Paylaş
“Demokraside normaldir”. Polisin tekme-tokat alıp götürmesi bir yana, kimseden şikâyetçi olmuyor.
Almanya Başbakanı Merkel’i gençler yumurta yağmuruna tutuyor, saçlarından elbisesine kadar her yanından yumurta akıyor, polisin tekme-tokat alıp götürmesi bir yana, Merkel gülüyor: “Bari domates de atsaydınız da, omlet yapardım”. Kimseden şikâyetçi olmuyor: “Demokratik protesto hakkını kullandınız”.
Uzağa gitmeye gerek yok. Erdal İnönü’ye bir üniversitede öğrenciler yumurta yağdırıyor, İnönü’nün her yanı yumurta içinde ama oralı değil, polis öğrencileri götürmek istiyor, İnönü engel oluyor: “Demokratik haklarını kullandılar”.
Bugünün Türkiye’sinde “çocuklara masallar” gibi.
HUKUK FACİASI
M.E.A. da bir çocuk, 16 yaşında, “Cumhurbaşkanı’na hakaretten” tutuklanıyor. Baştan sona hukuk faciası.
Sabıkası yok. Kaçma ihtimali yok. Delil karartma ihtimali yok. Silahı yok, sadece düşüncesini açıklıyor. Kaldı ki, çocuk olduğu için, hapiste kriminal hale gelmesini önlemek üzere, yasada çocukları koruyucu önlemler var. Yargıç bunların hiçbirini dikkate almıyor, M.E.A.’yı tutukluyor.
SAHİP ÇIKMAK
AİHM kararı var, düşünce özgürlüğü söz konusu ise dava açma izni Adalet Bakanı’na bağlı. Bakan Bekir Bozdağ sürpriz yapıp “Çocukların tutuksuz yargılanması esastır” derken, Davutoğlu, “Herkes Cumhurbaşkanlığı makamına saygı göstermeli” diyor ve her olayda ezberlediği cümleyi söylüyor, “Hukuki bir konu”, her zamanki gibi boş bir genelleme ekliyor, “Gençlere sahip çıkarız”.
Çocuğa üst mahkeme sahip çıkıyor, M.E.A. dün tahliye ediliyor. Davutoğlu ise gençler yerine, Tayyip Erdoğan’a sahip çıkıyor.
Çocuklar masallara dalıyor, nerede, kime yumurta atılmış, kime ne laf edilmiş, onların başına gökten üç elma düşmüş...
Al sana ‘hukuk süreci’
YOLSUZLUKLARDAN çocukların tutuklanmasına, cemaatle hesaplaşmadan değişik konulardaki operasyonlara kadar, başta Ahmet Davutoğlu, pek çok bakan ağzından düşürmüyor: “Hukuk süreci işliyor, hukuka saygılı olmalıyız”.
Al sana “hukuk süreci”, Yırca köyünde enerji santralı için hükümetin aldığı acele kamulaştırma kararını Danıştay esastan iptal ediyor. Bu arada altı bin zeytin ağacı bütün Türkiye’nin feryatları arasında kesiliyor.
Tevfik Fikret’in yüz yıl önce yazdığı gibi, “Kanun diye, kanun diye, kanun tepelendi”. Tepeleniyor, çünkü Danıştay acele kamulaştırma kararlarını zaten Mayıs 2014’te iptal ediyor. Acele kamulaştırmayı “ancak milli savunma gibi özel durumlara” bağlıyor. Yırca’da milli savunma gibi özel durum yok, Danıştay kararına rağmen, AKP orada acele kamulaştırmaya gidiyor ve Danıştay yedi ay önce verdiği kararı bugün tekrarlıyor.
Madem “hukuk süreci”, Yırca’da hâlâ acele kamulaştırma, “hukuk süreci” boş laftan ibaret, tamamen keyfi.
Futbolun gözü AYM’de
PEK çok yasa ve karar Anayasa Mahkemesi (AYM), Danıştay, Yargıtay’dan geri dönerken, Passolig uygulamasını da AYM esastan görüşmeye karar veriyor. Passolig ile birlikte, futbol ölüyor, tribünler bomboş. Passolig Türkiye’de bütün futbol taraftarlarını fişleme modeli, statlarda birilerine protestoları önleme yöntemi. Aynı zamanda Passolig kartları satarak birilerine de para kazandırma aracı. Bir Tüketici Mahkemesi Passolig’in insan hakları ihlali olduğu gerekçesiyle iptal istemiyle AYM’ye başvuruyor.
Futbol severlerin gözü kulağı şimdi AYM’de, uygulamayı iptal ederse, tribünler yeniden dolacak, futbolu kurtaracak. Düştüğümüz hale bakın, futbolu kurtarmak en yüksek yargı organının eline bakıyor.
Paylaş