BIRAKIN kadın eli sıkmayı, kapıya bir kadın eli değdi diye, o kapıyı tutmak istemeyenler bile var.
THY’ye yeni yönetim geldikten sonra, işinden ayrılmak zorunda bırakılan bir arkadaşımın ablası anlatıyor.
THY’de olay bu gibi saçmalıkları çoktan aşıyor. Hukuki soruna dönüşüyor. Sorun her gün yeni bir baş ağrısı yaratan sadece THY’nin kendi içinde değil, AKP iktidarının da rol aldığı hukuki nitelikte.
Rötarlarla, aksayan hizmetlerle, kadrolaşmayla gündemi işgal eden THY’nin durumu, aslında daha derinde.
ÖZELLEŞTİRME
THY özelleştiriliyor. Güzel.
Özelleştirme sonucunda, THY’de devletin hissesi yüzde 50’nin altına düşüyor. THY anonim bir şirket oluyor. Çoğunluk halkın ve bazı şirketlerin elinde dağılıyor. Devlette çoğunluk kalmıyor.
Buna rağmen:
AKP, THY’de yönetimle istediği gibi oynuyor, istediği gibi değiştiriyor.
17 Aralık AB sürecinde, AB’de destek karşılığında, Fransa ve Almanya’dan 2.8 milyar dolarlık yeni uçaklar alınıyor.
Yeni uçaklar alınırken, yeni uçuş hatları açılıyor. Her bir hattın, birkaç milyon dolarlık ek maliyeti var.
Aynı zamanda, teknik personel ihtiyacı da, artıyor. Buna rağmen, 250’si yer personeli olmak üzere, toplam 280 teknisyeni emekli ediliyor. Birinci sınıf kırk hostesle birlikte.
Yeni uçaklar alınıyor, yeni hatlar açılıyor, ama personel azaltılıyor. Boşalan kadrolara "bizden olanları" dahil etmek için mi?
DENETİM DIŞI
Bu ayrıntıların ışığında, hukuki sorun şu.
THY bir anonim şirket mi? Evet. Devlet çoğunluğu dışında mı? Evet. O zaman, THY ne TBMM, ne Yüksek Denetleme Kurulu, ne de Başbakanlık Teftiş Kurulu denetiminde.
Devlet hissesi burada yüzde 50’nin altında olduğuna göre, AKP’nin buraya siyasi, mali ve hukuki yönden herhangi bir müdahalede bulunma hakkı yok.
Ama, her yönden ediyor. Dolayısıyla, THY’de her yönden hukuk dışına çıkıyor.
YÖNETİMİN AYNASI
THY ile ilgili haber ve yorumlar tüm medyada yoğunlaşınca, THY yönetimi bir basın açıklaması gönderiyor. Sade suya tirit.
Yayınlanan haber ve yorumlara somut yanıt vermek yerine, hamasi cümleler içeren açıklama. Arka arkaya, laf ola beri gele, bir düzine laf salatası.
Oysa, çıkan haberlerle ilgili ciddi yanıt gerekiyor.
Salt bu açıklama bile, THY yönetiminin aynası.
Gül’ün Kayseri’si
ÜRGÜP, Göreme, Avanos. Dünyanın ilgi odaklarından peribacaları ve devamındaki turistik cennet.
Bu turistik merkezler Nevşehir’in burnunun dibi. Kayseri’den ise, yeniden otobüslerle yaklaşık bir saatlik yolculuk gerek.
Nevşehir’de havaalanı var. Hem de çok düzgün. Buna rağmen, Ürgüp-Göreme’ye gelen turist uçakları genellikle Nevşehir yerine Kayseri’ye iniyor. Bu arada THY uçakları da, öyle.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Kayserili. Gül Kayseri’nin gülü. Gül’ün gülü de Kayseri. Ben yine de, Gül’ünKayseri’yi kollamak üzere, bu gibi mantık dışı baskı yapacağına ihtimal vermiyorum.
Olsa olsa, işgüzarlık. Yerli ve yabancı turistleri fena halde kızdırıyor.