Paylaş
Yaklaşık bir buçuk yıl sonra, 21 Eylül 2012’de Deniz Kuvvetleri’ne mensup 36 amiral, 115 subay, 5 astsubay Balyoz davası kararlarıyla on üç-yirmi yıl arasında değişen ağır cezalara çarptırılıyor.
Amirallere suikast, Poyrazköy, Kafes, casusluk davalarıyla birlikte, sanık-tutuklu durumunda bulunan kabaca 250 denizci bu listeye eklendiğinde 400 seçkin denizcinin tasfiyesi söz konusu.
GÜRDENİZ’İN MEKTUBU
Halen Balyoz davasından tutuklu Amiral Cem Gürdeniz gönderdiği mektupta, bu özetten sonra şu tespiti yapıyor:
“Yaşanan durum Fransız İhtilali sonrasında Fransa donanmasının düştüğü duruma benziyor. Böylesine acımasız ve gözü kara tasfiyeler ancak ihtilallerde yaşanabilir.
(...) Söz konusu sahte davalar ile tasfiye edilenlerin yüzde doksanı kurmay, yurtdışı görevlerde bulunmuş, yüksek lisans eğitimi yapmış, Deniz Kuvvetleri’nin vurucu gücünü temsil eden Harp Filosu, Hücumbot Filosu, SAT, Deniz Hava ve Amfibi birliklerinde kritik kadrolarda görev yapan, beheri yarım milyar dolara yakın donanmanın en güçlü savaş gemilerinin komutan ya da komodorları arasında bulunuyordu.
(...) Yaşanan tasfiyeler sonunda net hedef, Türkiye’nin ve Cumhuriyet donanmasının bölgesel güç olmasının önlenmesidir”.
KOMUTAN KALMADI
Amiral Gürdeniz dava sürecini hukuk açısından eleştiriyor ama asıl bu davaların donanmaya verdiği zararları ekliyor. Bunları hapishanede yazdığı kitapta ayrıntısıyla inceliyor. “Hedefteki Donanma” kitabı bu açıdan tarihsel belge.
Kitapta donanmanın yükselişi ve sonrasında, mektubundaki ifadesiyle, “Avrupa-Atlantik cephesinde yarattığı rahatsızlık sonucu karşı karşıya kaldığı linç kampanyasını” anlatıyor.
Kitabı okumayı bitirirken dün gazetelere yansıyan haber, mektubun kanıtı gibi:
“Deniz Yıldızı tatbikatını yönetecek komutanın yurtdışına çıkış yasağı bulunduğu için, tatbikat bir başka tatbikat kapsamına alınarak, yurtiçinde yapılacak”.
Tatbikatı yönetecek komutan kalmıyor. Bugün tatbikat, yarın savaş ya da benzeri bir fiili durumda, savaşı yönetecek komutan yok.
Amiral Gürdeniz tespitlerinde haklı çıkıyor.
‘OLMAZ BÖYLE ŞEY’
Benzer tespiti TV’de Tayyip Erdoğan da yapıyor:
“Bizim bu kadar gemimiz var, oralara gönderecek komutanımız kalmıyor. Olmaz böyle şey”.
Oluyor ve evet komutan kalmıyor, tatbikatı yapacak komutan için zorlama düzenlemelere gidiliyor.
Yarın savaş çıksa, o komutan uluslararası sulara çıkamayacak. Pek çok gemi de limanlarda demirli bekleyecek.
Yönettiğiniz ülkede durum bu. Yazıklar olsun. Asıl Balyoz işte bu.
Doğu Akdeniz seferleri paydos
TÜRKİYE uzun süredir Kıbrıs Rum kesimi ve İsrail ile Doğu Akdeniz’de rekabet yaşıyor, petrol ve doğalgaz aramaları için. Sonunda İsrail doğalgaz buluyor.
Türkiye o bölgede hakkı olduğunu söylüyor ve bir ara sondaj gemisi göndermek istiyor. Nedense, o girişimden ne bir ses, ne nefes var. Şimdi ise durum fiilen vahim.
1- Ulusal petrol şirketi TPAO’nun arama ruhsatları iptal ediliyor. Kim sondaj yapacak?
2- Sondaj gemisinin güvenliğini sağlamak üzere oraya gönderilecek gemilere komutan bulmak artık çok güç.
Türkiye haklarını savunamaz hale düşüyor.
Paylaş