Paylaş
Bu söz Amerika’da yaşayan Fethullah Gülen’e ait. Gülen bu sözü AKP yöneticilerinden birine, yanılmıyorsam teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcısına söylüyor. Ağır bir uyarı.
AKP bir süre önce kamuoyunda uzun süre tartışılan bir planı uygulamak istiyor. Dershaneleri kapatmak. Hatta, Tayyip Erdoğan bu yönde açıklamalar yapıyor. O sırada Milli Eğitim Bakanı olan Ömer Dinçer bu fikri destekliyor.
‘SİZİ ÜZMEYECEK’
AKP’li yöneticinin Fethullah Gülen’i ziyareti dershaneleri kapatmak fikrinin ele alındığı günlere rastlıyor.
Bu ziyarette önemli konu dershaneler. Malum, cemaate ait pek çok dershane var. AKP yöneticisi Gülen’e, “Dershaneler konusunda sizi üzmeyecek bir formül aranıyor” dediğinde, Gülen 28 Şubat, okullar, AKP, dershaneler karşılaştırmasını içeren yukarıdaki yanıtı veriyor. Ağır bir karşılık.
ERDOĞAN GİDECEKTİ
Geçen haftaki Amerika gezisi sırasında Fethullah Gülen’i Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ziyaret ediyor. Öğrendiğim kadarıyla:
1- Aslında Gülen’i ziyaret etmek isteyen Tayyip Erdoğan. Ancak, gerçekleşmiyor, nedenini bilmiyorum. Ya Erdoğan’ın programı denk düşmüyor ya da görüşme iklimi pek uygun olmayabilir. Ya da çok bir başka neden, ama bilmiyorum.
2- Arınç’ın ziyareti elbette Erdoğan’ın ziyareti yerine geçmez, bu açık. Bülent Arınç, Gülen’i 2011 Nisan ayında ziyaret ediyor. Gülen kaynaklarına göre, “ziyaret verimli geçmiyor”. Şimdi yine aynı kaynaklara göre, Arınç’ın son ziyaretinin parlak olduğunu söylemek güç.
Geçen yıl haziranda İstanbul Arena’daki konuşmasında Erdoğan, “Gülen’i İstanbul’a davet ediyor”. Gülen gelmiyor. Neden gelsin ki.
MESAFE VAR
Aslında cemaat ile AKP arasında uzun zamandan beri mesafe var. Cemaat AKP’yi değişik yönlerden eleştiriyor. Gülen’i kaygılandıran konular şöyle:
1- PKK’nın çekilme süreci: “Hükümet tam hazırlıklı değil. PKK tek bir yapı olmaktan çıktı, o nedenle alternatif planlar gerekir ki, onu görmüyorum. PKK her an farklı bir tavır gösterebilir”.
2- Başkanlık ve rejim: “Doğru olan içinde yaşadığımız parlamenter sistemdir. Türk tipi başkanlık sisteminden endişe ederim”.
Gülen başkanlık sistemine karşı çıkıyor ve cumhurbaşkanının partisi ile bağlantısı olmaması gerektiğinin altını çiziyor.
3- Basın özgürlüğü: Gazetecilerin işlerine son verilmesi, sansürün hızlanması, medyaya baskı karşısında Gülen’in isteği doğrultusunda Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı bir süre önce bildiri yayınlıyor. “Nefret, küfür ve hakaret içermedikçe, her türlü fikrin özgürce dile getirilmesi gerektiğini” savunan bildiride Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin düşünce ve ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarına gönderme yapılıyor.
Sonuç olarak, Arınç’ın ziyareti cemaat-AKP ilişkilerindeki soğukluğu gidermeye yetmiyor. Gülen AKP’nin tavrından, uygulamalarından rahatsız. Şimdi değil, uzun süredir rahatsız.
Akil adamlar Avrupa’ya
TÜRKİYE’nin dört bir köşesi yetmez, bazı akil adamları şimdi de Avrupa’ya gönderelim.
TBMM ile Avrupa Parlamentosu arasında kurumsal ilişkiler var. Bunun bir de, tumturaklı adı var, Karma Parlamento Komisyonu. Bizim ve AB’nin milletvekillerinden oluşuyor.
Bu komisyonda görev alan bizim iktidar ve muhalefet milletvekilleri oraya gitmeden önce, bizim bakanlıklardan gelen önerileri kendi aralarında ele alıyor. Aralarında anlaşma sağlandıktan sonra, Karma Komisyon’a taşınıyor.
Karma Komisyon’un 72. toplantısı önümüzdeki günlerde, oraya hazırlık yapılıyor. O toplantıda AKP’li üyeler akıllara durgunluk veren muhteşem bir öneri ortaya atıyor:
“Akil adamlardan üçünü Avrupa Parlamentosu’na gönderelim, orada temaslarda bulunsunlar”.
Türkiye yetmiyor, Avrupa’ya anlatmak şart. Öneriye yüz veren pek olmuyor, takım yatıyor.
Swoboda AKP’den mektup aldı mı
PROPAGANDADA AKP’nin hakkını teslim etmek gerek.
AKP Avrupa’da önemli koltuklara sahip pek çok kişiye mektuplar yazıyor. Bunlar mutlaka başbakan ya da bakan olmak zorunda değil. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, diğer uluslararası kuruluşlarda önemli isimleri AKP boş bırakmıyor.
Mektup gönderdikleri kişilerden biri de, Kemal Kılıçdaroğlu ile siyasal kriz yaratan Sosyalist Grup Lideri Swoboda olabilir mi?
Merak bu ya.
Paylaş