Paylaş
-Hasta olan çocuğunuzun iyileşmesi için ilaç çalmanız gerekiyorsa, çalar mısınız?
-Ülke bölünme ile karşı karşıya ise ve sizde hiç milliyetçilik duygusu yoksa, yine de bölünmeyi kabul eder misiniz?” (Der Spiegel, sayı 46, s.161).
Amerika’dan Çin’e, Japonya’dan Avrupa’ya kadar, bir hukuk otoritesinin Harvard Üniversitesinde verdiği hukuk dersler her yerde ses getiriyor. Çağımızın en büyük hukuk otoriteleri arasında sayılan Profesör Michael Sandel hukuk derslerinde yukarıdaki örneklere benzer kritik sorularla salonu hınca hınç dolduran öğrencilere adalet duygusu aşılamaya çalışıyor.
Onun hukuk ve adalet anlayışı kendisine Londra’da, Pekin’de, Tokyo’da ödül üstüne ödül getirirken, Harvard’ın en büyük salonunda verdiği dersler San Paulo’da, Yeni Delhi’de, Berlin’de video konferansla aynı anda canlı izleniyor.
Sandel’in bu ölçüde popüler olmasının tek nedeni var. Toplumda adalet duygusu uyandırmaya çalışıyor. En çetrefil durumlarda bile adaletin gerçekleşmesi gerektiğine ilişkin hukuk felsefesini anlatıyor.
Son yıllarda ve günümüzde bize en çok lazım olan adaleti ve adalet duygusunu diri tutmaya çabalıyor.
GÜLDAL MUMCU
Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu’nun yazdığı kitapla ilgili Cumhuriyet’te çıkan söyleşiyi ve kitaptan aktarılan bölümleri okuyunca, adaletin bize yıllardır uğramadığı bir kez daha gözler önüne seriliyor.
Uğur’un öldürülmesinden sonra yaşadığı çarpıcı olaylarda Güldal Mumcu’nun aktardığı sahnelerden biri şu:
“Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Uğur Badem ziyarete geldi, biraz sıkıntılı hali vardı. ‘Güldal hanım, bize bulun, diyorlar’ dedi. E, başka ne söyleyeceklerdi ki, diye sorunca, ‘Bulun ulan, demiyorlar, MİT, Emniyet, siyaset tam arkamızda durmuyor’ diye cevap verdi”.
Böylece Türkiye’de adaletin şifresi belli oluyor. “Bulun ulan” demek gerekir ki, failler yakalanabilsin. Aksi halde, sadece “bulun” demek, gerçekte “sıkıysa bulun, bulursanız, oyarım sizi” anlamı taşıyor.
BUL YA DA BULMA
Profesör Sandel öğrencilerine adalet duygusu aşılamaya çalışırken, ne “bulun” diyor, ne “bulun ulan” diyor. Çünkü, adalet bulmayı gerektiriyor. Sandel’in derslerine gösterilen olağanüstü ilgi, dünyada adaletin evrensel önemini vurguluyor.
Bizde duruma göre, bazen “bulun” ya da bazen “bulun ulan”, adaletin önemini çoktan geride bırakıyor. Bazen ise, “bulsanız da, bulmasanız da, fark etmez, bende adalet böyle” tek gerçeğe dönüşüyor.
Dünyanın 17. ekonomisinde kızlar
GEÇİCİ Araştırma Geliştirme Şirketinin kız ve erkek çocuklar üzerinde yaptığı araştırmadan kızlarla ilgili bazı veriler özetle şöyle:
18 yaş altındaki kızların Doğu Anadolu’da yüzde 59.2’si, Güneydoğu’da yüzde 68.5’i evli. Korkunç bir oran. Neden evli, çünkü yüzde 65.9’unda ailesi baskı yapıyor ve evlendiriyor.
Daha tipik bir oran, evli kızların yüzde 74.7’sinin çocuğu var, çocuk iken çocuk sahibi onlar. Devamında ekonomik dram sosyal yarayı iyice büyütüyor. Onların ortalama aylık geliri 500 liranın altında.
Okula giden kızların oranı yüzde 63.1. Kızların yüzde 15.6’sı okuma yazma bilmiyor. Her okula bilgisayar, okuma-yazma bilmeyen kalmadı hikayelerinde son nokta. Umarım, Milli Eğitim Bakanı görmüştür bu araştırmayı. Kızların yüzde 68.4’ünde okulu aile seçiyor, ailelerin yüzde 26.9’u kızlarının eğitime devam etmesini istemiyor.
Bunca çabaya rağmen, aile içi şiddet hala ön planda. Kız çocuklarının yüzde 45.7’si ailede şiddet görüyor.
Türkiye dünyanın nasıl 17. ekonomisi ki, sosyal perişanlık almış başını gidiyor.
Karşılama rezaleti
GALATASARAY ile Avrupa maçı oynayacak Manchester United takımının önceki akşam hava alanında karşılanması tam skandal.
Kendilerine Galatasaray taraftarı denilen kendini bilmez bir gurup, hava alanında olmadık taşkınlığı yapıyor. Camları taşlamalar, küfürler, yumruklar havada uçuşuyor. Ne o, İngiliz takımının moralini, sözüm ona daha hava alanında bozmak. İngilizler de, sanki çok etkilendiler bu rezillikten.
Bu ilkelliği kim organize ediyor, kimin başının altından çıkıyor bu parlak fikirler bilinmez, bilinen Galatasaray Kulübünün böyle bir rezaleti derhal protesto etmesi gerek.
Paylaş