Bir milyon 300 bin satan kitap

Kitabı yazdığında 93 yaşında. Üç kitabı daha var, o kitapları 80, 89 ve 91 yaşında yazıyor. Dinç ve dinamik olarak hala hayatta, mücadelesini inatla sürdürüyor.

Haberin Devamı

Stephane Hessel Alman asıllı,1917’de Berlin’de doğuyor.  Yedi yaşında ailesi Paris’e taşınıyor. Bir süre sonra Hessel Ailesi Fransız yurttaşlığını seçiyor. Hessel’in yaşamı romanlara konu olacak türde. İkinci Dünya Savaşı sırasında De Gaulle ile yan yana geliyor, Fransız direnişine katılıyor.
1944’te Naziler tarafından yakalanıyor, Buchenwald toplama kampına gönderiliyor. Ölüm kampından kaçarak kurtulan çok az kişiden biri. Kamptaki yaşamı ve kaçışı insanı titreten maceralarla dolu.
Savaş sonrasında B.M. Genel Sekreterinin İnsan Hakları Komisyonu Başkanı. B.M.’deki başkanlığı sona erdikten sonra, 1970’lerden itibaren Fransa’da her Cumhurbaşkanı döneminde mutlaka önemli bir görevde.
Müthiş bir kariyer, binlerce anı ve deney.
AYAKLANIN
Hessel’in 93 yaşında yazdığı kitabın adı “Ayaklanın” adını taşıyor. İsterseniz, “İsyan Edin” diye de, tercüme edebilirsiniz. Türkçeye henüz çevrilmiş değil.
Aslında kitap demek belki doğru değil, çünkü 25 sayfadan ibaret, bir broşür. Bir ay içinde bir milyon 300 bin satıyor.
Neden ayaklanacağız? Neye isyan edeceğiz? Birkaç neden sıralıyor Hessel:
-İnsan hakları ihlalleri almış başını gidiyor.
-Zenginlerle yoksullar arasındaki uçurum hiç bir zaman bugünkü kadar derin değil.
-Yönetimlerin otoriter eğilimi artıyor, demokrasiler tehlikeye düşüyor.
Hessel bu üç gerekçeden yola çıkarak, ayaklama önerisini Sartre’ın bir sözüne dayandırıyor:
“Hepimiz bütün insanlar için sorumluyuz. O insanlara karşı sorumlu davranmakla yükümlüyüz”.
Hessel’e göre, sorumluluğun yerine getirilmesi için yönetimlere uyarılar fayda etmiyor, onun için “ayaklanmak” gerek.
SELAM SANA
Hessel uzun uzun demokrasi üzerinde duruyor. Otoriter yönetimlerin ilk hedefinin “basın özgürlüğünü kısıtlamak” olduğunu belirtiyor.
Oysa, basın özgürlüğü olmadan demokrasi olmuyor. Basının özgürlüğü, onuru ve bağımsızlığı için ayaklanmak, Hessel için vazgeçilmez bir koşul.
Basın özgürlüğü 1944’ten beri tartışılıyor, ama basın üzerindeki baskılar hala devam ediyor. (A.g.k.,s.8).
Selam sana 93 yaşındaki genç adam Hessel. Enerjiyi kendinde bulup, insanları isyana çağırabildiğin, hayata asılmaktan vazgeçmediğin için selam sana.

Haberin Devamı

Hani hep halka soracaktık

Haberin Devamı

SÜRPRİZ cümle CHP’nin ekonomi ile ilgili seçim bildirgesinde yer alıyor:
“Nükleer teknolojide en yüksek güvenlik kıstasları gözetilerek yeni kuşak reaktörlere odaklanan, teknoloji transferini içeren çalışmaları gündemimize alacağız”. (CHP Ekonomi Bildirgesi, s.34).
AKP Akkuyu’da nükleer santral kurma kararı aldığında, CHP her fırsatta karşı çıkıyor. Şimdi, nasıl oluyor da, nükleer teknolojiyi gündeme alacağını söylüyor?
Buna karşılık AKP kararlı:
“Mersin Akkuyu ve Sinop’ta toplam 10.000 MW gücünde sekiz adet nükleer reaktör devreye alınacaktır. Ayrıca 5.000 MW gücünde dört reaktörün inşasına başlanacaktır”. (AKP Seçim Beyannamesi, s.66).
Hürriyet nükleer santral ile ilgili anket yapıyor. Halkın yüzde 64’ü nükleer santrala karşı. CHP seçmeninde bu oran yüzde 86’ya yükseliyor.
Başbakan Erdoğan halka rağmen kararlar almayacağını sık sık dile getiriyor. Farklı konularda halka sesleniyor, “siz isterseniz yaparız, istemezseniz yapmayız” vurgusunda bulunuyor.
İşte, halk istemiyor.  Hala hangi nükleer santral? Ya CHP’nin çelişkisi, onu anlamak güç.

Haberin Devamı

YGS’den önce bilimsel listesini açıklasın

YGS skandal dizisinde doruk noktaya ulaşılıyor. Savcılık incelemesi bitmeden ÖSYM oldu bittiye getiriyor ve sonuçları açıklıyor.
Açıklama öncesinde ÖSYM Başkanı Ali Demir savcılıkla görüşüyor. Savcılık galiba, herhangi bir sorun tespit edilmedi, kararına varıyor.
Eğer, sorun yoksa, Ali Demir’in “şifre var” itirafını nasıl izah etmek mümkün? Böyle bir itirafa rağmen, savcılık neye dayanarak şifre tespit edilmediği kanaatine varıyor?
Hayır yine de savcılık sorun olduğunu düşünüyorsa, ÖSYM sonuçları açıklama cesaretini nereden alıyor?
Her şeye rağmen, sonuçların palas pandıras açıklanması kendini kurtarma operasyonu. Sözüm ona skandalı unutturacak, hiç bir şey olmamış gibi, koltuğunu koruyacak.
YGS skandalı ile at başı giden bir başka skandal Ali Demir’in intihal (bilimsel aşırma) macerası. Bu vahim durumu göz önüne alan bazı kurumlar Ali Demir’in yazdığı bilimsel kitap, makale, ne varsa, o listeyi açıklamasını istiyor.
I-ıhh, hazretten hiç ses yok. Oysa, bilimsel etik önce bu listeyi açıklamasını gerektiriyor.

Yazarın Tüm Yazıları