkati bu ülkede.

Seçimlerde şiddet kullanmak, seçim sandıklarında hile yapmak, muhalefeti içeri atmak, ifade özgürlüğünü hiçe saymak ve benzeri.

Ermenistan’ın siyasi sabıkası bitmek bilmiyor. Ermenistan’la ilgili hazırlanan rapor, Ermenistan’ın uluslararası alanda başını derde sokacak türde. Avrupa Konseyi’nde oy hakkının dondurulması isteniyor.

Onu koruyan iki ülke var. Fransa ve Rusya. Bu iki ülke, Ermenistan’a en hafif cezanın verilmesi için canını dişine takıyor.

Yarın Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi bol bol Ermenistan konuşacak.

FIRÇA ÇİFT YÖNLÜ

Bol bol konuşulacak ikinci ülke Türkiye. Türkiye Acil koduyla.

Koca Avrupa’da iki ülke var. Avrupalının gözünde demokrasisi tıkız ve cılız ve tık nefes olarak görülen iki ülke. Türkiye ve Ermenistan.

Türkiye Acil, bizde her türlü siyasi görüşü eleştiriyor. İktidarı da, muhalefeti de. Hem koruyor, hem siz orada ne karıştırıyorsunuz fırçasını çekiyor.

- Laikliğin tehdit altına olduğuna dikkat çekiyor.

- Ama, parti kapatmaya karşı çıkıyor.

- Yargı bağımsızlığının tehdit altına bulunduğuna işaret ediyor.

- Kuvvetler ayrılığı ilkesinin tam olarak işlemesi gerektiğinin altını çiziyor.

- Düşünce özgürlüğü ile fiili uygulamalar arasındaki çelişkiyi anlatıyor.

Yine de, ağırlık parti kapatmaya karşı çıkmakla ilgili.

AKP DAHA ÇALIŞKAN

Haklarını teslim etmek gerek.

Avrupa Konseyi’ndeki AKP milletvekilleri, CHP ve MHP milletvekillerine fark atıyor. Çalışmaları ve ilişkileri açısından.

O ilişkiler AKP’yi savunan raportörlerin atanmasını sağlıyor. Nasıl ki, birkaç ay önce, o ilişkiler sayesinde Avrupa Konseyi Başkanı, AKP’nin kapatılmasına karşı çıkan bir demeç veriyor, şimdi de, "Türkiye Acil" kodlu raporu yazan el oğlu, yine AKP’yi kollayan bir rapor hazırlıyor.

Türkiye’nin yarın suçlanacağı ortada. Buna yaptırım gelir mi?

Kimse farkında değil, dramatik bir sonuç çıkarsa, sürpriz olmaz. Yine sürpriz değil, yarın Türkiye’de demokratik işleyişin iyice çitileneceği besbelli.

BİLİM ADAMI SPORCUDAN DAHA DEĞERSİZ

SPORCULARIN askerlik yaşı 38’e, akademisyenlerin askerlik yaşı 33’e yükseltiliyor.

Abdullah Gül’ün onayladığı yeni yasa yürürlüğe giriyor.

Buna göre, askerlik yapmamış olan sporcu ve bilim adamlarının askerlik yaşı, onlara zaman kazandırmak açısından, yukarı çekiliyor.

Aslında, olumlu.

Ama, bilim adamlarına 33 de, futbolcu, basketçi, voleybolcu ya da herhangi bir daldaki sporcuya neden 38 yaşına kadar süre tanınıyor?

Sporcunun verimli dönemi 38 yaşına kadar, 38’e kadar onu askere almayalım, mantığı ağır basıyor.

Bilim adamının doktorası, doçentliği, bilimsel çalışması 33’e kadar verimli, sonrasında nasıl olsa olur mantığı. Bilim adamının verimi kimin umurunda?

İki olay var.

Biri, popülizm.

Sporcuya kıyak çekerek, spor kamu oyunun gönlünü fethetmek. İkincisi de, spor kulüpleri hükümet katında kıyak kulis çekiyor.

Bilim adamları kulise tenezzül etmiyor.

Durumun görülmesini istiyor. AKP sporcuları görüyor.

Yazarın Tüm Yazıları