Amerika’da çalışan Türkler arasında dayanışmayı sağlamak. Onları birbirine kaynaştırmak. Birbirinin çıkarını korumak. Birlikte hareket etmeyi kurumsal hale getirmek.
Bunları yaparken, gözlerini, yaşadığı Amerika’ya çevirmek. Amerika’da Türkiye’yi tanıtmak. Amerika ile Türkiye arasında iletişimi geliştirmek. Türk-Amerikan ilişkilerinde gerilimleri azaltmak. Türkiye çıkarına çalışan Kongre üyelerinin yeniden seçilmesini sağlamak için, onlara destek vermek.
Bütün bu işleri yapmak üzere, Amerika’da yaşayan Türkler, bulundukları bölgelerde Amerikan-Türk Derneği kuruyor. O dernekler, toplam 62, tepede şemsiye bir kuruluşa bağlı: Amerikan-Türk Dernekleri Birliği (ATAA).
Kağıt üstünde ulvi amaçlar.
MAHKEMELİK
Pratikte ise, anılan birlik içinde çalışan Türkler birbirini yemekle meşgul. O kadar ki, kendi içlerinde mahkemelik.
ATAA içinde bir gurup, ATAA yönetimini mahkemeye veriyor. "Toplanan paraların kayıtlarının düzgün tutulmadığı, paranın tüzüğe uygun yönetilmediği" iddiasıyla.
ATAA Yönetimi de, bu iddiaları yalanlıyor, "aramızda kutuplaşma yaratarak, birbirimizle uğraşmak yerine, kendi içimizi düşmanlarımıza açıyoruz" savunmasıyla.
Bu iddia ve savunmada kim haklı, kim haksız, iddialar doğru mu, değil mi, onu bilmem mümkün değil. Önceki gün, iki tarafın temsilcileriyle de, görüşüyorum. Birbirlerine yönelik suçlamak, müthiş. Sanki kan davası.
Ancak, bir gözlemim var. Mahkemeye düşecek kadar, birbirlerine girmiş olan Amerika’daki Türkler, kendi aralarında bir şeyleri paylaşamıyor. Mahkemeye düşmeden, aralarındaki sorunları çözemiyor.
Bu da, Amerika’da alay konusu. Ayrıca, Türkiye’ye zarar veriyor. Oturup konuşarak çözmek yerine, kanlı-bıçaklı hale gelmek. ATAA amaçlarını bir yana bırakıyor, kendi iç kavgasıyla meşgul.
ERMENİLER SEVİNÇLİ
ATAA’nın iç kavgası karşısında, özellikle Ermeniler zil takıp oynuyor. Asbares isimli, ABD’de yayınlanan Ermeni gazetesinde çıkan şu yazıya bakın:
"ATAA birbirini mahkemeye vermek için en uygun zamanı seçti. Biz, birbirimize kavgacı deriz, Türkler bizden beter. Türkiye’nin Amerika’da ve kendi ülkesinde zor günler yaşadığı bir dönemde, bunların birbirine düşmesi, bizim içimiz bulunmaz fırsat."
Yazının neyi kastettiği ortada. Şu günlerde, Ermeni soykırım tasarısının Kongre’den çıkması, an meselesi. Bizimkiler, sözüm ona, tasarıyı engellemek üzere, lobby yapacaklar. Ama, birbirlerine lobby yapmaktan, asıl sorunla uğraşmak, şimdi ikinci planda.
Son bir not, aziz devletimizin ATAA içinde kolu biraz uzun.
Yani, Ankara’daki sürtüşme, ATAA’ya kadar yansıyor.
Bizim milliyetçiler internet gösterisinde
AMERİKA, Vietnam’da ölenlerin anısına, Washington’da bir anıt dikiyor. O anıtın bir web sayfası var. Bizden milliyetçi bir Türk hacker (internet sitesini bozan kişi), bu web sitesini bozarak, Türkçe ve İngilizce, şunu yazıyor:
"Var mı dünyada Çanakkale şehitlerimizin eşi, benzeri. No PPK, no USA, no Ermeni, no İsrail."
Adam, o kimse, bu yazıyla birlikte, web sitesine bir de Türk bayrağı çekiyor.
Olay, FBI’a yansıyor, yani Amerikan güvenlik güçlerine. Washington Post gazetesine göre, bizim büyükelçilik açıklama yapıyor, "bu organize bir hareket değildir".
Tam Ermeni soykırım tasarısı sırasında, Türkiye adına bir eksi puan daha. Sıradan ve önemsiz gibi görünen bu provokasyonları, karşı taraf tahminlerin ötesinde, kendi çıkarına kullanıyor.