Kadınlarımız dışarda tamam içerde harap

BİZİM kadınlarımız dünyayı işgal etmiş bulunuyor.

Biri New York’ta, diğeri Brüksel’de, iki uluslararası toplantıda. Ve başka toplantılarda. Hem devlet görevlisi olarak, hem sivil toplum örgüt üyesi olarak.

Oradaki toplantı ve panellerde bizim kadınlarımızın temsili yerinde. Ancak, yurtiçinde, pek çok konuda kadınlarımız açısından temsil krizi var.

New York’ta BM Kadın Statüsü Komisyonu yıllık toplantısı iki haftadır sürüyor. Bu yıl konu kız çocuklarına yönelik şiddet. Türkiye’nin kadınları burada görüşlerini aktarıyor.

MOON’A DESTEK

Dünyanın kadınları aslında şanslı.

BM’nin yeni Genel Sekreteri Ban Ki Moon bu görevi için kampanya yürütürken, ona en çok yardımcı olan Koreli bir kadın. Kampanya sırasında o kadın B.M. Kadın Statüsü Komisyonu Başkanı. Moon’a kadınlardan sıkı destek sağlıyor. Moon da, bu kadının kimliğinde dünya kadınlarını unutmuyor, onu BM İnsan Hakları Yüksek Komiser Yardımcılığına atıyor.

Ancak, Türkiye’nin kadınları o kadar şanslı değil. Örneğin, BM Kadına Yönelik Şiddet Raportörü Prof.Yakın Ertürk’ü devletten arayan pek yok. O raporlarını BM’ye yazıyor, aynı çalışmalar dünyaya ve bu arada Türkiye’ye BM üzerinden yayılıyor.

186’DA 160. SIRA

Brüksel’de ise, kadınlarımız panellerde. Dünya Kadınlar Günü nedeniyle, AB’de bugün gün boyunca panel var.

Dün ve önceki gün de, var. Orada Nükhet Hotar, Meltem Ağduk, Selma Acuner, Gülseren Onanç, Nebahat Akkoç, Feryal Menemenli bizim kadınlarımızı temsil ediyor.

Panellere katılan kadınlarımız iyi de, kadınlarımızın Türkiye’deki genel durumu parlak değil. AB sürecine bağlı olarak, yapılan yasal değişiklikler, bazı eksikliklere rağmen, olumlu. Kadınlarımız artık birey olarak kabul ediliyor.

Yasalarda birey ama, fiilen henüz değil. Örneğin, kadınların siyasal katılımı açısından Türkiye 186 ülke arasında 160. sırada. Meclis’te kadın oranı yüzde 4.4. Yerel yönetimlerde yüzde birin altında. Bu oran AB’de yüzde 30.

Çalışma yaşamında kadın, okuma yazma bilen kadın denildi mi, Türkiye hep gerilerde. Ama, şiddete uğrayan kadın açısından, bizden önde olan Orta Doğu ve Afrika ülkeleri. Düzeltmeye dönük iyi niyetli çabalara rağmen.

Bizim gibi sınıfsal eşitsizliklerin keskinleştiği bir toplumda, kadın-erkek eşitsizliği, bunun bir uzantısı.

Maçoların kol gezdiği ülkemizde, kadınlarımıza bugün kutlu olsun.

Makam arabası gelin arabası

MALATYA’nın Erenli beldesi. Orada çalışan şoför Osman Avcı, belediyeye ait makam arabasını kendi düğününde gelin arabası olarak kullanıyor.

Belediye Başkanı Hasan Avcı (DYP) buna çok kızıyor. Aynı zamanda uzaktan akrabası olan Osman Avcı hakkında soruşturma açıyor. Yetmiyor, aylık ücretinin yarısını kesiyor. Haber bu.

Tipik bürokrasi örneği. Hiçbir esnekliğe, hiçbir hoş görüye izin vermeyen katı bir tutum. O araba, makam hizmeti dışında, kim bilir nerelerde kullanılıyor, kim bilir kimlerin emrine hazır.

Ne var bunda? Belli ki, şoförün gelin arabası hazırlamaya maddi gücü yok. Bırakın ceza vermeyi ve soruşturma açmayı, o belediye başkanı, hatta düğün hediyesi bir jest olarak, arabayı bir günlüğüne o şoföre verse, dünya mı yıkılır?

Kuralsızlıkların her yerde at koşturduğu bir ülkede, olmaaaaz, makam arabası gelin arabası olmaaaaz. İnsani duygulardan bu kadar uzak bir tutum, o insanlara düğünü zehir etmiyor mu?
Yazarın Tüm Yazıları