Paylaş
1982’de Türkiye’de askerlerin yaptığı anayasa referanduma sunulduğunda, halk üç aşağı beş yukarı biliyor: “Bunun içinde otoriter bir düzen ve Evren var”.
Şimdi aylardır süren yeni anayasa çalışmalarında kimseye sormaya gerek yok, “AKP’nin istediği anayasada başkanlık sistemi ve Tayyip Erdoğan var”.
Bu yönde dört parti arasında uzlaşma mümkün değil. Durumu gören AKP farklı bir tavır sergiliyor. Kesin bir şey söylemek yanlış olabilir ama sanki rota hafiften değişmiş gibi.
TÜRMEN’İN ÖNERİSİ
Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi CHP milletvekili Rıza Türmen bir öneri götürüyor:
“Bizim burada anlaştığımız ve anlaşmadığımız maddeleri, ortaya çıkan yazılı metni sivil toplum örgütlerine, kamuya açalım. Uzlaşma olan ve olmayan maddelerle ilgili onların görüşlerini alalım. Sonra o görüşler doğrultusunda biz yeniden çalışalım ve bu çalışmayı kamuya açık biçimde sürdürelim”.
Makul, uzlaşmaya dayanan, yeni bir anayasa hazırlama sürecinde olması gerektiği gibi olan bir öneri. AKP bu öneriyi “Parti organlarımıza götürelim” diyor. Organ filan mı var, Tayyip Erdoğan’a götürecek, belli. Dönüşte “Tamam” diyor AKP, “devam edelim”.
FARKLI BİR HAVA
Bir anayasa dayatma ile olmaz, bir yerde mutlaka fire verir. Hele de, dayatma için “Uzlaşma olmuyor, biz masadan kalkıyoruz” demenin siyasal bedeli kaçınılmaz. AKP bunu nihayet görüyor. Ve çok farklı bir noktaya geliyor:
“Aramızda anlaşma olmaz ise biz başkanlık sisteminden vazgeçebiliriz”.
Bu yeni ve farklı bir durum. Dört partinin anlaşması mümkün olmayan konu başkanlık sistemi. Masadan kimse kalkmak, kimse oyunbozan konumuna düşmek istemediğine göre, Rıza Türmen’in önerisinin kabul görebileceği ortam oluşuyor. “Devam” yönünde bir eğilim ortaya çıkıyor. “Bu iş bitti, anlaşma olmuyor” derken, kollar yeniden sıvanıyor.
Tam bu noktada şunun altını önemle çiziyorum. Aktardığım özet son iki günün havası. İşler yine de, bir anda değişebilir.
PARLAMENTER SİSTEM
Siyasette her an, her şey değişebileceğine göre, şu aşamada AKP başkanlık sisteminden vazgeçmiş gibi.
Yerine ne getirecek? Belki partili cumhurbaşkanı formülü. Eğer Türmen’in önerdiği gibi, çalışmalar sivil topluma açılırsa toplumun bu formülü de kabul etmesi uzak olasılık.
En iyisi bildiğimiz, yaşadığımız parlamenter sistem.
Barcelona’daki dram
MATEMATİK teorilerine konu oluyor. Takımın paslaşmaları geometrik şekillere, ihtimal hesaplarına dökülüyor. Barcelona bir başka oynuyor.
Son yıllarda önüne gelen takımı yerle bir eden, herkesi hayran bırakan futboluyla rakiplerini titreten Barcelona’ya şu sıralar bir şeyler oluyor. Yenilmez armada yenildiği gibi, kalesinde Almanlardan iki maçta yedi gol görüyor, hiç atamıyor, Avrupa Ligi’nden eleniyor. Herkes şaşkın.
Oysa, Barcelona büyük bir dram yaşıyor. Teknik direktör Vilanova kanser, iki kez ameliyat geçiriyor. Takımını çoğunlukla yalnız bırakmak zorunda kalıyor.
Gerçi, son Bayern München maçında takımın başında ama, genellikle sahaya çıkamıyor. Futbolcular bundan müthiş etkileniyor. Kendileri sahada, akılları kanserle pençeleşen Vilanova’da.
Paylaş