BÜLENT Ecevit ile Uğur Mumcu’nun cenaze töreninden sonra, gördüğüm en büyük cenaze töreni. Hatta, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelenleri dikkate alırsak, nitelik açısından da, son yıllarda gördüğüm en büyük cenaze töreni.
Türkiye’de hiç kimsenin aklının ucundan geçmeyecek bir kişinin, Ermeni yurttaşımız Hrant Dink’in cenaze töreni, Türkiye sınırlarını aşıyor. Katılım için kimse kimseyi zorlamıyor, herkes kendi iradesiyle, bireysel tepkisini göstermek üzere, orada bulunuyor.
Cinayetten sonra en çok dile gelen "hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant Dink’iz" sloganının yanı sıra, törende dikkatimi en çok, "katil 301", pankartı çekiyor.
Bu bir cenaze töreni değil. Sessiz çoğunluk, artık sessiz değil.
SARI GELİN
Törende hüzün. Hüznün türküsü Sarı Gelin. Bir Erzurum türküsü. Ama, Ermeni versiyonu da var. Bir Türk’le ve Ermeni’nin aşkını anlatıyor.
Onbinler törene katılırken, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde bir pankart asılıyor:
"Katillere inat, kardeşimiz Hrant."
Onbinler cenaze törenine katılırken, kendini ülkücü olarak tanımlayan gençler, pankartı indirmek istiyor. Küçük çapta bir çatışma yaşanıyor.
Onbinler cenaze törenine katılırken, fakülteye gelen sivil polis, pankartın indirilmesini istiyor.
Onbinler cenaze törenine katılırken, o pankart oradan inmiyor. Kendini ülkücü olarak tanımlayanlara rağmen, sivil polise rağmen, inmiyor.
Bu bir cenaze töreni değil. Sesiz çoğunluk, artık sessiz değil.
DÖRT BİR KÖŞEDEN
Törende Türkçe, Kürtçe, Ermenice pankartlar. Sessiz çoğunluğun bir kaç dilde isyanı. Ara sıra, "yaşasın halkların kardeşliği" sloganı.
Türbanlılar ve mini etekliler, kravatlılar ve açık yakalılar, işçiler ve iş adamları, yazarlar ve sanatçılar, esnaflar. Kars’lılar ve Edirne’liler, İzmir’liler ve Adana’lılar, Diyarbakır’lılar ve Trabzon’lular. Birbirini çok iyi tanıyanlar, birbirini hiç tanımayanlar. Hepsi birbirine saygılı.
Bazı binaların duvarlarında, "CIA, MOSSAD yakamızı bırak". Beyaz güvercinler bu duvarların üstünden uçuyor, kırmızı karanfiller bu duvarlara bırakılıyor.
Bu bir cenaze töreni değil. Sessiz çoğunluk, artık sessiz değil.
O sesiz çoğunluk şimdi tetikçinin ve cinayeti tezgahlayanların ardındaki karanlığın aydınlatılmasını bekliyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, Cumhurbaşkanına, Başbakana, MGK’ya söylüyorum, devleti yönetenlere, siyasal iktidar sahiplerine söylüyorum, törenin kasetleri alsınlar ve tekrar tekrar izlesinler. Ne yapacaklarsa, ona göre karar versinler.
301’i mi kaldıracaklar, okul kitaplarını mı değiştirecekler, yeni bir devlet politikası mı çizecekler, her türlü karanlık örgütü mü çökertecekler, ne yapacaklarsa, bir an önce yapsınlar.
Bu bir cenaze töreni değil. Cenaze töreninde hepimizin hayatını gördüm. Cezane töreninde hepimizin yaşamak istediği Türkiye’yi gördüm.
Böhürler’in gözlemi
HRANT Dink’in cinayete kurban gitmesi, çok önemli bir tesbiti gözlerden yine de kaçırmıyor.
AKP MKYK üyesi Ayşe Böhürler Kızılcahamam’da AKP toplantısında:
"AKP teşkilatlarında yer alanlar ile diğer normal vatandaşların mal varlıklarında büyümedeki orantısızlık dikkat çekiyor."
AKP’nin içinden, yolsuzluk eleştirisi. Yolsuzluğun AKP yönetimlerine sızdığı iddiası. Tayyip Erdoğan ne yapıyor? Nerede, kim, nasıl sorularını sormak, bu iddianın üzerine gitmek yerine, Böhürler’e sert çıkıyor.