Paylaş
Kim Rabia Kadir? Çin’in Uygur Türklerine yaptığı zulüm sonrasında, adı ön plana çıkan Uygur asıllı Türk kadını. Dünya Uygur Kongresi Başkanı. Muhtemelen çifte vatandaşlık taşıyor. Amerika’da yaşıyor.
Çin askerlerinin Uygur Türkleri’ne saldırısı ile birlikte, Dünya Uygur Kongresi Başkanı olarak, Rabia Kadir’in adı ister istemez ön plana çıkıyor. Kendisi çeşitli yayın organlarına görüşlerini aktarıyor.
Türkiye’nin ona vize verip vermediği, Yalova’ya gelip gelmediği tartışılınca, Urumçi’deki saldırı bir anda bizde iç politikaya yansıyor.
Sorunun çok başka bir yönü var, izlediğim kadarıyla, pek değinilmeyen yönü.
BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMASI
Üç gün önce bir gazete Rabia Kadir’in Yalova’da bir konuşma yapmak için Türkiye’ye geldiği yazıyor.
Hayır, gelmiyor. Çünkü, kendisine vize verilmiyor. Bunu kim söylüyor? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli. Bahçeli yazılı açıklamasında:
“Geçtiğimiz yıl, Raiba Kadir’e vize verilmesi için, girişimde bulunduk, ancak, o zaman bize, Çin’in hassasiyeti sebebiyle, BM Güvenlik Konseyi seçimleri sırasında gündeme getirilmesinin doğru olmadığı bildirildi ve ona vize verilmedi”.
Bu doğru. Zaten Bahçeli’ye iletilmiş.
ALMAN YURTTAŞI
Neden vize verilmiyor? Devlet Bahçeli:
“... Bugüne kadar Türkiye’ye gelmesi sakıncalı bulunanlar listesinde yer alan Rabia Kadir...”
Perde burada açılıyor.
Aslında “sakıncalı listesinde” bulunan ve vize verilmeyen bir başka Uygur asıllı Türk daha var. Adı son olaylarda hiç geçmediği için, ben de yazmıyorum. O da, şu anda çifte vatandaşlık sahibi, Alman yurttaşı.
Canımız, ciğerimiz nutukları arasında dünyada önde gelen bu iki Uygur asıllı Türk’e neden vize verilmiyor?
Şimdi ikinci perdeye geçiyoruz.
ÇOK TOPLANTI
Kimsenin pek fark etmediği toplantılar dizisi var. Hepsi Türkiye’de.
Bunları, arka planda Amerika düzenliyor.
Uygur Türkleri, Doğu Türkistan, Kırgız Türkleri gibi diziler. Hep Türk kökenli topluluklar. Hepsi Orta Asya’da Çin ya da Rusya’nın komşusu. Hepsi bir zamanlar Çin ve Rus etkisi altında yaşayan topluluklar.
Onlara ilişkin toplantılar neden hep Türkiye’de? Tamam, hepsi Türk kökenli de, bu toplantılar neden hep Amerikan önerisi ile Türkiye’de?
Amerika, Türk toplulukları üzerinden Çin’i rahatsız etmek isteyebilir, ama bizim böyle bir politikamız yok.
Rabia Kadir ile adını vermediğim Uygur asıllı o Alman yurttaşına vize verilmeyişi işte bundan.
Amerika bu oyunda herkesi kullanıyor. Türkiye bu iki Uygur Türkü’ne vize vermeyerek, “Olanların farkındayım” demeye getiriyor.
Çin de, Amerika’nın Türkiye üzerinden bu tür oyunlara girdiğinin farkında. Uygur Türkleri’ne yönelik saldırısı, aslında Amerikan politikalarına tepki.
Ama, bu tepkinin masum insanları öldürmekle, vahşete dönüşen katliamla açıklanacak yanı yok.
Son perde kanla kapanıyor.
İstanbul Anayasası’nda üçüncü köprü yok
JAPONLAR geçen şubatta İstanbul ile ilgili uzun süren bir çalışma yapıyor. Daha sonra bu çalışmayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş bir belediye meclisi toplantısında övgüyle anlatıyor:
“Ben İstanbul’un anayasasını yaptım. 1 bölü 100 binlik çevre planı.”
Japonların da katkısıyla yapılan bu çevre planında, yani “Anayasada” üçüncü köprü yok. Üçüncü köprü doğrudan Ankara iradesi kapsamında.
Önceki gün Belediye Meclisi toplantısında, CHP İl Başkanı ve meclis üyesi Gürsel Tekin üçüncü köprüyü Kadir Topbaş’a sormak istiyor. Ancak, Topbaş toplantıya katılmıyor. Gürsel Tekin soruyu AKP Grup Başkanı’na soruyor, o da “bilmediğini” söylüyor.
Üçüncü köprünün sözüm ona, nereden geçtiği sır olarak kalırken, birileri özellikle Kınalı-Akyazı-Beykoz çevrelerinde arsalar kapatıyor. Eğer, köprü oradan geçerse, o arsalar iyi para edecek.
Soru bir: O arsaları kimler kapatıyor? Bunu araştırmak iyi gazetecilik olur.
Soru iki: Köprü İstanbul’a yapılıyor, köprü ile Ulaştırma Bakanı ilgili. Kadir Topbaş ne düşünüyor? Bunun arka planını araştırmak iyi gazetecilik olur.
Paylaş