Çözdüğü her sorundan ‘bağımsız Devlet’ çıktı

O sırada Namibya ile Güney Afrika çatışıyor. Etnik sorun var. Çatışmayı sona erdirmek üzere, BM Genel Sekreterinin özel temsilcisi olarak devreye Ahtisaari giriyor.

Görev başarıyla sona eriyor, Namibya Güney Afrika’dan kopuyor, bağımsız devlet haline geliyor.

1994-2000 arasında Finlandiya Cumhurbaşkanı Kriz Çözüm Girişimi gurubunu kuruyor. Dünyanın neresinde siyasal kriz varsa, oraya el atmak üzere.

1999’da Kosova’ya el atıyor. Kosova ile Sırbistan çatışıyor. Etnik sorun var. Hazırladığı çözüm planı bölgedeki farklı etnik guruplara ciddi haklar tanıyor.

Görev başarıyla sona eriyor, Kosova Sırbistan’dan kopuyor, bağımsız devlet haline geliyor.

2005’te Ahtisaari Endonezya’da. Oradaki ayrılıkçı Özgür Aceh örgütünün terör eylemlerine son vermesi için Ahtisaari Endonezya hükümeti ile terörist gurup arasında arabuluculuk yapıyor.

Görev başarıyla sona eriyor, Aceh Endenozya’dan kopuyor, bağımsızlığını ilan ediyor.

BİZE İLK İLGİSİ

Ahtisaari 1999’da dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e özel uçağını gönderiyor. Ecevit’i Helsinki’ye davet ediyor.

Türkiye ile AB yine bulutlu günlerden geçerken, AB dönem başkanı olarak Ahtisaari el koyuyor. Ecevit ve ekbini Helsinki’de ağırlıyor, Türkiye-AB ilişkilerini bugüne getiren büyük dönemeci sağlıyor. Bu Ahtisaari’nin Türkiye’ye ilk somut ilgisi.

İkincisi bugünlerde. Bağımsız Türkiye Komisyonu Başkanı olarak, yanında Avrupa’nın bazı eski bakan ve devlet görevlileri, Diyarbakır’da vali, belediye başkanı ve Kürtlerle görüşüyor.

ORTAK NİTELİK

Ahtisaari’nin çözdüğü sorunların ortak noktaları var.

1- Çözdüğü siyasal sorunlar hep etnik nitelikte.

2- Her çözüm yeni bir devletin doğmasıyla sonuçlanıyor.

3- Bu başarısından dolayı Nobel Barış Ödülü alıyor.

4- Bulduğu çözümleri AB ve Amerika destekliyor.

Beşinci ortak nokta yürüttüğü çalışmaların özünde yatıyor.

Yeni bir devletin doğmasıyla sonuçlanan çözümlerde çatışan tarafların imzası, oluru, kabulü var.

Ahtisaari şimdi Diyarbakır’da, daha sonra Ankara’ya geçecek.

Ateşkes sonrasında ne olacak derken, Ah, Ah, Ahtisaari.

Brüksel Kılıçdaroğlu’nu bağrına bastı

“TÜRKİYE bize lazım, Tayyip Erdoğan’a saygımız var, ama bize siz lazımsınız”.

Avrupalı sosyal demokratların CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Brüksel’deki sıcak karşılamada verdikleri mesajın özü bu.
Öte yandan, çok ciddi bir ayrılık sona eriyor. Baykal döneminde CHP ile Avrupalı sosyal demokratlar arasında soğuk rüzgarlar esiyor. Onlar Baykal’ı fena halde eleştiriyor, iş CHP’nin Avrupa Solu’ndan dışlanma nidalarına kadar varıyor.

Avrupa Solu Brüksel’de Kılıçdaroğlu’nu bağrına basıyor. Geride kalmış anlaşmazlıkları bir kalemde siliyor. Avrupa Solu Kılıçdaroğlu’ndan beklentileri az değil:

-CHP’ye yeni bir kimlik kazandıracak.

-Kürt Sorunu çözümüne katkı sağlayacak.

-Demokratik bir anayasa için iktidarla işbirliğinde, çekimser davranmayacak.

CHP liderine sordukları ana sorulardan biri, “Kürt Sorununu nasıl çözeceksiniz?”

Kılıçdaroğlu hazırlamakta oldukları rapordan söz ediyor, demokratik bir çözümün o raporda yer alacağını bildiriyor.

Belli ki, CHP’nin Brüksel’e daha çok gitmesi gerek.

Onlar fotoğrafla bizimkiler haberle

FİLİSTİN - İsrail arasında Washington’daki barış görüşmelerinde bir fotoğraf var.

ABD Başkanı Obama önde, İsrail Başbakanı Netanyahu, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile görüşmelere katılan Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek bir adım geride.

Mısır’ın geleneksel yarı resmi yayın organı, ünlü gazetesi El Ahram her zaman Mısır’da devlet başkanlarının sözcüsü. Ta Nasır’dan bu yana. Şimdi de, Mübarek’in yandaş organı.

Mübarek’in bir adım geriden yürüdüğü fotoğrafı El Ahram alıyor, okus, pokus, al sana bir fotoshop, hoop Mübarek önde, Obama dahil, diğerleri arkada yayınlıyor. Yandaş dediğin böyle olur.

Bizdeki yandaşlar henüz orada değil. Onlar haberlere fotoshop yapmakla meşgul. Oysa teknoloji ilerliyor, bizimkiler geride kalıyor.
Ha gayret, az kaldı.

  