Baykal’ı Atatürk’e şikayet

CHP’nin eski milletvekili ve senatörleri Baykal’ı Atatürk’e şikayet etmek üzere, yarın 11.00’de Anıtkabir’e gidiyor.

Yerel seçimlerde başarısız sonuçlar alan, kalelerini yitiren CHP yönetimine dönük tepkilere bir yenisi daha ekleniyor. Seçim sonuçlarını Baykal’ın başarılı göstermesi, bu tepkilere tuz biber ekiyor. Şimdi de, CHP’nin eski parlamanterleri ayaklanıyor.

CHP örgütü kaynıyor. CHP milletvekillerinin bir bölümü toplanıyor. Kamuoyunda CHP iyice gözden düşüyor. Ancak, Baykal ve ekibi, zaman kazanmaya ve geçiştirmeye çalışıyor.

İSTİFAYA DAVET

Seçimden sonra sık sık bir araya gelen CHP’liler arasında eski parlamenterler de var. Son toplantıda Anıtkabir’e giderek, Baykal’ı istifaya çağırmaya karar veriyorlar.

CHP’nin eski genel başkan yardımcılarından Ertoz Vahit Suiçmez Anıtkabir’de bir bildiri yayınlayacaklarını belirtiyor. Yaklaşık şöyle bir metin:

‘Mustafa Kemal toplumu çağdaşlaştırmak amacıyla CHP’yi kurmuştur. CHP’nin temel görevi budur. Ancak, CHP’yi yöneten bugünkü kadrolar halkın sorunlarını çözmekten uzak kalmış, ayrıca parti içi demokrasiyi hiçe saymıştır. Yeteneksiz bu yönetim kadroları, yoksul halk kesimlerini anlamakta da aciz kalmıştır. CHP’yi demokratik ve laik doğal tabanın umudu olmaktan çıkarmıştır. Son seçim sonuçları, CHP’ye olan bu güvensizliği kanıtlamıştır. Buna rağmen, Sayın Deniz Baykal, bunu hálá başarı olarak gösterebilmektedir. Biz, Baykal’ı Atatürk’e şikayet ediyor ve CHP’nin bugünkü yönetim kadrolarını istifaya çağırıyoruz.’

Bir siyasal partinin eski parlamenterleri, böyle bir yola ilk kez başvuruyor!..

GENÇ KADRO

Eski parlamenterlerin sözcülüğünü yürüten Ertoz Vahit Suiçmez Anıtkabir’deki komutanı arıyor. Amaçlarını anlatıyor.

Bu resmi bir tören değil. Çelenk koymak ve defter imzalamak söz konusu değil. Anıtbakir ile İsmet Paşa’nın mezarına birer buket çiçek konulması öngörülüyor.

Bu tepkide önemli nokta şu: Eski parlamenterlerden hiçbiri CHP yönetiminde herhangi bir göreve talip değil!.. Onlar gitsin, biz gelelim, mantığı yok bu tepkide.

Tersine, genç, dinamik, dünyadaki sosyal demokrat deneyimi önce partiye sonra Türkiye’ye aktaracak yeni bir isim, yeni bir kadronun işbaşına geçmesinden yana. Yönetim olarak CHP’nin, teorik olarak da sosyal demokrasinin Türkiye’de yenilenmesini isteyen bir hareket.

Tepkinin gücü de burada.

879 kişi işkencede

ELEKTRİK
, cinsel taciz, basınçlı soğuk su, askı, falaka, ajanlık teklifi, soyma, hücrede tecrit, havasız bırakma, yalancı infaz, öldürme tehdidi, dayak, hatta tecavüz...

Bunlar işkence türlerinden bazıları. Gözaltında ya da cezaevinde başvurulan tam 33 ayrı işkence türü var. Türkiye İnsan Hakları Vakfı Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri tarafından 2002 yılına ilişkin bir rapor düzenleniyor. O raporda, işkenceden geçmiş insanlarla ilgili bilgiler yer alıyor.

879 kişi Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Diyarbakır’da adı geçen insan hakları merkezine şikayette bulunarak, işkence gördüğünü belirtiyor. 761 kişi siyasal, 118 kişi adli nedenle işkence gördüğünü söylüyor. İşkence uygulanan kurumlar arasında, önceki yıllarda olduğu gibi, Emniyet Müdürlükleri ilk sırayı alıyor. (Anılar rapor, s.29).

Rakamlar can acıtıyor, işkenceyi rakamla ifade, kaba bir yaklaşım. Asıl önemli olan, tek tek bu işkencelerde yaşanan insani dramlar.

CMUK, gözaltı süresinin kısaltılması, ceza yasalarındaki değişiklikler, demokratikleşme paketleri henüz tam olarak uygulamaya inmiyor. Gerçi, rapor 2002 yılına ait. Ama, şikayetler azalsa da, hálá bitmiyor.
Yazarın Tüm Yazıları