Paylaş
Dün dördüncü turda muhalefetten bir adaya destek vermeyerek, AKP adayı İsmet Yılmaz’ın başkan seçilmesinde oynadığı unutulmaz rol gibi.
7 Haziran seçim kampanyasında Bahçeli, Tayyip Erdoğan’ı haklı olarak “kutuplaşma ve ötekileştirme” nedeniyle topa tutuyor. Seçim sonrasında ise, sendrom halinde, kendisi HDP’yi ötekileştirme çabasında. Bu tutumuyla uzak ihtimal gerçekleşiyor, Meclis Başkanlığı’nı AKP’ye armağan ediyor.
YA O SEVİNÇ
8 Haziran sabahı Türkiye “AKP’den, dikta eğilimlerinden kurtulmanın sevincini” yaşarken, Bahçeli uzlaşmaz tavrıyla halkın yüzde altmışının sevincini kursağında bırakıyor. AKP’ye yeniden iktidar yolunu açıyor. CHP’li ya da MHP’li bir AKP koalisyonu veya erken seçim Bahçeli’nin eseri. Hesap sormaya dönük ağır nutukları, verdiği sözleri unutuyor. Ama, halk unutmayacak.
AKP’nin yolunu öylesine açıyor ki, kendisine başbakanlık öneren Kılıçdaroğlu’na bile çatmaktan geri kalmıyor, “Sen o yetkiyi kimden aldın” diyerek. Uzlaşma kültürü ve diyalog hak getire. Dün çok başka bir işaret veriyor, “Türkiye’yi namerde muhtaç etmeyiz, koalisyon konuşmaktan kaçmayız” sözüyle, AKP-MHP koalisyonuna sanki yeşil ışık yakıyor. Tam gününde, AKP adayını Meclis Başkanı seçtirdiği gün, “Ben sana CHP’den daha yakınım” mesajı.
Yüzde altmışın dediği olmuyor, Türkiye Bahçeli ile gurur duyuyor. AKP şanslı, arkasında Bahçeli gibi sağlam biri var.
CHP’de referandum
İSTANBUL İl Başkanı Murat Karayalçın kısa süre önce Kemal Kılıçdaroğlu’na muhtemel AKP-CHP koalisyonu için “parti içi referandum” öneriyor. Tüm delegelerin katılacağı, neler olabilir, neler olamaz yönünde bir soru ile referandum. Kılıçdaroğlu, evet ya da hayır, herhangi bir yanıt vermiyor.
CHP’de bazı isimler AKP ile koalisyona sıcak baksa da CHP örgütünde şu anda en çok Karayalçın’ın referandum önerisi konuşuluyor.
Ancak, Bahçeli’nin dünkü çıkışından sonra, bugüne kadar daha çok ihtimal verilen AKP-CHP koalisyonu dün ivme kaybediyor, sanki ikinci plana düşüyor.
Elde var TYD
TV’lerin ortak derneği, Televizyon Yayıncıları Derneği yeni başkanını seçiyor, bu haber nedense, sessiz geçiyor. İki hafta önce NTV Ankara Bürosu’nda kurumsal ilişkilerden görevli Baran Sevişoğlu başkan seçiliyor. Ne var bunda?
Her TV kendi teknik altyapısını kuramıyor. Ulusal kanallar tek bir ortak şirket, Anten A, altında toplanıyor, dernek Anten A üzerinden TV’lere teknik hizmet götürüyor. Dernek genel kurulu TV’lerin yayın yönetmenlerinden oluşuyor, Sevişoğlu hariç.
Derneğin bir önceki başkanı Deniz Feneri yolsuzluk iddiasından Almanya’da suçlu bulunan, Türkiye’de bir ara tutuklanan, yargıç değişmesiyle hapisten çıkan, Tayyip Erdoğan’ın yanından ayrılmayan Zahid Akman. AKP’nin el altında bulunmasında yarar gördüğü bir kurum.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile NTV’den Nermin Yurteri arasında yapıldığı öne sürülen telefon görüşmesine ait ses kayıtlarında, ki geçen yıl yayınlanıyor, hükümetin NTV yayınlarıyla yakından ilgilendiği, ayrıca Baran Sevişoğlu’nun AKP’ye yakınlığı ortaya çıkıyor.
Yakın ya da değil bilemem, herkesin kendi tercihi, önemli olan, AKP’nin 7 Haziran seçimleri sonrasında elindeki kurumları yine elde tutmakta oluşu. RTÜK’te o manevra geri tepiyor ama anılan dernekte hedef şaşmıyor.
Paylaş