Diyarbakır-3ŞİMDİ Türkçe zamanı!.. Diyarbakır'da Türkçe kurs açılıyor. Ezberdeki nedir?.. Türkçe ile karışık, belli kavramları acele aşılamak merakı!.. Türkçe öğrenme kursunda, bayrak, vatan, millet, tarih dersleri!..Türkçe öğrenmeye gelen Kürtler biraz yadırgıyor. Bunun üzerine, devletin akıllı valileri devreye giriyor ve ''Türkçeyi günlük hayatın akışı içinde öğretin'' öğüdünü veriyor. Diyarbakır merkez olmak üzere, Güneydoğu'da yoğun bir kurs faaliyeti sürüyor. 90 ya da 45 saatlik hızlandırılmış kurslarla, ailelere Türkçe öğretiliyor. Şu ana dek, 38 bin kişi kurslardan geçiyor. Ayrıca, köy köy dolaşılarak özellikle kız çocukların okula gönderilmesi sıkı sıkıya izleniyor.Bölgede okul ve öğretmen açığı yok. Bunun sonucunda, ÖSYM sınavlarında sayısalda Diyarbakır öğrencileri birkaç yıl önce Türkiye'de 78'inci iken, önce 35, sonra 27 ve bu yıl da Türkiye 3'üncülüğüne yükseliyor. Vali Cemil Serhadlı durumu keyifle anlatıyor.Devlet Türkçeyle ilgileniyor, ya Kürtçe yayınla?.. Bölgede Türk TV'leri yanında, ayrıca PKK'nın kurduğu Med TV izleniyor. Son günlerde buna Barzani'nin kurduğu KTV ekleniyor. Çok çarpıcı, KTV'nin teknik açıdan kurulmasında, bir Türk gazetecinin payı büyük!.. Bu TV kuruluşu için, o gazeteci fiilen çalışıyor, birkaç sefer Kuzey Irak'a gidiyor, Barzani ile görüşüyor. Devletin bilgisi olmadan, mümkün mü?..GİDENLER DÖNMEYECEK!Geçen dönemde, bazı insanlar zaman zaman bölge dışına çıkartılıyor. OHAL kalktığına göre, şimdi ne olacak?.. Vali Serhadlı:''Bazı devlet memurlarını kendi meslekleri dışındaki faaliyetleri ve örgütle bağlantıları nedeniyle, mecbur kalınca bölge dışına gönderdik. Sürgün, deniyor, evet İzmir'e, Aydın'a, Muğla'ya sürgün!.. Şimdi OHAL kalkınca, bölge dışına gönderme yetkisi de kalktı. Ama, gidenler artık geri dönemeyecek!..''Buna karşılık, bölgede herkesin merak ettiği bir başka konu, korucular ne olacak?.. Serhadlı:''Korucuları mağdur etmeye devletin hakkı yok. Şu anda 46 bin korucu var. Onlar ölünceye kadar, devlet onlara sosyal güvence sağlayacak. Eğer, geçmişte, halk çok daha fazla bölünmediyse, bu korucular sayesindedir. Ayda 140 milyon lira alıyorlar. Bunu almaya devam edecekler, emeklilik gibi.''Geçen dönemde korucular çok tartışılıyor. Devlet onlara sahip çıkmayı sürdürüyor. Buna karşılık, Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik :''Köye dönüşlerde korucular büyük engeldir. Çünkü, boşaltılmış köylere korucular el koymuştur. Koruculuğun da kaldırılması gerekir.''Bu sözler, OHAL sonrasında bir başka sorunu gündeme getiriyor.BOŞALTILAN KÖYLERKöye dönüş aslında 2000 Haziran'ında başlıyor. Neden dönüş?.. Çünkü, terörün en azgınlaştığı dönemde, PKK'ya yataklık iddiasıyla, bine yakın köy ve bir o kadar mezra boşaltılıyor. Boşaltılan köylere, şimdi geri dönüş başlıyor. Bölge Valisi Gökhan Aydıner açıklıyor:''Köylerden 300 bin kişi gitmişti. Şimdi 58 bin kişi 452 köy ve 345 mezraya dönüş yaptı. Şu anda 364 köy henüz boş. Bu arada oniki örnek köy yapıldı. Devlet ev yapımı için malzeme ve toprak verdi. Ancak, gidenlerin çoğu, şimdi köylerine geri dönmek istemiyor.'' Çok normal. Çünkü, köylerinden zorla da olsa gidenler, kent yaşamına alışıyor ve artık köy geride kalıyor.Tıpkı OHAL yönetiminin geride kaldığı gibi!.. Yönetim biçimine ek olarak, artık fiilen valilik olarak da kalkıyor. OHAL Valisi Aydıner:''OHAL'de kadrolu bir tek ben varım. Diğer personel devletin ilgili birimlerinden geçici olarak burada göreve gelmişti. Maliye, Emniyet, MİT, Bayındırlık gibi. Şimdi onlar eski dairelerine dönecek.''Uzun ve acılı bir dönemin kapanışı. Terör sona eriyor. Böyle bir iç savaşın yeniden yaşanmasını önlemek üzere, sıra şimdi ekonomik ve sosyal yatırımlarda. Son on yılda, tüm hükümetler ''Güneydoğu'ya ekonomik ve sosyal yardım paketi açıyor. Vaadlerin bini bir para!.. Bunlar büyük gürültülerle ilan ediliyor.Oysa, gerçek farklı!.. Ne yazık ki, o ilan edilen paketlerin bir teki bile açılmıyor!.. Devlet sözünde durmuyor!.. Şimdi, tam otuz bin insana mal olan barışı sürekli kılmak için sözünde durmak ve yöre insanlarıyla hep diyalog kurmak zamanı.