ÜÇ metrekare yerde karı, koca, iki çocuk, biri on günlük. Gazze’de. Su yok, elektrik yok, mum yok, daha kötüsü, çocuk maması yok.
Kadın Türk, Filistinli ile evli. Kanal D ve CNN Türk’ün Kudüs’teki başarılı muhabiri Elif Ural’ı arıyor kadın: "Çocuğumu İsrail’in saldırısından iki gün önce dünyaya getirdim. Sancım şimdi tutsaydı, hastaneye gidemezdim, çocuk da ölürdü, ben de ölürdüm".
Şimdiki yaşamak mı? Gazze’ye ölüm yağıyor, Türk kadın saçını, başını yoluyor:
"Her yerde bomba patlıyor, her an ölebiliriz, yiyecek, içecek yok, dünya susmuş, kimsenin umurunda değil".
Gazze sınırında bulunan Elif Ural’la dün konuşurken, kendimi Gazze’deki insanların yerine koyuyorum. Korkunç.
ALKIŞLAR VE BOMBALAR
Bombalar altında bir buçuk milyon insan var.
Amerika, bırakın ateşkes’i, İsrail’in kınanmasına bile karşı. Bir buçuk milyon insan ölürse ölsün, diyor Amerika.
Ya insanlık timsali AB? Ortada yok. Ya aziz Müslüman kardeşlerimiz, Arap ülkeleri? Ara ki, bulasın. Ya barışın ve özgürlüğün umudu Obama? Çıt yok. Onun sessizliği İsrail’e destek anlamında.
Amerikan alkışları, AB ve Arap seyircileri arasında, İsrail bir kaç hedef peşinde koşuyor.
ŞUBATTA SEÇİM
İsrail’de Şubat’ta seçim var. Gazze saldırısı ile İsrail;
1- Seçim öncesinde hükümet güven tazeliyor, oy avcılığı yapıyor,
2- Sık sık ortaya çıkan, tarihsel yok olma korkusunu yeniyor,
3- Hamas’ın elinde bulunan Gazze’yi El Fetih’e, Filistin yönetimini Mahmud Abbas’a vermeyi amaçlıyor.
Saldırı seçime giden İsrail hükümetinin işine yarıyor. Gazze’de insanlar ölürken, kamu oyu anketlerine göre, İsrail’de hükümetin oy oranı artıyor.
Gazze’de bir ölüm İsrail Hükümetine bir oy, iki ölüm iki oy kazandırıyor.
Gazze’de bir ölüm Amerikan sermayesine bir dolar, iki ölüm iki dolar kazandırıyor.
TRT Şeş, Kürtleri böldü
TRT 6’nın Kürtçe yayına başlamasına en çok DTP içerliyor. Yani, Kürtlerin Partisi.
DTP ve DTP öncesindeki türdeş partiler yıllardır Kürtçe yayın, Kürtçenin serbestliği üzerine nutuk atıyor. Ama, onlar şimdi TRT 6’yı (TRT Şeş) boykot ediyor. Açılışına katılmıyor.
Neden böyle yapıyorlar, sorusu ortada dolaşırken, Apo’dan yeni inciler ortaya çıkıyor. Apo’ya göre, TRT Şeş:
"T.C. kendi Kürdünü yaratıyor".
Bu cümle, DTP’nin boykotunu açıklamaya yetiyor.
Aynı zamanda, Kürtlerde özgür irade olamayacağını ima ediyor. Bütün Kürtlerin reddetmeleri gereken bir tavır. Ancak, Kürtçüler aksi telde:
"Biz iki Kürtçe şarkı dinlemek için mi öldük?"
TRT 6 ile birlikte Kürtçe yayın, Kürtleri ikiye bölüyor. Yayından bir bölümü memnun. Hatta, bazı DTP milletvekilleri TRT 6’yı destekliyor. Bir bölüm Kürtler ise, maksatlı buluyor.
Eğer, TRT 6’da gerçekten devlet damgalı, milliyetçi yayınlar yapılırsa, sonuç şimdiden belli. Kürtçe kanalı Kürtlerden başka herkes dinler. Kürtler yine ROJ TV’ye döner.
Türk temsilci yasal değil
TÜRKİYE, geçici üye sıfatıyla BM Güvenlik Konseyi toplantısına ilk kez katılıyor. Toplantı Gazze ile ilgili.
Türkiye’yi Güvenlik Konseyi’nde Baki İlkin temsil ediyor. İlkin yaş haddinden emekli büyükelçi.
Ama, yine de temsil ediyor. Bakanlar Kurulu kararı ile. Atama yok, görevlendirme var. Daimi temsilci olarak imza atıyor, oysa yasaya göre, yetkisi yok. Dışişleri bile, duruma tepkili.
Oraya yeni bir daimi temsilcinin (büyükelçinin) atanması gerek. Şu anda durum bizim yasalara aykırı.
AKP yönetiminde Türkiye’nin Güvenlik Konseyi üyeliği skandalla başlıyor.