Paylaş
Bu mucizeye dün son nokta konuyor. Türkiye 2012’de 2.2 büyüyor. 8.5’lerden 2.2’lere çok hızlı bir düşüş, acı bir fren.
TÜİK ekonomik büyüme ile birlikte kişi başına düşen gelir rakamını da açıklıyor, 2012’de kişi başına düşen gelir 10 bin 504 dolar. Bir önceki yıla göre, gelir artışı sadece 38 dolar, bir dolar 1.80 TL kurundan, yaklaşık 66 lira 40 kuruşluk bir artış.
2012’de dolar milyarderlerimiz 44’e çıkarken, ki Japonya’daki milyarder sayısının iki katı, milletin geliri sadece 66 lira 40 kuruş artıyor.
Bu da, ekonominin kimler için uçtuğunu, kimler için mucize olduğunu gösteriyor.
DERVİŞ’İN PROGRAMI
AKP iktidara geldiği günden bu yana, ekonomide belli bir propagandayı yürütüyor: Ekonomik istikrar, yüksek büyüme hızı.
AKP’nin ekonomideki başarısı şu. 2002’de, bir önceki hükümet döneminde Kemal Derviş’in inşa ettiği ekonomik programı AKP ödün vermeden uyguluyor. Derviş’in o programı ekonomiyi krizden çıkaran bir program, AKP onu uyguluyor, istikrar denilen başarı burada.
Buna karşılık, büyüme rekorları palavra. Bütün Cumhuriyet döneminde, dönemler itibariyle büyüme hızı ortalama yüzde 4.5. AKP’nin on yıllık iktidarında da, ortalama büyüme hızı yine 4.5. Toplumu bir bütün olarak cezbeden ekstra bir başarı yok. Ama propagandası çok. Dün açıklanan yüzde 2.2 bunun son kanıtı.
İHRACAT-İÇ TALEP
Büyüme hızının yüzde 2.2 gerçekleşmesinde ihracatın payı önemli. Büyümenin lokomotifi ihracat. Yoksa iç talepte daralma var.
Nasıl olmasın, yaklaşık on altı milyon insanın yoksulluk sınırında yaşadığı bir ülkede talep nasıl yükselebilir? Kişi başına sadece 66 lira artış hangi talebi karşılar? 66 lirayla en fazla ortalama bir lokantada üç kişi bir öğle yemeği yer, çıkar, o kadar.
Cari açık dünyada Amerika’dan sonra en yüksek bizde. O açığı küçültmek için frene basılıyor, fren 2.2’de duruyor.
“Ekonomi uçuyor”, doğru, birileri uçuyor, ama millet 2.2’ye çakılmış, 66 lira 40 kuruştan bir adım ileri gitmiyor.
Anayasaya AKP freni
TERÖRÜN sona ermesi için İmralı ile görüşülüyor. Ancak, AKP orada neler görüşüldüğünü CHP ve MHP ile paylaşmıyor. Bu da, yeni anayasa üzerinde uzlaşmayı güçleştiriyor.
Öcalan’la görüşmelerde AKP’nin yeni anayasada tasarladığı değişiklikler ele alınıyor mu? CHP ve MHP bunu bilmiyor. Örneğin, vatandaşlık tanımı, Türk-Kürt kimliğinin vurgulanması gibi konularda AKP ile muhalefet arasında anlaşmazlık giderilemiyor.
Çok daha derindeki anlaşmazlık başkan rejimi önerisinde. AKP öyle bir başkan öneriyor ki, meclisi de başkan seçiyor, başkana yasa yapma yetkisi de tanınıyor, vali, müsteşar atamalarını da başkan yapıyor, hükümet filan zaten yok, bakanlar “sekreter” gibi çalışıyor, tek söz başkanda.
Uzlaşma Komisyonu üyesi CHP’li Atilla Kart bu öneriye ilişkin çok ağır ifadeler kullanıyor, “Başkan diktasına hiçbir parti onay vermiyor” diyor.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu AKP’nin bu isteği nedeniyle tıkanıyor. Cuma günü “Komisyonda devam mı, tamam mı” belli olacak. Bunu AKP’nin tutumu belirleyecek.
Paylaş