Partisinin gurubunda konuşurken 12 Eylül’de idam edilen isimleri ağlayarak anıyor. Söz veriyor, anayasa değişecek, 12 Eylül darbecilerinden hesap sormanın önü açılacak.
Üç gün sonra, 23 Temmuz 2010’da CHP Mersin milletvekili Ali Rıza Öztürk, Başbakanın göz yaşları içinde verdiği söze dayanarak Meclis Başkanlığına bir yasa önerisi sunuyor. Darbecilerden hesap sorulmasını öngören bir öneri.
Bu öneri 1 Ekim 2010’da Meclis Başkanlığından Adalet Komisyonuna gönderiliyor. Darbecilerin yargılanmasını engelleyen maddenin referandumda kalkmasından sonra. Ama, hiç ses çıkmıyor.
Ali Rıza Öztürk 14 Ekim’de ikinci bir öneri sunuyor. Yine darbecilerden hesap sormayı öngören yasa önerisi.
İkinci öneri de, 28 Ekim’de Adalet Komisyonuna gidiyor.
BİR DE DİLEKÇE
Adalet Komisyonunda AKP rafa kaldırırken, Meclis’te bir de tartışma yaşanıyor. Öztürk ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında, verilen ama tutulmayan sözle ilgili.
Bu arada bazı sivil toplum kuruluşları darbecilerin yargılanması için suç duyurusunda bulunuyor ancak, savcılık görevsizlik kararı veriyor. Dosyayı Yargıtay Başsavcılığına gönderiyor. Hukukta gelgit süreci başlıyor. Çünkü, zaman aşımı sorunu var.
Geçen pazartesi Ali Rıza Öztürk iki yasa önerisinin gündeme alınması için Adalet Komisyonu Başkanlığına dilekçe veriyor, şu gerekçeyle: “Söz konusu kanun teklifleri bugüne kadar komisyonda ele alınmamıştır. Bu durum siyasi iktidarın, 12 Eylül darbesi ile hesaplaşma söylemi ile çelişmektedir”. Başkan AKP’li Ahmet İyimaya şimdilik işlem yapmıyor. Hatta, Ali Rıza Öztürk’e, “biz darbecileri yargılayacağız demedik” itirazında bulunuyor.
ARJANTİN HESAP SORDU
Tam bu sırada Arjantin’den bir haber geliyor.
Sık sık darbelere maruz kalan Arjantin iki gün önce darbecilerden hesap soruyor. 1976-83 arasında ülkeyi kasıp kavuran, binlerce insanı ölüme ve işkenceye gönderen cunta artığı on beş kişiyi ömür boyu hapse mahkum ediyor.
Daha önce yedi yıl hapis yatan, cezaevinden af sonucu çıkan diktatör Videla’nın şimdi yeniden hapse girmesi söz konusu. Videla 85 yaşında.
Eva Peron’la özdeş hale gelen, son yıllarda Madonna’nın seslendirdiği “Benim İçin Ağlama Arjantin” (Don’t cry for me Argentia) şarkısının bugün yine tam zamanı.
Bir farkla, ağlama değil, ağla Arjantin. Arjantin darbecilerden hesap soruyor. Bizde hesap, anayasadan “evet” oyu alıncaya kadar. Bu arada, 12 Eylül’den hesap sorulacağına inanan, “yetmez ama evet” takımının kulakları çınlasın.
Ağla Arjantin, ağla. Benim için ağla.
İlahiyatçı Çakmak’ın CHP’ye ilk gelişi
SON kurultayda Parti Meclisi üyeliğine seçilenler arasında bir de ilahiyat hocası var. Fırat Üniversitesi öğretim üyelerinden Muhammed Çakmak. Din-siyaset ilişkileri, dini gurupların ve cemaatlerin sosyolojik analizi konularında uzman olan Çakmak 2004’te CHP’ye başvuruyor. CHP Bilim, Kültür Ve Yönetim Platformu’na. Platforma projesini anlatıyor: “Tarikat üyelerinin siyasal davranışları ile onların bölgesel ve sayısal değerlendirmesini içeren bir araştırma yapıyorum, bunu CHP’ye verebilirim”. Öneri makul ve ilginç. Bilim Platformu öneriyi tam kabul edecek, Çakmak: “Ancak, bu bir araştırmadır, onun için belli bir para gerekir”. Platform doğrudan genel başkana bağlı. Platform üyeleri para konusunu o sırada genel başkan Deniz Baykal’a soruyor. Baykal “parayla olmaz” deyince, Çakmak CHP’den bu ilk gelişinde eli boş dönüyor. İkinci gelişinde Parti Meclisine seçiliyor.
Sağlam birüye: Seyhan Erdoğdu
CHP Parti Meclisi üyeleri için değişik sözler söyleniyor, farklı yazılar yayınlanıyor. Parti Meclisi üyesi değil ama, Bilim Kurulu’nun yeni üyeleri arasında yer alan bir kadını özellikle vurgulamak gerek: Seyhan Erdoğdu. Seyhan Erdoğdu 1968’lerde ODTÜ’de devrimci öğrencilerden biri. Sıkı bilgisi ve zekasıyla girdiği her siyasal tartışmada üstün geliyor. Kısa sürede ön plana çıkıyor, öğrenci arkadaşlarının olduğu kadar, Mehmet Ali Aybar ile Mihri Belli’nin de dikkatini çekiyor. Ama, siyasete girmiyor. Sendikacı oluyor. Tuttuğunu koparan ve bilgili bir sendikacı. Sağlam bir sol kültürden gelen Seyhan Erdoğdu’nun CHP’de yer alması, CHP’nin son kurultaydaki en önemli kazanımlarından biri.