Don Kişot yel değirmenlerine Türkiye internete

DÜNYADA günde 250 milyar e-posta gidiyor. Bir milyar 800 milyon insan, dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri, internet kullanıyor.

Haberin Devamı

İnternet alan adı sistemine 733 milyon bilgisayar kayıtlı. 130 milyonu aşkın kişisel web/günlük var. 400 milyon facebook, 105 milyon twitter kullanıcısı var. 200 milyon dolayında alan adı var.
Youtube üzerinden günde bir milyar video izleniyor. Dünyada 9500 üniversite youtube’u ders malzemesi olarak kullanıyor. 4 binin üzerinde vakıf, 2300 banka, 2300 enstitü youtube’u kurumsal dağıtım kanalı olarak kullanıyor.
İnternet Teknolojileri Derneği Başkanı Doç. Dr. Mustafa Akgül’ün bu bilgileri aktardığı makalelerini okuyunca, Türkiye’nin internete karşı açtığı savaşın, youtube’u yasaklamasının bizi dünyaya karşı ne kadar komik duruma düşürdüğünü bir kez daha anlamak mümkün.
Böyle bir trafikte yasak koymak, Donkişot’un yel değirmenlerine karşı açtığı savaştan farksız. Bizi sadece gülünç düşürüyor, o kadar.
Gülünç düşürmenin ötesinde, yasakçı anlayışın, sansürün sürdüğünü, ifade özgürlüğünün kısıtlandığını gösteriyor ki, olayın bir diğer vahim tarafı bu.
YASAK VE YASAK
İktidar aklını bir süredir internete takmış bulunuyor. Yasaklayarak. Örneğin, youtube yasağı iki yılı aşmış bulunuyor.
Arada bilmem kaç sayılı yasayı kabul ederek, bu alandaki teknolojik gelişimin önünü açacağına, İletişim Başkanlığına (TİB) ek personel ve yetki veriyor.
Personel işine gelmeyen bölümleri internetten temizleyecek, TİB de yurt dışındaki siteleri sorgusuz, savunmasız kapatacak.
Youtube’un yasaklanmasına karşı İnternet Teknolojileri Derneği (ITD) dava açıyor, ancak mahkeme itirazı geri çeviriyor. ITD bunun üzerine AİHM’e başvuruyor.
İTD geçen ay ikinci bir dava açıyor. Dava dilekçesinde:
“Tüm internet trafiği kontrol edilmekte, kişilerin e-posta ve sair iletişimi denetlenmektedir. Bu özel hayatın gizliliğinin ihlalidir”.
Telefon ve ortam dinlemelerine bir de internet eklendiği iddiası.
IDT aynı dilekçede erişimi engellenen sitelerin adreslerini vererek, internet kullanıcısı binlerce kişi ve şirketin zarara uğratıldığını öne sürüyor.
ÜÇ YÜZ YIL GECİKME
İnternette her şey dolaşıyor. Zaman zaman da, hükümetin bize anlattığı masalların gerçek yönü sergileniyor.
O zaman ne olacak? TİB o siteye erişimi engelleyecek. Dünya bize gülecek.
Avrupa’da icat edilen matbaa Osmanlıya üç yüz yıl sonra geliyor. Oysa, 1720’lerden önce matbaa Osmanlıya iki kez geliyor, ama yasaklanıyor. Üç yüz yıl gecikmenin acısı hala çıkmış değil.
Yasak, o zaman matbaaya, bugün internete. 1700-2010, aradan bir üç yüz yıl daha geçiyor, zihniyet aynı. İnanılacak gibi değil.
Dünyada bunca kullanıcının ve sitenin bulunduğu bir ortamda, erişimi engellemek, çağın değişiminden habersiz olmakla eş anlamlı.
İnternet, çağ değiştiren teknolojik bir devrim. Ama, biz yasaklarla bu değişime sırt çeviriyoruz. Aynı zamanda demokrasiye.
Bugünkü iktidar tarihe bir de bu yasaklarla geçecek. Ve bu, onun adına, en acı kayıtlardan biri olacak.

Haberin Devamı

Vali Aydoğdu ne oldu

Haberin Devamı

KIRKLARELİ Valisi Cengiz Aydoğdu malum, muhteşem fikirlere sahip.
Vali Bey bir toplantıda 1950’lerde CHP’nin kapatılmayışını, İsmet Paşa’nın da tarihteki huzurlu yerine gönderilmeyişini talihsizlik olarak niteliyor. Üzerinde doktora yapılacak ciddi siyasal fikirler.
Bu sözlere CHP’den tepki gelince, İçişleri Bakanlığı Vali Aydoğdu ile ilgili inceleme başlatıyor.
İnceleme, teftiş, v.s. aradan on gün geçiyor, hâlâ ses yok.
Oysa, muhalif bir belediye başkanı için bir günde karar alabiliyor.
Ne bitmez inceleme ise, sonucu herkes merak ediyor.

Marmara Üniversitesi’nde Gül’ün demokrasi sınavı

SEÇİM sandığından çıkan her sonuca saygı gösteren bir iktidarımız var. O kadar ki, terör örgütü Hamas bile, sandıktan çıktığı için, bizim iktidarımız tarafından yere, göğe konulamıyor.
Ya sandıktan çıkan rektör adayları ne oluyor? Onlar YÖK üzerinden çözüme kavuşuyor.
Marmara Üniversitesi rektörlük seçiminde şimdiki rektör Prof. Dr. Necla Pur 482 oyla birinci sıraya oturuyor. Prof. Dr. Mehmet Akalın 394 oyla ikinci, Prof. Dr. Zafer Gül 302 oyla üçüncü geliyor.
YÖK’ün seçimleri hiçe sayan eli devreye giriyor, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e YÖK’ten giden listede Pur ikinci sıraya indiriliyor, üçüncü sıradaki Gül ilk sıraya taşınıyor.
Rektör Pur’un görev süresi yarından sonra bitiyor. Dört yıllık görev döneminde hakkında hiç bir şikayet olmayan Pur’un bir eksisi var, bir tarihte CHP Parti Meclisi üyesi olmak.
Seçime bu kadar saygılı davranan, işine geldiği her fırsatta sandıktaki demokrasiyi savunan Cumhurbaşkanı Gül şimdi nasıl davranacak?
YÖK’ün Giresun Üniversitesi rezaletinden sonra, Marmara Üniversitesi rektör ataması, Gül için günün demokrasi sınavı.

Yazarın Tüm Yazıları