Kaçırdığı çocukların hikayelerini yazdı

Beyrut, Bağdat, hatta İstanbul, çılgın kadın Donya Al-Nahi’nin (38) çocuk kaçırmak için fink attığı kentler. Şimdi maceralarını kitap haline getirdi. Adı, Çöl Kahramanı. Kitabı filme çekmek isteyenler şimdiden sıraya girdi bile...

Elinde tabanca, şakası yok!.. ‘Ya bana çocuklarımı verirsin ya da seni vururum.’

İskoç asıllı, Cambridge diplomalı, Londra’da Victoria evlerinde mukim, dört çocuk annesi Donya, çılgın gibi, oniki yıllık kocasına böyle bağırıyor.

Hayatın cilvesine bakın ki, tam yirmi yıl boyunca, başkaları için, dünyanın en tehlikeli bölgelerinde çocuk kaçıran Donya, şimdi kocasının kendisinden kaçırdığı çocuklarının peşine düşüyor.

*

Donya, anadili İngilizce yanında, Arapça’yı çok iyi konuşuyor. Kültür karmaşasının tam ortasında. Türbanlı ama yeşil gözlerinde rimeli, ince dudaklarında ruju, pamuk ellerinde ojesi eksik değil!..

16 yaşında bir Ürdünlüye aşık oluyor. Müslümanlığı seçiyor. Bütün İslami kuralları uyguluyor. Buna rağmen, Amman’daki hayata ancak onsekiz ay dayanıyor ve Londra’ya kaçıyor.

Sonraki aşkı bir Tunuslu. Ama zifaf gecesi, üzerindeki gelinlikle, bir taksiye bindiği gibi, soluğu havaalanında alıyor.

Donya’nın Araplara aşkı bitecek gibi değil!.. Üçüncü aşkın adresi Suudi Arabistan. Iıhh, o da hüsran!..

Dördüncü sıradaki bir Kıbrıslı. Ondan bir oğlan doğuruyor. Hayatına damgasını vuracak, ilk çocuk kaçırma burada. Kendi oğlunu kucağına aldığı gibi, Kıbrıs’tan yine Londra’ya...

İşte, nihayet karşısında hayatının erkeği!.. Bu seferki bir Iraklı Şii. Mahmut, Londra’da bir Lübnan lokantasında garson. Donya, tesadüfen o lokantaya gidiyor. Mahmut, Donya’ya yemek servis ederken, Donya ona çoktan aşık!.. Mahmut için ise, Donya tam aradığı kadın. Önce İskoç, sonra Arapça biliyor. İslam’a bağlı. Yeni yeni Batı’ya alışmaya çalışan Mahmut, kendine orada yer edinme peşinde. Doğup yetiştiği Basra’nın bir köyü neresi, Londra’da bir İskoç kadınla hayat neresi?.. Hemen evleniyorlar. Arka arkaya üç çocuk.

Donya, Londra’da durakta otobüs beklerken, yine bir İngiliz Müslüman Mary ile tanışıyor. Mary’nin derdi büyük. Kızını, Libyalı kocası kaçırmış. Donya ile Mary derhal Libya uçağında!.. Libya’da kızı okulunda buluyorlar. Çölde geçen 17 saatlik araba yolculuğu sonunda, kız da beraber, hep birlikte Fas üzerinden, ver elini Londra!..

İlk çocuk kaçırmayı, iki, üç, beş, on ve yirminci kaçırma izliyor. Hepsi de, kendi içinde, ayrı bir macera. Kahire, Amman, Abu Dabi, Tahran, Saraybosna, Beyrut, hatta İstanbul, bu çılgın kadının çocuk kaçırmak için fink attığı kentler.

*

Garip bir zevk!.. Bazen sponsorlar buluyor, bazen hizmetleri karşılığı para kazanıyor. Bazen sahte pasaport, bazen birkaç pasaport!..

Abu Dabi’de, çocuğun annesiyle birlikte tam kaçıyor, sınırda yakayı ele veriyor. Mahkeme ve üç yıllık hapis!.. Devreye İngiliz Dışişleri giriyor, bir ay sonra Abu Dabi Emiri’nin affıyla, yeniden Londra!..

Tahran’da polisten kıl payı kurtuluyor. Cezayir’de canını limana zor atıyor. Beyrut’ta bombalar arasında, özel bir uçakla, ama yanında her sefer bir çocuk, babasından annesine ya da anasından babasına!..

Tahran’dan Londra’ya evine dönen Donya bir bakıyor ki, aaa, evde ne çocukları, ne kocası!.. Masanın üstünde mahkemeden davetiye. Boşanma davası!..

Tarih 30 Mart 2003. Irak’ta savaş başlayalı altı gün oluyor. Mahmut 22 yıldır ülkesinden, ailesinden uzak. Belli ki, Saddam’ın sonu yakın. Dayanma katsayısının sıfırlandığı o akşam, Mahmut, çocuklarını aldığı gibi, doğru Beyrut’a. Oradan, Şam’a.

10 Mayıs’ta TV’lerde ABD’nin Irak’ı işgal haberiyle birlikte, Mahmut, elinde küçük bavul ve üç çocuğuyla, Basra’da anasının evinde.

*

Donya durur mu?.. Aynı gün, 10 Mayıs’ta o da, Beyrut, Amman ve Bağdat. Biraz ayakkabasına sakladığı dolarların, biraz Amerikan askerlerinin yardımıyla, sora sora Basra’daki köy ve ömründe ilk kez gördüğü kayınvalidesinin evinde!..

Kocası ve çocuklar evde yok!.. Nerede?.. Yaşlı kayınvalide ile acele bir kavga, hemen bir taksi, kadıncağız Donya’nın gözaltında, Mahmut ve çocukların bulunduğu Bağdat’a!..

Evden içeri girer girmez, elindeki tabancayı kocasına doğrultuyor: ‘Ya çocuklarımı verirsin ya da seni vururum.’

Tamam çocuklar işte burada!.. Hasretle kucaklaşma, bu arada Mahmut’a aşk fısıltıları!..

Karayolundan Amman, uçakla Amsterdam ve Londra. Birkaç hafta sonra, Mahmut da polis-gözaltı ve yine bir dizi serüven sonrasında Londra’da.

Mahmut şimdi orada bir fitness center’de.

Donya Al-Nahi evinde. Maceralarını kitap haline getirdi. Adı, Çöl Kahramanı.

Kitabı filme çekmek isteyenler, onun kapısında bekliyor. İlk teklif, 60 bin Pound’dan başlıyor.

Anlatırken benim nefesim kesiliyor.

Bir de, bunları yaşamak!..
Yazarın Tüm Yazıları