İnsanlık suçu işlemediler ama yalnızlar

LEFKOŞA

Haberin Devamı

ZARF açılıyor, mektubun içinden bıçak çıkıyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile görüşmelere gideceği için Kıbrıs Rum Lideri Hristofyas’a gönderilen tehdit mektuplarının haddi hesabı yok.
Gönderen kısa adı Elam olan Ulusal Halk Cephesi adında bir örgüt. Örgüt ama, siyasal oluşum içinde yeri var, dört bin oy alıyor.
Kıbrıs coğrafyasında tehditlerin, protestoların sonu yok. Gösterilerden zaman zaman Eroğlu da nasibini alıyor.
Görüşmeye oturulduğunda, hem Eroğlu, hem Hristofyas tehditlerden söz ediyor, Rum Lider tebessümle, “Kıbrıs’ta siz işgalcisiniz, bu tehditleri ben onun için alıyorum” dediğinde, Eroğlu espriyle karışık, “iyi ki, öyle oldu, ikimiz de canımızı kurtardık” diyor.
Canlar kurtuluyor, ne var ki, Kıbrıs Türkleri için 1974’ten bu yana ne zaman biteceği belli olmayan yalnızlık süreci başlıyor.
İzolasyon yani tecrit, yani yalnız bırakılma, Kıbrıs Türk Halkının kaderine dönüşüyor. Spor, akademi, ticaret, siyaset, sanat, hangi kapıyı açmak istese, karşısında aşılmaz duvarlar yükseliyor. Yalnızlığın garipliği ve çaresizliği.
Düzenlenen İzolasyon Sempozyumu nedeniyle bu ruh halini Kıbrıs’ta bu kez ben de teneffüs ediyorum. Aynı anda, mücadeleyi sürdürmeye kararlı bir halk görüyorum. Bu beni teselli ediyor.

30 BİN RUS

Haberin Devamı

KKTC neden yalnız? Yunanistan rolünü başından beri iyi oynuyor. Arkasına Rusya ve Fransa’yı alıyor. Bunun sonuçları çarpıcı.
Kıbrıs Rum Kesiminde halen 30 bin Rus yaşıyor. On bin Rus firması var. Rusça gazete çıkıyor.
Bu cömertliğin fazileti müthiş.
Ruslar kara parayı Rum kesiminde aklıyor, aklanan para Rusya’ya Rum yatırımı olarak dönüyor. Yılda yedi milyar dolar.
Tezgah yerinde. Buna ortak noktayı eklemek gerek. İkisi de, Ortodoks. Din bağı, tezgahı güçlendiriyor.
Kısa süre önce Rus Devlet Başkanı Medvedev Kıbrıs Rum Kesimini ziyaret ediyor. Rivayet o ki, Yunanistan’ın iflası ardından, Medvedev Rusya’dan Kıbrıs’a akan parayı kurtarmaya gidiyor.

ÜÇ BİN PKK’LI

Rumlar Kıbrıs’ta sadece Rus ve Fransızlara değil, aynı zamanda PKK’ya da kucak açıyor. Kıbrıs Rum kesiminde üç bin PKK’lı var.
Kıbrıs çok yönlü bir yumak. Pek çok devletin at oynatmak istediği, çıkar sağlamaya çalıştığı bir bölgede bulunuyor. Yalnızlık biraz da bunun için.
Lefkoşa Belediyesi Kıbrıs Türklerinin uluslararası alanda tanınan tek belediyesi. Belediye Başkanı Cemal Bulutoğulları kendisini Amerikan, Çin, İngiliz büyükelçilerinin ziyaret ettiğini anlatırken, onlardaki tavır değişikliğini, KKTC’ye hak verdiklerini aktarıyor.
Birbirini tamamlayan ya da tersine, birbiriyle çelişen gerçekler yağmur gibi inerken, dün Kıbrıs Ticaret Odası Başkanı Günay Çerkez’in cümle beni çok sarsıyor:
“Biz hiç bir insanlık suçu işlemedik, ama yalnız bırakılıyoruz.”
Ankara’nın özellikle bu cümleyi duymasını bekliyorum.

Haberin Devamı

Türk Büyükelçiliği semineri ‘izole’ etti

ÖNCELERİ hırçın, sanki genel vali statüsünde. Kıbrıs Türklerine her şeyi öğretme havasında. O nedenle halkın ciddi tepkisini çekiyor. Sıkıntılı sürecin ardından KKTC’ye aniden büyükelçi atanınca, Kıbrıslılar daha da şaşırıyor.
Lefkoşa’daki Türkiye Büyükelçisi Halil İbrahim Akça için KKTC’deki genel kanı Kıbrıs ekonomisini iyi bildiği yönünde. Aynı beceriyi başlangıçta insan ilişkilerinde gösterdiğini söylemek güç. Hatta, bu tavırları Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nu da üzüyor.
Büyükelçi atandığında Türkiye ile KKTC arasında gerginlik yaşanıyor. Daha sonra Başbakan Erdoğan Kıbrıs’a geldiğinde durumu toparlıyor. Akça artık büyükelçi gibi davranmaya başlıyor.
Lefkoşa’da iki gündür “Uluslararası İzolasyon Sempozyumu” düzenleniyor. KKTC’nin tecrit edildiği, nasıl yalnız bırakıldığına dönük bildiriler sunuluyor.
İlk gün sempozyumu Türk Büyükelçiliği de izole ediyor, kimiseyi göndermiyor. Büyükelçilik uyarılıyor, sempozyuma dün bir temsilci katılıyor.
Bu bile yalnız bırakılmanın ölçüsü.

Haberin Devamı

Rumlar krize oynuyor

ELLERİNİ şimdiden ovuşturuyor Rumlar. Kıbrıs Rum Kesimi Haziran 2012’de yıl sonuna kadar AB’de dönem başkanı. Onlar için bulunmaz fırsat.
KKTC ile Hazirana kadar hiç bir biçimde anlaşma niyetleri yok. New York, Cenevre, B.M. Genel Sekreteri gözetiminde görüşmeler filan, gösteriden ibaret.
Haziran 2012’den itibaren Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığını sorgulamaya dönük politika oluşturma peşinde, sürekli kriz yaratmak.
KKTC üzerinden Türkiye’yi dış politikada sıkıştırmayı planlıyor. Örneğin, Irak mı, Rumlar hemen “sen Kıbrıs’a bak”,  Suriye mi, “sen Kıbrıs’a bak” tezi.

Gösteriler Rum tezgahı

NE zaman Rumlarla görüşme var, ne zaman Türk-Rum liderler zirvesi yapılacak,
KKTC’de Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu aleyhinde gösteriler düzenleniyor.
Belli bir azınlık bir ara Başbakan Erdoğan aleyhine de pankartlar açıyor. Türk kesimindeki protestolar hep Türkleri hedef alıyor. Oysa, yapanlar Türk.
Hatta, bir ara Eroğlu Hristofyas ile masaya oturduğunda, Güney Kıbrıs Rum Lideri “bak, senin halkın seni istemiyor” diyor.
Rum tarafından beslenen marjinal bir gurup, Rum politikasına alet oluyor.

Yazarın Tüm Yazıları