Chirac'ı kötü hırpaladı

Strasbourg

DAHA İlerleme Raporu belli olmadan önce, AKP yönetiminde Chirac'a tepki seziliyor.

AKP'de yen içinde kalan kırık kol, Strasbourg'da ortaya çıkıyor. Başbakan Erdoğan'ın sözleriyle.

Önceki gün Avrupa Konseyi binasında basın toplantısında, Fransa'nın Türkiye'ye karşı takındığı olumsuz tavır bir soru üzerine, Erdoğan da aniden dile geliyor:

"Hep söylüyorum, makamlar gelip geçicidir. Makama sahip olmak için, hakkını vermek gerek. Halk istemezse, veremezseniz, gidersiniz!.."

Doğrudan Chirac'ı hedef alan bu sözler, aslında Chirac'ın kendi partisi içindeki rekabeti gün yüzüne çıkartıyor.

MACAR ASILLI

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partisi içinde Chirac'a en büyük rakip şimdiki Maliye Bakanı Nicolas Sarkozy. Macar asıllı bu Fransız, parti içinde hızla yükseliyor. Tam bir şahin. Türkiye'nin üyeliğini referanduma götürmek fikri, ilk Sarkozy'den çıkıyor. Chirac da çaresiz, bu fikre ürktüğü rakipten daha fazla sarılıyor.

Erdoğan'ın "yapamayan gider" dediği, gerçekte bu hırslı rakibin önlenemez yükselişi. Erdoğan, Chirac'ı en hassas yerinden vuruyor.

BİLEK GÜREŞİ

Fransa ile kartlar yeniden açılıyor. O kartlarda rekabet, siyaset ve ticaret var.

Rekabet, Chirac'ın rakip korkusuyla, Türkiye'yi giderek karşısına almasıyla netleşiyor. Fransa kamu oyunun desteğiyle.

Desteğin önemli cephesi türban ve İslami kimlik. Türbana yasak getirmek, bir imamı Fransa dışına sürmek, o rekabetin siyasal yönü. Batının çıkardığı ve sık sık kullandığı "ılımlı İslam, demokrat ve Müslüman Türkiye", Chirac için artık bir kabus!.. Batının icat ettiği ve AKP'ye yakıştırdığı bu etiket, Chirac için, artık unutmak istediği kavramlar.

Ticaret ise, THY-Airbus anlaşmasına kilitli. Programa göre, bu anlaşma 25 Ekim'de imzalanıyor. Yine de, imzalanabilir!.. Ama, nasıl ki, Türkiye'ye kapıları önceden açan Chirac, şimdi geri adım atıyorsa, Erdoğan'ın da Airbus vizesini, o kadar bedava vereceğini sanmak yanlış!..

Chirac ve Erdoğan, AB'nin tarih vereceği umulan 17 Aralık'a kadar tahterevallinin iki ucunda. Tam bir bilek güreşi!..

10'lar Amerikalı

AB
'ye yeni giren eski Doğu Bloku ülkeleri Amerikan yanlısı. Son AB komisyon seçimlerinde bu kendini çok net gösteriyor. Almanya ve Fransa'ya rağmen, Portekizli Barossa, Prodi'nin yerine AB Başkanlığı'na seçiliyor.

AB'nin büyükleri Türkiye'ninde Amerikan yanlısı olduğu düşüncesinde.Türkiye'ye yönelik tartışmalarda, "aramıza yeni bir Amerikan taraftarı daha mı alalım" sözleri, kulislerde sanıldığından daha etkili.

Sabaha kadar pazarlık

5 EKİM
gecesi sabaha kadar, İlerleme Raporu taslağı Brüksel-Ankara-Strasbourg üçgeninde gidip geliyor.

Brüksel'de AB, Strasbourg'da Başbakan Erdoğan, Ankara'da Dışişleri Bakanı Gül, taslak üzerinde sürekli pazarlık yapıyor.

En çetin tartışma, azınlık hakları ile ilgili. Gerçi, raporda o haklar yine var. Ama, taslakta çok daha ayrıntılı ve güçlü vurgulanıyor. Türkiye asıl raporda bunu yumuşatıyor.

