Hitler’den Macbeth’e

HİTLER Roma İmparatorluğu’na hayran.

Haberin Devamı

Roma tarihin en büyük üçüncü imparatorluğu. Hitler’e göre, o gücün bir kaynağı da sanat, sanatı politika belirler kuralı. Kendi liderliğinde aynı güce ulaşacağına inanan Hitler sanatı denetim altına alıyor. Bunu sağlayacak kurumlar oluşturuyor, temel hedef “kendi kültürünü yaratmak”. Kendine yakın kültür adamlarını etrafına topluyor. Onlar üzerinden özgürlükçü yazarlara ve eserlerine kıyım başlıyor, klasikler dahil.
Bu yıl dünya Shakespeare’in 450. doğum yılını kutluyor, 1564-2014. Dünyanın pek çok ülkesinde Shakespeare oyunları özellikle yeniden sahneleniyor. Tiyatro tarihinde en çok onun oyunları sahneye konuyor. Macbeth onlardan biri.


İKTİDAR ZULMÜ

Macbeth iktidar hırsını, iktidar zulmünü, dostlara ihaneti, güç edinme ihtirasını anlatıyor, bin türlü dalavere ile.
Macbeth’i Devlet Tiyatroları yeniden oynamaya karar veriyor, sonra programdan çıkarılıyor. Devlet Tiyatroları bu haberler üzerine açıklama yapıyor, “Kaldırılmadı, teknik nedenlerle ertelendi”. Umarız öyledir.
Devlet Tiyatroları, adı üstünde devlete bağlı, Kültür Bakanlığı’na. İktidara kim gelirse, Devlet Tiyatroları’nı da o iktidar yönetiyor. İktidarın meşrebine göre, “Sanat özgürdür” diye düşünenler döneminde özgürce program yapıyor ya da tersi, parmakla işaret ediliyor, “Şunu oyna, bunu oynama”. Kendi kültürünü yaratmak adına.


GOCUNMAK

Gerçekten ertelenmiş ise, “şimdilik” mesele yok. Ama, sahneden inecekse, Macbeth’in içeriğine bakarak, ortada bir itiraf var. 1- İçeriğinden gocunan birileri var, onu dikkate alıyorsun. 2- Dört yüz yıllık Macbeth’i kaldırarak, dünyaya rezil oluyorsun.
Sanat, iktidarın kimliği. Sanata sansür hiçbir zaman silinmiyor, “tarihsel yük” olarak iktidarın sırtına yapışıyor. Baksanıza, hâlâ Hitler hatırlanıyor.

Haberin Devamı

‘Memuru ezdirmeyiz’

ON iki yıl boyunca her fırsatta “Biz memuru enflasyona ezdirmeyiz”. Enflasyon üç gün önce belli oluyor, yüzde on, memura zam yüzde üç. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Memura enflasyon farkı vermeyeceğiz”. Malum, ezdirmek yok.

Haberin Devamı

Dördüncü Murat

TEK kolla altmış kiloluk gürzü, elli kiloluk yayı kaldırıyor, güçlü fiziğe sahip, sıkı güreşçi. Tahta oturduktan dört gün sonra sünnet oluyor, IV. Murat on bir yaşında padişah.
Döneminde Evliya Çelebi, Hezarfen Ahmet Çelebi, Nefi var. Yazdığı hicivlere dayanamayan IV. Murat şair Nefi’yi boğduruyor. Eleştiriye yer yok. Alkolü ve tütünü yasaklıyor. Tebdilikıyafetle dolaşıp, alkol, tütün ve kahve denetimi yapıyor. Meyhane ve kahvehane basıyor, birisini tütün ve içki içerken gördüğünde, “Terbiyesiz herif, ben tütünü yasakladım” demeden, para cezası da yok, doğru zindana.
Şanlı Bağdat seferi var, bugün hâlâ geçerli olan İran’la sınırımızı çizen 1639 Kasr-ı Şirin Anlaşması var, yine de alkol ve tütün yasağına karşı zindana attırdıkları ile anılıyor.

Haberin Devamı

Akdoğan aramadı

KENDİNDEN geçmiş halde, “Sen neden hep Atatürk’ü savunuyorsun, Müslümanlığı ve Filistin’i de savunsana” nidasıyla RTÜK üyesi Ali Öztunç’un odasına dalıyor, tehdit büyük, “Gelecek defa seni öldürmeye geleceğim”.
Öztunç
’a saldıran RTÜK’te geceleri çalışan bir teknisyen, engelli kadrosuyla orada, cezai ehliyeti yok. Psikolojik tedavi görüyor. Birileri muhtemelen onu kışkırtıyor, nasıl olsa, cezai ehliyeti yok. Saldırı sonrasında hastaneye yatırılıyor, rapor alır ve kurtulur hesabıyla. Kışkırtmalarla RTÜK’te muhalefeti sindirmeye çalışıyorlar.
Öztunç’a saldırı tıpkı Danıştay saldırısı gibi. Elinde silah olsa, öldürecek. Saldırıdan sonra ilgili Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın Öztunç’u arayıp “Geçmiş olsun” demesi beklenir. Çok beklersiniz böyle bir nezaketi, Öztunç CHP kontenjanından RTÜK üyesi, ne araması.


Yazarın Tüm Yazıları