İçişleri direndi, ama...

HANGİ toplantıda olursa olsun, söz pek değişmiyor: ‘Araştırıyoruz, inceliyoruz, bakıyoruz’ palavraları!.. İçişleri Bakanlığı yaklaşık iki yıldır araştırıyor, inceliyor, bakıyor!..

Nüfus cüzdanlarından din hanesinin kaldırılması AB koşullarından biri. Avrupa’da hiç kimsenin dini devleti ilgilendirmiyor. Devlet yurttaşlarının hangi dine inandığı ya da herhangi bir dine inanıp inanmadığı ile ilgili değil. Onun için de, AB yurttaşlarının nüfus cüzdanı ya da pasaportlarında din hanesi yok. Laiklik ölçütlerinden biri olmak üzere.

Demokratikleşme paketleri sırasında, din hanesinin kaldırılması da, sık sık gündeme geliyor.

RİG’DE UYUTMA

En son vurgulandığı yer, Avrupa Konseyi’nin Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Komisyon raporu. Bu raporda nüfus cüzdanlarından din hanesinin kaldırılması yönünde Ankara yeniden uyarılıyor.

Ankara’da Türkiye’nin AB sürecinde atması gereken adımları izleyen bir gurup var. Reform İzleme Gurubu (RİG). Bu gurup Dışişleri, İçişleri, Adalet Bakanlıkları başta olmak üzere, ilgili bakanlık ve kuruluşlardan oluşuyor. RİG’in başkanı Dışişleri Bakanı Abdullah Gül.

Nüfus hanesi RİG’de de, yaklaşık iki yıldır dile getiriliyor. Bunu fiilen kaldıracak olan Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü. Bu müdürlük İçişleri Bakanlığı’na bağlı.

Konu RİG’de ne zaman ele alınsa, İçişleri Bakanlığı temsilcisi aynı uyutma taktiğinde, ‘inceliyoruz, araştırıyoruz, bakıyoruz!..’ Ne de olsa, tabana hassas mesajlardan biri bu direnmeden geçiyor!..

ÇARESİZ KALKIYOR

Ama, elin oğlu yemiyor!.. Avrupa Konseyi’nin anılan komisyon raporundan sonra, AB’den fırça üstüne fırça geliyor!.. İçişleri Bakanlığı AB ile AKP tabanı arasında sıkışıyor.

Sonuçta, iki yıllık direnmenin ardından, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü nüfus cüzdanlarından din hanesi kaldırılmasını ilke olarak kabul ederek, bu yönde çalışmalara başlıyor.

İlke olarak kabulü, bu kabul üzerine çalışmaların başlatılması!.. Ne demek bu?.. Madem kabul ettin, kaldıracaksın!.. Ne çalışması?.. Sözüm ona, hálá zaman kazanma!..

İlke şu: 2006’da din hanesi kalkıyor. Çalışma şu: Yeni nüfus cüzdanları basılıyor.

AKP’lilerin bir bölümü bundan memnun değil. Ama ne yaparsın, ya AB yoluyla laiklikte bir adım daha ya da köhne bir zihniyete mahkumiyet!..

AB’nin dediği olacak, tıpış tıpış yapacaksın, bu baştan belli değil mi?..

Borabay halkı isyanda

BORABAY Krater Gölü
Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı SİT ve turizm alanı içinde, korunması gereken tarihi ve doğal zenginliklerimizden biri.

Borabay Belediyesi Amasya Orman Bölge Başmüdürlüğü’ne başvurarak, Borabay Göl çevresine turistik motel ve dinlenme tesisleri yapmak istiyor. Göl ve çevresi SİT ve turizm alanı kapsamı içinde olduğundan, ormancıların yasal olarak buna izin vermeleri mümkün değil.

Çözüm hükümetten geliyor!.. 6 OCak 2005 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu kararıyla, Borabay Gölü turizm kapsama alanı dışına çıkartılıyor. Bunun pratikteki anlamı şu:

Buraya artık tesis yapılabilir!.. Yani, o güzelim ve korunması gereken göl ve çevresi yapılaşmaya kurban!..

Başta TEMA temsilcisi Turgut Umur, DSP Amasya il başkanı Kazım Yıldırım, CHP Amasya milletvekili Mustafa Sayar olmak üzere, Amasya Halkı karara tepkili. Kararın geri alınması için Amasya Halkı imza kampayası açıyor. Hükümetin bu yanlış karardan dönmesini bekliyor.

Kart borcu 593 trilyon

NEYSE
ki, yeni yasal düzenlemenin artık eli kulağında!.. Kredi kartı dağıtımı ve kullanımı yeni kurallara bağlanıyor. Çünkü, olay yeni bir sosyal facianın eşiğine dayanıyor. Çarpıcı gerçekler var.

Örneğin, ödenemeyen kredi kartı borcu tam 593 trilyon lira!.. Kartlar havada uçuştuğundan, insanlar bankada hesabı var mı yok mu demeden, kredi kartından harcama yapıyor. Nasıl ödeyeceğini bilemeden!.. Zaten, bunun için borç 593 trilyon liraya dayanıyor.

Örneğin, kredi kartı borcunu ödeyemenlerin sayısı 500 bini geçiyor!..

Öngörülen yasayla, hem kart dağıtım ve kullanım ölçüleri, hem de kredi kartı faizleri sınırlanıyor. Geç kalınmış olsa bile, yerinde bir adım.
Yazarın Tüm Yazıları