Enternasyonal tepkisi

ENTERNASYONAL
'i söylemek sorun yaratıyor!..

Elliyi aşkın ülkenin Avrupa Konseyi'ndeki parlamenterleri geçtiğimiz günlerde pikniğe gidiyor. Yol boyunca otobüste şenlik var. Her ülkenin şarkıları söyleniyor, bilenler de buna katılıyor.

O sırada, İtalyanlar ve İspanyollar, hatta bazı Türkler aşka geliyor uluslararası komünizmin ünlü marşını Enternasyonal'i söylemeye başlıyor.

Bir anda müthiş bir tepki!.. Eski Doğu Bloku ülkeleri, Polonyalı, Çek, Macar ve diğerleri çok bozuk!.. Herkes şaşırıyor.

Bir Slovak parlamenter, o andaki psikolojiyi açıklıyor: "Rusya ve komünizm, artık şarkılarını bile duymak istemiyoruz!.."

Erdoğan'dan AİHM'ye övgü

BAŞBAKAN Erdoğan Strasbourg'da bir dizi görüşmelerde ve ziyaretlerde bulunuyor. Bu ziyaretlerden biri de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM). Erdoğan'ın AİHM Başkanı'nı ziyaretindeki sözleri dikkate değer:

"Biz Türkiye'de sizin bu mahkemede aldığınız kararlara dayanarak, reformları yaptık. Sizin kararlarınız, bizim yolumuzu açtı ve bize yol gösterdi. Biz bu mahkemeyi bir şikayet kapısı olarak görmüyoruz, yol gösterici olarak görüyoruz. Onun için bizim buraya sık sık gidip gelmemiz gerekir. Sizin aldığınız yargı kararları,artık bizim iç hukukumuzda da geçerli, onun için buraya çok önem veriyoruz."

AİHM Başkanı bu sözlerden çok etkileniyor. O da görüşünü şöyle açıklıyor:

"Yaptığınız reformlar davalara yansımaya başladı. Türkiye'den buraya açılan davaların profili, niteliği değişmeye başladı. Eskiden çok sayıda insan hakları ihlal davaları gelirken, şimdi bunlar normale döndü."

Görüşme ve ziyaretlerden sonra kulisler bol bol bu çizgilerle çınlıyor.

Kızılcahamam sorusu

ŞAŞIRTICI
, ama Strasbourg'da Kızılcahamam soruluyor!..

Geçen hafta. AKP Kızılcahamam'da, hepimizin bildiği gibi parti toplantısı yapıyor. Kendi içine yönelik, değerlendirmeler, sorular, arayışlar. Garip bir merak, bu toplantı Avrupa Konseyi'nde yabancı parlamenterlerin ilgisini çekiyor.

Konsey'de dolaşırken, onlarla sohbet ederken bir İngiliz, bir Avusturyalı ve bir Hollandalı parlamenter bana "Kızılcahamam'da AKP ne yaptı" diye soruyor!..

Aaaaa!.. Ne Kızılcahamamı?.. Onlardaki merak, "AKP'nin Kızılcahamam'da yeni bir parti kimliği edinip edinmediği ya da parti kimliğinin ne yönde olduğuna" ilişkin!.. Yani AB ile bağlantı kurarken, AKP nasıl bir parti ve Kızılcahamam'da AKP'nin artıları ve eksileri!..

Bizi sandığımızdan daha yakın izliyorlar.

İlk kez gösteri yok

STRASBOURG'da PKK ya da bir başka örgütün ilk kez gösterisi yok.

Son yirmi yılda ben Strasbourg'a çeşitli nedenlerle sekiz-on kez geliyorum. Her sefer, Avrupa Konseyi binası dışında mutlaka bir gösteriye tanık oluyorum, Türkiye aleyhine. Bu kez böyle bir karşı gösteri yok. Ama, bunun yerine, Avrupa'da yaşayan Kürtler, içerde bildiri dağıtıyor. "Kürt haklarının verilmediğini" öne süren bildiriler.

Bence, haksızlık!..
Yazarın Tüm Yazıları