Başkan Baba, hayali yerle bir eder

İNCE hesap devri kapanıyor. Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirse, yok yerine Abdullah Gül geçermiş, yok Ahmet Davutoğlu çok hevesli imiş, yok Egemen Bağış bile kendini uygun görüyormuş, hatta HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş için ortam hazırlanıyormuş, hepsi hikaye.

Haberin Devamı

Başkanlık sistemi ile birlikte, bu hesapların hepsi suya düşüyor. Başkan Babamız işe el koyduğu anda, AKP’nin başına kimin geçeceğinin kıymet-i harbiyesi kalmıyor. Başkan Babamız yukarıdan vaziyet edecek, başta AKP, cümle alem onun karşısında el pençe divan.

Ara sıra söylemiyormuş gibi yaparak söylenen ya da bin bir dereden su getirerek, ıkına sıkına teğet geçilen Başkanlık Sistemi üzerindeki utangaçlık perdesi önceki gün kalkıyor.

Muhtemelen danışıklı, baklayı ağızdan çıkartan ilk kişi Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ. Her ne kadar Başkanlık sisteminin faziletleri ile ilgili ahkâmın kendisine ait olduğunu söylüyorsa da, hepimizi bu kadar saf bellemesini Bozdağ’a yakıştıramıyorum.

“TEK ADAM YÖNETİMİ”

Önce şu vurgu: Başkanlık Sistemi ile ilgili bugüne kadar Anayasa Uzlaşma Komisyonunda tek kelime bile konuşulmuyor. Yeni bir anayasanın yazılım süreci başlıyor, bu temel konu şu ana kadar hiç geçmiyor.

Ama geçtiği yerler var. Örneğin, halen Anayasa Mahkemesi’nin incelediği Cumhurbaşkanlığı Yasası, tasarı halinde iken, Meclis Anayasa Komisyonunda sert tartışmalara yol açıyor. CHP milletvekili Atilla Kart:

“Başkanlık Sistemi Türkiye’de her türlü freni patlatır. Tek adam yönetiminin önünü açar, yargıyı daha da bağımlı hale getirir. Türkiye diktatörlüğe kayar”.
Benzer görüşleri o komisyonda MHP milletvekili Faruk Bal da dile getiriyor. MHP de Başkanlık Sistemine sert muhalefette bulunuyor.

Haberin Devamı

AKP’DEN İTİRAF

CHP ve MHP’nin karşı çıkmasına AKP’li Burhan Kuzu göğsünü siper ediyor:

“Başkanlık Sistemi Türkiye için benim hayalimdir. Türkiye’nin siyasal sorunlarını giderecek en iyi sistem Başkanlık Sistemidir”.

Bir Anayasa profesöründen bu sözleri duymak insana ferahlık veriyor. Yüz yıllık siyasal arayışa Kuzu muhteşem bir formül getiriyor.

Diğer AKP sözcüleri ondan geri kalmıyor. Şu gerekçeye şapka çıkartılır:

“Şu anda yürütme yasamayı tahakküm altına alıyor. Yasama işlemiyor, Parlamento görevini yapamıyor. Yasamanın önünü açmak için Başkanlık Sistemi şart”.
Kendine uygun gerekçe ararken, AKP sözcüleri itirafta bulunuyor, “yasamanın yürütmenin baskısı altında, iş göremediğini” söylüyor.

Şu anda, parlamenter sistemde “tek adam” yönetimi ile yürütmenin baskısı altında bulunan Meclis, yarın Başkanlık Sistemi ile iyice devreden çıkacak.

BİRLİK VAKFI

Haberin Devamı

AKP’liler dışında, Başkanlık Sistemini en çok savunanların başında Birlik Vakfı geliyor.

Birlik Vakfı bugünkü AKP’nin çekirdeği, eski Refah ve Fazilet Partisi’nin sosyal uzantısı. Başkan ve üyelerinin büyük çoğunluğu MSP ruhunu taşıyan o ilk çekirdek.

Bu vakıf Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda görüş bildirirken, ısrarla ve üstüne basa basa, “Türkiye’yi kurtaracak olan Başkanlık Sistemidir” tezini işliyor.

Başkan Babamıza bağlılık andı içmiş gibi. Şu anda AKP kadroları aynı andı içmişçesine, hep bir ağızdan aynı türküyü söylüyor.

Ne var ki, halkın düşüncesi bu antla çelişiyor. Uzlaşma Komisyonu Türkiye’nin on üç ayrı yerinde toplantılar düzenliyor. Oralarda ortaya çıkıyor ki, halk Başkanlık istemiyor.

Haberin Devamı

UZLAŞMAYI BİTİRİR

AKP canını dişine takmış, Başkanlık diyor, muhalefet sert çıkışlarla bunun önünü kesmeye çabalıyor. Başkanlık Sisteminin dile getirilmesi, görevi yeni anayasa taslağı hazırlamak olan komisyona müdahale anlamı taşıyor. Nezaket bir yana, siyasal baskının ta kendisi.

Sonuç şimdiden belli, AKP bir yanda, CHP, MHP, BDP öte yanda, Uzlaşma Komisyonu tıkanacak. Zaten Başkan Baba söylemişti, “gerekirse biz yola kendimiz devam ederiz”.

Başkanlık Sistemi diktatörlüğe kayabiliyor. Örneğin, Latin Amerika ülkeleri, tam bizim gibi, ince dengeler üzerinde. Kaymadığı bir ülke var ki, Amerika, orada demokrasinin köklü ve geniş siyasal, sosyal desteği var.

Tayyip Erdoğan’ın tartışılan sözü, “tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek din”, şimdi gerisini tamamlamak istiyor, “tek adam”.

Bu sefer, o iş, göründüğü kadar kolay değil.

Haberin Devamı

THY’de son anda kapı değiştirmek

ZAMANINDA kalkan tek THY uçağı yok. Hepsi rötarlı. Hava alanlarında insanlar saatlerce bekliyor. Üstelik, rötar süresi eksik veriliyor. Yolcular yanıltılıyor.
Pilotlar uçakta, “rötar yaptık, özür diliyoruz, anlayışınız için teşekkür ediyoruz” diye anons ediyor. Kimsenin anlayış filan gösterdiği yok. Herkes THY’nin kulaklarını çınlatıyor.

Rötara ek, şimdi de, uçağa biniş kapısı son anda değişiyor. Uçuş biletinde yer alan kapı aniden değişiyor, insanlar kapı kapı uçak arıyor.

Rötara hava alanı kapasitesi yetmiyormuş, sanki ayarlamak çok zormuş gibi. Ya kapılara? Ona da, THY’nin kapasitesi yetmiyor.

Yazarın Tüm Yazıları