Geçen hafta hayat değişiyor. Herkes kışı, soğuğu ve kar karşısındaki çaresizliği yaşıyor. Herkes en çok bunu konuşuyor. Soğuk hepimizi çok etkiliyor. Onu daha çok.
Çünkü, sokakta!
Sokakta gördüğünüz yüzlerce Milli Piyango bileti satıcısından biri. Güleç, efendi, saygılı.
Bilet satmak için yaklaşıyor. Şu kadar ikramiye, bu kadar bilet, tarih şu, fiyat bu. Yooo, hiç bunlardan söz etmiyor. Biletleri elinde, ama sözü başka yerde.
Kar, kış, soğuk. Yaşadığımız gerçekler. Üstelik, bu soğukta sokakta! Piyango bileti satarak, üç beş kuruş kazanmak!
Geçen hafta hayat değişiyor. Herkes kışı, soğuğu ve kar karşısındaki çaresizliği yaşıyor. Herkes en çok bunu konuşuyor. Soğuk hepimizi çok etkiliyor. Onu daha çok. Çünkü, sokakta!
Biz adada, içerde bir grup arkadaş oturuyoruz. Elektrik yok! Su yok! Kalorifer yok! Elektrik, asıl elektrik yok! Bir gidiyor, bir geliyor. Elektrik olmayınca, hiçbir şey yok!
KONUMUZ KESİLEN ELEKTRİKLER
Piyango satıcısı bizim oturduğumuz yere o sırada giriyor. Elektrikler kim bilir kaçıncı kez kesilmiş ve yeniden gelmişken. Bizim aramızdaki konu, doğal olarak elektrik. Herkes sinir küpü.
Esmer yüzünde hafif bir tebessüm. Başını hafifçe sallıyor, ''Ben de aynı konuyla ilgiliyim'' dercesine. Elini cebine atıyor. Buruşuk bir defter çıkartıyor. O sırada, yakasındaki ismi gözüme takılıyor: Veli Ateş
Buruşuk defter, onun hazinesi. İç dünyası. Her sayfasında bir şiir. Defterin sayfalarını çeviriyor, çeviriyor ve bir şiire geliyor. Tam o karanlık-aydınlık-karanlık döngüye denk düşen şiirine.
Şiirin adı, ''Kardeşim Edison!''
Yerimde şöyle bir sallanıyorum, sarsılıyorum. ‘‘Kardeşim Edison!’’ Karanlık, insanı bezdiren soğuk bir kış günü, Milli Piyango bilet satıcısı Veli Ateş'in ''kardeşini'' anlattığı şiirden bir bölüm:
''Çamdan çıra,
Sonra petrol, lamba, sonra
Olmadı yetmedi ateş
Bu aydınlık bana
Kardeşim Edison'u çağırdım
O yetişti imdadıma.''
SINIRLARI AŞAN KARDEŞLİK
Dil, din, ırk, ulus kavramını silip süpürüyor. Nice okumuşlara taş çıkartıyor. Hiç görmediği ülkenin, hiç gitmediği kentin sınırlarını aşıyor. Kardeşim Edison!
Sırf onu aydınlattığı için. Sırf çok önemli bir buluşa imza attığı için. Tarihsel ve de sosyal ve de ekonomik ve de kültürel ve de bilmem ne zaruretleri ve de hatta kısıtlamaları bir anda ortadan kaldırıyor. Kardeşim Edison!
Karanlık bir kış günü, kendine en çok Edison'u yakın görüyor. Elektrikler gidip geldikçe, en çok Edison'u düşünüyor.
İşte, elektrikler yine kesiliyor. Elini çaresizce iki yana açıyor. Buruşuk defterini cebine yerleştiriyor.