Cemaat ve AKP -şimdilik- aynı tastan su içmiyor

DÖRT, beş ay öncesine dönersek, “Tayyip Erdoğan Gazze’ye verdiği önemi Kürt Sorununa vermiş olsaydı, sorunun çözümünde epey yol alınmış olurdu” görüşü ağır basıyor.

Haberin Devamı

Günümüze gelindiğinde, “Hamas liderinin AKP’nin gurup toplantısına katılması hiç hoş değildi” yorumu ön plana çıkıyor.
Nerede? Gülen cemaatinde, Fethullah Hoca çevresinde. Lafı çevirmeden, AKP’yi eleştiriyorlar.
O cemaatin sözcüsü konumundaki Zaman gazetesinin 4 Ocak Çarşamba günkü sayısına bakıyorum ve çok şaşırıyorum.
Bir gün önce, 3 Ocak Salı günü Başbakan Erdoğan ameliyatı nedeniyle kırk gün ara verdiği gurup toplantısına katılıyor. Konuşmasında Uludere katliamı ile ilgili ilk kez kapsamlı değerlendirmede bulunuyor. Muhalefete ve Taraf gazetesine yükleniyor.
Konuşmanın her cümlesi gazetecilik açısından buram buram haber kokuyor. Ne beklersiniz? Hele de, AKP’ye yakın bir gazete ise, Erdoğan’ın sözlerinin manşetten verilmesini beklersiniz. Zaten yandaş ya da muhalif, bütün medya Erdoğan’ın sözlerini manşete taşıyor, Zaman hariç.
Zaman’da manşet OYAK operasyonu. Erdoğan yine ilk sayfada ama, sol kenarda iki sütun, çok ilgisiz bir başlıkla, Uludere ile ilgili değil.

Haberin Devamı

DIŞ POLİTİKA AÇMAZI

Belli ki, cemaat ile AKP arasında soğuk rüzgarlar esiyor. Esiyor da, problem nerede? İki gündür cemaate yakın kişilerle konuşuyorum. AKP ile cemaat arasındaki problem yüzeysel değil, AKP’nin politikaları ve uygulamalarıyla bağlantılı.
Cemaat en başta AKP’nin dış politikada yanlışlar yaptığı inancında. Örnekler veriliyor:
- İsrail’le o kadar kavga etmeye ne gerek var?
- Mavi Marmara gemisini başka ülkenin kara sularına gönderme hakkını nereden buluyoruz?
- PKK ile mücadelede bize hiç destek vermeyen İran’la bu kadar yakınlaşmanın anlamı ne?
- Batıyı zaman zaman sert biçimde karşıya almak Türkiye’ye ne kazandırıyor?
Dış politikadaki açmazı gözler önüne seren sorular.

BAŞKA RAHATSIZLIKLAR

AKP ile cemaatin yollarını ayıran görüş farkları içerideki uygulamaları da kapsıyor. Örneğin:
- “İleri demokrasi” deniyor ama, demokrasiyi zedeleyen ciddi olaylar yaşanıyor.
- Kürt Sorununda çözümsüzlük devam ediyor.
- Sivil toplumun görüşlerine değer verilmiyor.
Fethullah Hoca cemaatini rahatsız eden bir olgu daha var. Ergenekon, Balyoz ya da benzer büyük davalarda, “AKP, cemaatin etkisi varmış gibi bir hava yaratıyor, oysa yok” deniyor.
Bu eleştiriler bir gerçeği gösteriyor. Cemaat ve AKP aynı tastan su içmiyor.

Haberin Devamı

BİZDEN SU AKMAZ

Çok net anımsıyorum.
Erbakan 90’ların sonunda Başbakan iken, Fethullah Hoca ile Kanal D’de röportaj yapıyorum. Fethullah Hoca’nın birebir çıktığı ilk canlı TV röportajı. Orada bir sorum üzerine, simgelerle konuşmayı seven Fethullah Hoca Erbakan’ı ve RP’yi kastederek, “bizden onlara su akmaz” diyor. O sözleri o tarihte geniş yankı yaratıyor.
AKP ile görüş farkları geçici de olabilir, iki tarafı daha da rahatsız eden yaraya da dönüşebilir. En iyisi Zaman’ı izlemeye devam etmek.

Roboski’ye taziye ve gizlilik kararı

SANATÇI ve sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı bir gurup dün, kendi deyimleriyle Uludere-Roboski’ye taziyeye gidiyor. Roboski bombardımanda 35 ölü veren Ortasu Köyü’nün Kürtçe adı.
Oraya gidenler yaptıkları açıklamada:
“(...) Herkesi ses çıkarmaya çağırıyoruz. (...) Acıları paylaşmaya çağırıyoruz”.
Dün Uludere yolunda onların temsilcisi ile konuşuyorum. Ben konuştuğumda, henüz iki saatlik yolları var. Köylülerle görüştükten sonra, bugün açıklama yapmayı planlıyorlar.
Sivil toplum temsilcilerinin oraya gitmesi, köylüleri ilk elden dinlemesi tam sivil toplum bilinci. Olayı siyasete, iktidara ve adli soruşturmaya bırakmayan girişim.
Ancak, onlar ses çıkarmaya çağırırken, gizlilik kararı geliyor.
Böyle bir olayda gizlilik kararı kabul edilemez. En küçük ayrıntıların bilinmesi gerekirken, gizlilik kararı hepimizin haber alma özgürlüğüne set çekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları