Paylaş
Bu cümle yabancı dil sınavında geliyor, İngilizceye çevrilecek. Bırakın İngilizceyi, cümlenin önce Türkçesini anlamak gerek.
İngilizce verilen cümle ve pasajlar var, onlarla ilgili yine İngilizce sorular var. Örneğin, “gastro entrolojik hastalıkların çocukluktaki diabetik bağımlılığı”. Ya da biraz fizikten, “fiber optik kabloların elektrik sinyallerine etkisi”, olmadı zoolojiye girelim, “hayvan türlerinde hücre transplantasyonu”, ya da uzay teknolojisine adım atalım, “atom çekirdeğindeki elektronların negatif yükü.”
Bu İngilizce sorular öyle teknik ki, İngilizceden önce o teknik konuları bilmek gerek. Bu sınavın adı ÜDS, Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı. Sınav yabancı dil sınavı ama, tıp, biyoloji, fizik, kimya, botanik akla ne gelirse, onları bilmek gerek.
AKADEMİK KARİYER
Her sınavın skandala dönüştüğü bir dönemde, 20 Mart’ta yapılan bu yabancı dil sınavı güme gidiyor. Sınava alınma biçimi hayli ilginç.
Başı açık kız öğrenciler didik didik aranıyor. Anahtar, kopça, toka, kemer v.s. hepsini çıkarmak zorundalar. Bu madeni eşya üzerinden kopya ihtimalini ortadan kaldırmak üzere. Buna karşılık, türbanlıların aranması şekli. Onlarda toka, iğne ve benzeri aksesuara ses çıkartan yok.
Sınav lisans üstü eğitim yapacak olan, ayrıca akademik personel için çok önemli. Master, doktora ve doçentliğe başvuranlar önce bu sınavdan geçmek zorunda. Dilde başarı kazananlar, daha sonra ALES’i geçmek, ardından hangi konuda ise, o daldaki sınavdan geçer not almak zorunda.
Bunların ucunda akademik kariyer yatıyor. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığının yurt içi ve yurt dışı karşılıksız bursu yatıyor.
Sınav çok zor, geçer not alan da, fazla değil. Bu haliyle, akademik kariyer yapmak isteyenlere engel çıkarmak sanki ana amaç.
SANKİ İRADİ
Her türlü sınav merkezi sistem üzerinden. Her türlü sınav son zamanlarda skandallar dizisi. Bu kadar tesadüf arka arkaya nasıl geliyor?
Skandallar sanki bilerek, iradi eylem gibi.
Ne amaçlanıyor olabilir? Belki de, işlemiyor diyerek, merkezi sisteme son vermek. Merkezi sisteme son vererek, sınavlarda ipleri doğrudan ele almak isteği gibi.
Sınavların hiç birine güven kalmıyor. Tam bu güvensizlik kuşağında, merkezi sisteme elveda demenin gerekçesi yaratılıyor gibi.
Eğer böyle değilse, on aydır, evet on aydır KPSS soruşturması neden hâlâ sonuçlanmıyor?
Kübra
DEVLETE 210 bin liralık tazminat davası açıyor ailesi. Ne açarsa açsın, 2.5 aylık Kübra’yı artık hiç bir güç geri getiremez.
Kübra açlıktan hayatını kaybediyor.
Samsun’un bir ilçesinde yaşayan Kübra’nın ölümü geçen ay medyada geniş biçimde yer alıyor. Polis kayıtlarında ölüm nedeni beslenme yetersizliğine bağlanıyor.
Oysa, şimdi ortaya çıkan otopsi raporuna göre, Kübra açlıktan ölüyor. Rapora göre, Kübra’nın midesi boş. Yetersiz değil, hiç bir şey yemediği için ölüyor. Sanki, burası Afrika’da herhangi bir ülke.
Neden yemiyor? Anası, babası işsiz.
2002’den önce işsizlik yüzde 8. AKP iktidarıyla birlikte, 2002-2007 arasında yüzde 10’a yükseliyor. Ekonomik kriz sonrasında yüzde 12’ye yerleşiyor.
Üç milyon işsizin bir milyonu diplomalı. Tarım dışı işsizlik daha yüksek, yüzde 15. Gençlerde ise, tam hayal kırıklığı, yüzde 22.
Kübra’nın babası yüzde 12 içinde. Anayasanın sosyal devlet ilkesi de, parantez içinde. Nurlu ufuklar ve “görülmemiş kalkınma” edebiyatıyla birlikte.
Haddini aşan bir başkan
ANAYASA Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümünde Başkan Haşim Kılıç mahkemeye yönelik eleştirilerle ilgili olarak:
“Bazı milletvekilleri kürsü dokunulmazlığından faydalanarak ahlaki ve hukuki temelden yoksun ithamlarla mahkemeyi kirletmeye kimsenin hakkı yoktur.”
Kirletmek, ahlaki temelden yoksunluk ve ötesi. Muhalefete hakaret dolu nitelemeler.
Benzer sözleri, örneğin Genelkurmay Başkanlığı söylemiş olsa, ortalık birbirine girerdi. Yandaş medya silahşorları acele TV’lerde, iktidar partisi sözcüleri eşliğinde söylemediklerini bırakmazdı.
Haşim Kılıç başkan olduktan sonra tam kılıç. Mahkemenin tarafsızlığına gölge düşürüyor, yalın kılıç almış başını gidiyor. Kim güvenir böyle bir mahkemeye?
Bence, muhalefet Haşim Kılıç’a dava açar.
Paylaş