1978 doğumlu, 24 yaşında. Doğduğu gün Diyarbakır'da sıkıyönetim var. 1987'de sıkıyönetim bitiyor, OHAL başlıyor. 24 yıldır olağan demokratik rejimi bilmiyor:
''24 yilda iki şeyi ögrenmişem, susmayi ve savaşmayi!.. Ne bilirem, olagan hal diyorlar, normal nasildir ki!..''
Susmak ve savaşmak, aynı anda!.. Birbirine taban tabana zıt. Ama işte, tam günümüz Diyarbakır'ını anlatan bir ifade. Her gördüğünüz gerçek, her duyduğunuz gerçek ve her gerçek diğeriyle çelişiyor.
Diyarbakır'a koca koca mağazalar dikiliyor. İşte, Diyarbakır Galeria. Saat, oyuncak, mücevher, elektronik eşya, mobilya, züccaciye ve de yabancı marka dahil her türlü giyim kuşam mağazaları, kafetaryalar. Bir de kaset ve CD satan bir dükkan. Kasetler 4, CD'ler 8 milyon lira. Sorum üzerine:
''Günde 20 tane Türkçe, 15 tane Kürtçe kaset satirim. Eskiden Kürtçeyi tanidigi varsa alirdi, şimdi rahatladi alirken. Satiş biraz artmiştir, ama çok artmamiştir.''
Bu rahatlamaya devletin refleksi?.. Daha doğrusu OHAL sonrasına dönük, devlet herhangi bir hazırlık yapıyor mu?..
HALKA NASIL DAVRANILACAK?
OHAL Bölge Valisi Gökhan Aydıner açıklıyor:
''Devletin üst kademesinde kararlaştırıldı. Beş ay önce eğitim programları başlatıldı. Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ile mülki makamlara verilen talimat çerçevesinde hem güvenlik güçlerine, hem de sivil yöneticilere, OHAL sonrasında insanlara nasıl davranılacak, diye seminerler yapıldı. OHAL uygulanan onbir ile yazılar yazdım.''
Bölge Valisi Aydıner çok önemli bir açıklamada bulunuyor. Devletin OHAL sonrasında, o bölgedeki yurttaşlara nasıl davranılacağına dönük düzenlenen kursları anlatıyor:
''Bu kurslarda, güvenlik güçlerine OHAL mevzuatı ile normal mevzuat arasındaki farklar ve uygulamalar anlatıldı. İnsan hakları, CMUK, halkla ilişkiler, normal hukuk mevzuatının ağır bastığı bir eğitim programı düzenlendi. Bölgede görev yapan her jandarma, her polis ve her yönetici bu eğitimden geçti. Son bir yıldır askeri birlikler zaten geri çekildi, görevi jandarmaya devretti.''
Kurslar devletin nezaketi!.. Halk bunun farkında. Vaktiyle işkenceden geçmiş, eşini faili meçhul cinayette kaybetmiş bir yurttaş bile:
'Bölge Valisi Aydıner ile Diyarbakır Valisi Cemil Serhadlı'nın yumuşamaya geçişte önemli rolleri oldu.''
Diyarbakırlı'nın bundan sonrası için merak ettiği bir konu var. Bölgede çok sayıda kontrol noktası var. Bir yerden bir yere giderken kimlik denetimleri, üst baş arama ve benzeri uygulama. Üstelik, o dönemde pek de nazik değil!.. Gökhan Aydıner:
''Kontrol noktaları yine olacaktır, zaman zaman Ankara ve İstanbul'da olduğu gibi. Ama, şimdi arada ciddi fark var. Eskiden OHAL yetkili idi kontrol noktalarında. Artık bu yetki yok. Şimdi ancak hakim kararıyla, acele hallerde ise, normal İller Yasasında yer aldığı gibi, mülki amirin yazılı emriyle arama yetkisi kullanılacak.''
Yani, eskiden olduğu gibi değil, kahveye giriliyor ya da kontrol noktasında emir yağıyor:
''Kalkın lan hepiniz ayağa, boşaltın lan ceplerinizi!..''
Hatta, zaman zaman dipçikler ve coplarla!.. Hayır, o dönem artık geride.
Ya güvenlik güçlerinde sayısal azalma?.. Gökhan Aydıner:
''Özellikle kırsal alanda devletin hakimiyetini tesis edecek güç hesaplandı, güvenlik güçlerinin sayısı da buna göre düzenlendi.''
OHAL sonrasına her türlü hazırlık erkenden bitiriliyor.
GENEL AF ÇAĞRISI
Bu olumlu havaya rağmen, zaman zaman PKK'ya katılımlar hala sürüyor!.. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik sesleniyor:
''HADEP'in varlığı, hem barışın, hem laikliğin güvencesidir. Artık iyi bir dönem başlıyor.Son yıllarda çok acı yaşandı. Bunların unutulması için, dağda yaşayanlar dahil, şimdi bir af çıkartılması yararlı olur.''
Tam 24 yıl olağan dışı bir rejim!.. Yaralar kolay sarılmıyor.