Paylaş
Bu laf her yerde dolaşıyor. Boşuna değil bu laflar, bu operasyonlar.
Etiyopya, Bolivya, Suriye ve başka Afrika ülkeleri. Tatsız bir liste.
O listeye 24 Haziran günü Türkiye de dahil ediliyor. OECD’nin gri listesi. Nedir o liste?
1- Kara paranın aklanmasını önlemekte,
2- Terörün finansmanını önlemekte yeteri kadar başarılı olmayan ülkelerin yer aldığı liste.
OECD’de bu anlamda üç liste var. Biri beyaz liste, orada yer alan ülkeler açısından sorun yok. Onlar yolsuzlukla mücadelede iyi durumdalar. İkincisi kara liste. Bu listedeki ülkeler berbat. Onlarda her türlü numara dönüyor. En yukarıdan en aşağıya kadar, gırtlağına kadar yolsuzluğa geçit veren ülkeler. Kara listenin başında Kuzey Kore var.
Gri liste ise, yolsuzlukla mücadele niyeti var, var ama yetersiz. Bu listedeki ülkeler ya mücadelede başarısız ya da yeteri kadar aktif değil. Bunun siyasi sonucu var:
Gri listede yer alan bir ülkenin uluslararası etkinliğine, saygınlığına gölge düşüyor.
PRATİK ÖNDE
OECD çerçevesinde Mali Eylem Görev Gücü adında bir gurup var. Yolsuzlukla mücadeleyi izleyen
gurup.
Bu gurup Türkiye’ye 20 Haziran 2011’e kadar süre veriyor. Gerekli yasal düzenlemeler için. Türkiye o düzenlemede geç kalıyor. Araya seçim girince, düzenleme iyice sarkıyor. O zaman?
Gelsin şike operasyonu, gelsin Deniz Feneri operasyonu.
Yasal düzelemeden önce işi pratikte çözme yöntemi. Bu operasyonları önümüzdeki dönemde yasal düzenlemenin izleyeceğini tahmin etmek güç değil.
Başbakan Erdoğan bu operasyonlar sorulduğunda, “uluslararası vizyonumuza leke gelmesin” demesi “gri liste” rahatsızlığına dayanıyor.
Onun için ne bu operasyonlar sürpriz, ne bundan sonra olacaklar. Ne de olsa, gri listenin şiddeti.
En çok Atalay yorulacak
GEÇEN dönem İçişleri Bakanı görevinde bulunan Beşir Atalay yeni kabinede Başbakan Yardımcısı. Görev dağılımına göre, Atalay:
Kıbrıs ile ilgili eşgüdümünden, Milli Güvenlik Kurulu’nun tavsiye kararlarının Bakanlar Kuruluna sunulmasından, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’ndan sorumlu olacak.
Sayılan kurumlar dışında, Atalay’ın asıl görevi, geçen dönem yarıda kalan Kürt açılımı ile ilgili dosyayı yeniden açmak. Kürt Sorununun eşgüdümünü Atalay yürütecek.
Konulara bakıldığında, dört Başbakan Yardımcısı arasında en çok Atalay yorulacak, en ağır yükü o taşıyacak görünüyor. Terörle mücadele gibi, dev bir sorun pratikte onun sırtında.
İçişleri Bakanı olarak Atalay geçen hükümet döneminde Kürt açılımı ile ilgili çok sayıda görüşme yapıyor, belge, bilgi topluyor. Ama, hep kendi yakın çevresi ile. Oysa, konuya yakın ama, siyaseten AKP’ye uzak duran kişi ve kurumlara, Atalay da uzak duruyor.
Yine öyle yapacaksa, zaten zor olan bu görevini yerine getirirken, epey zorlanacak demektir.
Parti Meclisi’ndeki anahtar
CHP’de şöyle bir duygu var: “Yemin krizini çözmek için Cemil Çiçek iyi niyetli, ama frene Tayyip Erdoğan basıyor”.
O açıdan Cemil Çiçek-Tayyip Erdoğan’ın görüşmesi, resmi açıklamalar dışında, anahtar niteliğinde. Çiçek’in Erdoğan’ı yumuşatma girişiminde bulunduğuna hiç kuşku yok.
O anahtar elde bir, bir anahtar da CHP’nin bugün toplanacak olan Parti Meclisinde.
Parti Meclisi kurultaydan sonra en yüksek organ. Bugün gündeminde, yemin krizinin görüşüleceğine ilişkin özel bir madde yok. Ama, görüşüleceği kesin.
CHP’nin yemin protestosu kararı MYK’dan çıkıyor. CHP gurubunda tartışılmıyor ve milletvekillerine protesto direktifi veriliyor.
Sanıyorum, protesto bugün ilk kez CHP’de daha geniş bir çerçevede tartışılacak, Parti Meclisinde. Oradan ne çıkabilir? Tavsiye kararı olarak, “protestoda başımızı dik tuttuk, protesto amacına ulaştı, mücadeleyi şimdi Meclis’e taşıyalım” mantığı. İsabetli bir mantık.
Kriz çözüm sürecine girerse, a)CHP Türkiye’ye ve dünyaya demokratik mücadelesini b)siyaseten hangi noktada, nasıl adım atabildiğini göstermiş olacak.
Kanser tedavisi için ekime randevu
KANSER hastaları. Hastaneye başvuruyor, her türlü tetkik, tahlil sonucunda hastaların tedavisine geçilecek. Buraya kadar iyi. Ancak, ciddi bir sorun doğuyor.
İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü tedavi için kanser hastalarına ekime randevu veriyor.
Ekim mi? Temmuzdayız, kanser tedavisi için ekim mi?
En uzun Sağlık Bakanı olarak rekor kıran ve sağlıkta başarıya imza atan Recep Akdağ’ın dikkatine sunuyorum.
Paylaş