Erenköy beyazı

ONAY üç yıldır bekliyor. Hatta, üç yılı aşıyor. İçişleri Bakanlığı halkın kararını üç yılı aşkın süredir sümenaltında bekletiyor.

Çanakkale’ye bağlı İntepe Beldesi. Truva döneminden kalan yerleşme yeri. Bir ara önemini yitiriyor, ama İstanbul’un fethinden sonra, kentten göç eden Bizanslı beş aile, 1456’da köyü yeniden kuruyor.

Beldenin iki adı var. Biri, kuruluşundan bu yana kullanılan Erenköy, Renköy, Erenköy. Hektor’un mezarının olduğu yer.

Hektor, hani Truva savaşına neden olan Paris’in kardeşi, hani Aşil tarafından kentin önünde öldürülen Truvanın efsanevi savaşçısı.

REFERANDUM

Beldenin ikinci adı, İntepe.

1947’de yerleşim yerlerine Türkçe isim veriliyor. Bu yönde resmi bir kampanya açılıyor. Erenköy, o kampanyada İntepe adını alıyor. Çanakkale Savaşı sırasında deniz kıyısındaki tabyalardan birinin adı. 1947’den sonra İntepe, ama halk 60 yıldır oturduğu beldeye Erenköy diyor.

2004 yılında yerel seçimlerde İntepe’de tarih öğretmeni Alaaddin Özkurnaz (CHP) belediye başkanı seçiliyor. 2009’da yeniden seçiliyor.

Özkurnaz, 2005 Aralık ayında beldede referandum yapıyor.

Beldenin adı ne olsun, İntepe olarak mı kalsın, Erenköy olarak mı değişsin?

Referandumda İntepe’ye 325’e karşılık, 1013 oy Erenköy için çıkıyor.

Referandumun sonucu belde belediye meclisinden geçiyor, onay için İçişleri Bakanlığı’na gönderiliyor.

2005 Aralık, bugün 2009 Mayıs, onay için hálá bekleniyor.

Olay günümüze çok denk düşüyor.

Bir süre önce Tayyip Erdoğan aslen Kürtçe ve fakat bugün Türkçe olan yerleşim yerleri isimlerinin değiştirilebileceğini söylüyor. Çok değil, on gün önce söylüyor.

Bıraktık Türkçe’den Kürtçe’ye, işte önümüzde farklı örnek var. Ve üç yılı aşkın süredir onay bekliyor.

Referandum, halkın isteği, kimseyi rahatsız etmeyecek, ideolojik hiçbir yanı bulunmayan bir örnekte, isim değiştirmek bu kadar tıkanıyorsa, Kürtçe isimlerin değişmesinde, kimbilir, neler olacak.

Erenköy’de halkın geçim kaynaklarından biri de şarapçılık. Yüzü aşkın aile şarap üretiyor, Erenköy Beyazı.

Belediye şimdi Çanakkale Üniversitesi ve köy koop ile birlikte, üç ortaklı bir plan yapıyor. Şarap üretimini merkezileştirmek için.

HEKTOR ANITI

Bir başka plan, Hektor Anıtı.

Beş yıldan beri, ağustos ortasında burada festival ve sempozyum düzenleniyor. Geçenlerde İntepe’ye Kültür Bakanı Ertuğrul Günay gidiyor, anıt için söz veriyor.

Bugün Kültür Bakanlığı’ndan sorumlu bir müdür İntepe’de, anıt için.

Hektor mitolojik bir kahraman. Mezarı çoktan mitolojide. İntepe’deki isim değişikliği mitolojiye girecek kadar bekler mi, dersiniz.

Almanya iyi ki dostumuz

ALMAN İçişleri Bakanlığı geçen yıl ROJ TV’ye Almanya’da yayın yasağı getiriyor. ROJ TV’nin PKK nın yayın organı olduğu gerekçesiyle.

Türkiye ROJ TV ile ilgili AB ülkelerine defalarca bilgi veriyor, örnekler ve belgeler eşliğinde. Her düzeyde, her resmi görüşmede. Sonuçta Almanya ROJ TV’yi kendi ülkesinde yasaklayan birkaç AB ülkesinden biri oluyor.

Geçenlerde Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile Almanya Başbakanı Merkel ortak açıklama yaparak, "Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği yerine imtiyazlı ortaklık" tezini yeniden pişiriyor.

Açıklamanın henüz dumanı tüterken, Alman Federal İdari Mahkemesi çarpıcı bir kararla, bizi şaşırtıyor.

Mahkeme ROJ TV’nin Almanya’daki yayın yasağını kaldırıyor, ROJ TV’yi serbest bırakıyor.

Ankara, Berlin’de diplomatik girişimle, "ne oluyor" diye soruyor. Diplomatik olarak, elbet soracak. Ancak ortada somut bir durum var.

Merkel, AB çerçevesinde Türkiye’nin aleyhine konuşuyor, Alman Mahkemesi Merkel’i anında destekliyor, PKK’nın kanalını serbest bırakıyor.

Klasik söz var, "Ben düşmanımdan çok, dostumdan korkarım".

Bir kez daha doğrulanıyor.
Yazarın Tüm Yazıları