ONLAR Fırat kenarında öldürüyor. İntikamı Berlin’de alınıyor.
Urfa, Birecik’e bağlı, Ayran Köyü Fırat kenarında. Köyde iki aşiret var. İki aşiretin bazı üyeleri Berlin’de işçi.
Günün birinde köyde töre cinayeti işleniyor. Köyde iki aşiretin üyeleri intikam için birbirini öldürürken, Berlin’dekiler de yine intikam ateşiyle birbirini öldürüyor.
Yaşanmış bu olayı şimdi neden anımsıyorum? Uyarmak için. 44 kişinin öldürüldüğü Bilge Köyü’nde şimdi intikam kol geziyor.
Saldırıya uğrayan aileden geriye kalanlar, intikam peşinde. Diğer aile o nedenle köyden göç ediyor. Gelenektir, cinayet işleyen köyü terkeder.
Yöreden edindiğim bilgi, göç ne kadar çare, emin değilim. Arkadan intikam gelecek. Hayatta kalanlar hesap soracak.
KAPALI TOPLUM
Aşiret düzeni.
Anadolu’nun pek çok yerinde çözülme sürecinde olsa da, özellikle Urfa, Mardin ve Hakkari’de aşiret düzeni hala geçerli. Aşiretin geçerli olduğu yerde, namus, kız alıp verme, toprak, erkeklik hep yüksek değerde.
Biri başkasının tarlasını sürdü mü, o mülkiyet meselesi değil, namus meselesi. Küçük düşürme meselesi. Demek ki, cinayet zamanı.
İçine kapanmış bir toplum. Kendi üretip, kendi tüketiyor. Köyünden dışarı çıkmıyor. Gelenek çok güçlü ve tek değer ve vazgeçilmez. Başka değer bilmiyor. Onun için intikam ateşi.
TOPRAK REFORMU
Çoğunluğun çoktan unuttuğu, parti programlarından bile çıkartılan toprak reformu.
Toprak reformu sadece toprakta mülkiyet sorununu çözmekle kalmıyor. Aşiretleri çözüyor, yeni sosyal dengeler üzerinde yeni insan tipi yaratıyor.
Zamanında toprak reformu yapılmış olsa, şimdi bu cinayetlerin, törenin ve devamının hiç birini yaşıyor olmayacaktık.
Mardin katliamı son altmış yılda, gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin eseri.
EKONOMİDEN sorumlu Devlet Bakanı "tasarruflar artıyor" iddiasında. CHP Trabzon milletvekili Akif Hamzaçebi şaşırıyor, "artmıyor" diyor.
Hükümet, muhalefet ve bürokrasi birbirine bakıyor, doğruyu kim söylüyor, diye. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) uzmanı, Hamzaçebi’yi doğruluyor.
Hükümetler uzun süredir, hele de AKP iktidarı DPT’yi kullanmıyor. Ve çok yanlış yapıyor.
DPT’de bir zamanlar araştırmanın biri bitiyor, öteki başlıyor. Hepsi ses getiriyor, hepsi iktidarlara yol gösteriyor. DPT bir zamanlar en güvenilir kurum, bilgi bankası, ekonomik ve sosyal hayatın denetçisi.
Mardin katliamı nedeniyle, DPT’yi düşünüyorum. Yine bir zamanlar DPT’de Kalkınmada Öncelikli Yöreler Dairesi var. Doğu ve Güneydoğu için o dairede pek çok araştırma yapılıyor.
Katliam sonrasında Tayyip Erdoğan üniversiteleri ve sivil toplum örgütlerini, olayın derin analizi için göreve çağırıyor. Doğru ama, elinin altındaki DPT aklına gelmiyor.
Aklına gelmiyor, çünkü DPT artık eski DPT değil. İşlevini yitirmiş, canlı ve ateş gibi DPT, köhne bir devlet dairesi gibi.
Oysa, Mardin katliamına giden yolda ve sonrasında, düzgün bir DPT’nin söyleyebileceği çok söz olabilirdi.
Mardin Valisi fena yanılıyor
KATLİAM TV’lerde tartışılırken, Mardin Valisi Hasan Duruer’e de mikrofon tutuluyor.
Vali Bey bölgedeki aşiret yapısı, töre vb. konularda konuşurken, NTV’de eğitimin önemini vurguluyor. Ve devam ediyor:
"Kız çocuklarının okuması için gayret göstermemiz gerekiyor. Yörenin inançları gereği, kız çocukların ayrı okullarda okumasının faydalı olacağına inanıyorum."
Bölgedeki yapı, pek çok ekonomik ve sosyal değişime ek olarak, eğitimin de katkısını gerektiriyor. O yapıyı değiştirmek için çağdaş olmak gerek. Onun da, unsurlarından biri, Vali Bey’in söylediğinin tam tersine, kız-erkek ayrımına son vermekten geçiyor.
Kızları ayrı tutarak o yapı nasıl değişecek, merak ediyorum.