IŞİD yolsuzluğa karşı

Yola çıkarken çakaralmaz tüfekler, patlar mı patlamaz mı, belli değil el bombaları, kasaturalar. Bugün tanklar, roketler, ağır silahlar.
Yola çıkarken para pul hesaplı. Bugün ayda beş milyon dolar vergi, milyonlarca dolar petrol geliri.
Yola çıkarken Irak’ta küçük bir Sünni grubun desteği. Bugün Suriye, Yemen, Ürdün, Libya, Mali ve Pakistan’a uzanan yelpazede destek, Sünni İslam devleti kurmak amacıyla. Her ay iki bin yeni militan yetiştirerek.
Sadece vuran kıran, öldüren militanlardan ibaret değil. Katı hiyerarşik yapısı içinde ilim adamları ve Irak ordusundan eski subaylar yönetiminde ideolojisi net bir cazibe merkezi: IŞİD. Bildik terör örgütlerinden çok farklı.

İŞGALE TEPKİ

IŞİD kısa zamanda çok büyüyor. Şöyle:
1- IŞİD’in doğmasında etkenlerden biri Amerika’nın 2003’te Irak’ı işgali. İşgalin getirdiği içsavaş Sünnileri kamçılıyor. Diktatör Saddam Irak’ta bütün etnik unsurları ve mezhepleri bir bütün halinde tutuyor. Saldırganlığı ve zulmüne rağmen. Devrilmesi sihre son veriyor. Irak dağılıyor.
2- Sünni IŞİD Şii Hizbullah’a imreniyor, Sünni terör örgütü kuruyor. Şii baskısına karşı Sünni İslam devleti kurma amacı bölge Sünnilerini IŞİD’e bağlıyor. “Tabii öldürecek, tabii vuracak, tabii kıracak”. Çünkü, amaç kutsal.

VE SÜRPRİZ

3- Kolay akla gelmez. IŞİD’e desteğin bir nedeni de, yolsuzluklara karşı çıkması, en azından bugüne kadar yolsuzluğa bulaşmamış olması. Yolsuzluğun cirit attığı Ortadoğu’da ve terör örgütlerinden farklı olarak, IŞİD’in kendi içinde yolsuzluk yok, en azından şimdilik. Gözünü açtığında yolsuzluğa uyanan bölge halkları için çekici bir nitelik. Sırf yolsuzluğa karşı çıktığı için terör örgütüne katılan binlerce kişi var. Yolsuzluk nefretinde görülmemiş bir zirve. Bu özellikleriyle IŞİD’i hava harekâtıyla bitirmek zor. IŞİD’le savaşta haklı olmanın bir koşulu da, harekâta katılan ülkelerin önce kendi içlerinde yolsuzluktan arınma zorunluğu.

İşte gazetecilik

BAŞBAKAN adayları arasında, Irak’ta etkili politikacı Ahmet Çelebi, Amerika’ya yakınlığı ile biliniyor. Amerika Saddam’ı devirmeye karar verdiğinde, Çelebi önemli rol oynuyor.
Alman Der Spiegel dergisi Çelebi’ye röportajda soruyor: “Amerika’ya Saddam’la ilgili yanlış bilgi vererek Irak’ın işgaline gerekçe hazırladınız. Bunun için pişman mısınız? Ülkenizde bugün terörü, ekonomik sefaleti ve insani ıstırabı görünce, Saddam’ı devirmeye değer miydi?” Çelebi “Pişman değilim” diyor. (Der Spiegel, sayı 38, s. 91)
İşte özlediğim, “Şunu sorarsam bana kızar” titremesinden uzak gazetecilik. TV’ler ortada, iktidar sahipleri karşısında takla atan, eğilip bükülen, tek bir ters soru soramayan aynı kayıtlı tipler, gazeteci kılığında.

İttifak fiilen var

“CIA Reyhanlı’da askeri merkez kuruyor. Buradan hem Suriye’deki isyancıları destekliyor, hem de IŞİD’e karşı işbirliği için el altından Şam Yönetimi ile görüşüyor.” Bu arada isyancıların komutanı iki günlüğüne Türkiye’ye geliyor. (Der Spiegel, sayı 38, s. 86) Amerika buradan isyancılara cephane, silah veriyor, hiçbir yardımı esirgemiyor. Bu haber doğru ise Türkiye IŞİD’e karşı Amerika ile fiilen ittifak halinde. Şu anda asker ya da uçak vermiyor ama diplomatik işbirliği var. “Ne yapacağımızı inceler, ona göre karar veririz”, askeri konuları kapsıyor.