AB karıştı, bu rapor çıktı

“BİZİ aydınlatır mısınız, biz pek bir şey bilmiyoruz”.

Haberin Devamı

Bu sözler geçen ay Brüksel gezisi sırasında, Brüksel’de bazı AB ülkelerinin temsilcileri tarafından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na söyleniyor.
Kılıçdaroğlu, kendi penceresinden bir Türkiye fotoğrafı çekiyor. Onu dinleyen aynı temsilciler ayağa kalkıyor:
“Biz şimdi bunları anlatmak için, AB Komisyonuna gidiyoruz. Bize bu yönde düzgün bilgi verilmiyor”.
AB Komisyonu AB yönetimi demek. AB ülkelerinin Brüksel temsilcileri,
AB yönetiminden şikayet ediyor. Türkçesi bu.
AB kendi içinde karışıyor. Ve ortaya bugünkü İlerleme Raporu çıkıyor.
BİR İLERİ, İKİ GERİ
Geçen yılın raporunu Başbakan Erdoğan bağrına basıyor. Bu yılın raporuyla ilgili değerlendirmesi henüz yok. Ama, yeni raporu Erdoğan’ın bağrına basacağını pek sanmıyorum. Geçen yıla göre, daha eleştirel.
Buna rağmen, bu raporlar eskisi gibi, önem taşımıyor. Bir tarihte İlerleme Raporu çıktı mı, günlerce tartışılır ve AB’ye uyum senaryoları birbirini izlerdi. Şunu yaptık, bunu yapmalıyız, gibi.
Günümüzde böyle bir heyecan yok. Bunu yaratan, AB’nin bizzat kendisi. Bir ileri, iki geri, hepimizi bıktıran zikzaklarla kendini yıpratıyor.
FİİLEN MAHKÛMİYET
Yeni İlerleme Raporu yine de, Türkiye’nin bazı gerçeklerini vurguluyor.
Örneğin, yüzde 10 seçim barajı. AB ülkelerinin hiç birinde bu kadar yüksek bir baraj yok. AB barajın yüksekliğini ilk kez bu kadar açık ve net vurguluyor.
Örneğin, yargıdaki durum. Rapora göre, bugün hapisanelerde 119 bin 112 tutuklu var, onların sadece 59 bin 207’si hükümlü. Tutukluların yarısı hakkında henüz bir yargı kararı yok. Türkiye’yi en çok rahatsız eden olaylardan biri. Tutukluluk fiilen mahkumiyete dönüşüyor.
Örneğin, genel siyasal ortam. Rapor, “genel siyasal iklim umut verici değil, çatışmacı ortam bizi endişeye sevk ediyor” diyerek, hepimizi rahatsız eden kavgacı siyasete dikkat çekiyor.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
En sancılı sorunlardan biri, Türkiye’de basın özgürlüğü, basına baskı, basını susturma çabası raporda ağırlıkla yer tutuyor.
Hakkında dava açılan gazeteciler, tutuklu gazeteciler, verilen rakamlarla gazeteci olarak bizlerin ve bağımsız patronların nereye doğru götürüldüğünü gösteriyor.
HSYK atamaları, referandum sürecine dönük satırlar Türkiye’nin demokrasi açısından pek de nurlu ufuklara gitmediğini anlatıyor.
AB son yıllarda en gerçekçi raporlarından birini yazıyor. Ama, yıllardır kendi ayağına öyle kurşun sıkıyor ki, rapor “arşive kaldıralım” muamelesi görüyor.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu’nun Ecevit yorumu

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta sonunda Bülent Ecevit’i Anma toplantısında Ecevit’i anlatırken, şöyle diyor:
“Ecevit denilince, akla özgürlükler gelir”.
Pek sanmıyorum. Ecevit denilince insanların aklına önce “Ortanın Solu” geliyor. Ecevit’i Ecevit yapan ideolojik çıkış. CHP’yi sosyal demokrat kimliğe büründüren hareket.
İdeolojik çıkışını, Ecevit daha sonra sürdürüyor.
“Toprak işleyenin su kullananındır” diyerek.
“Ne ezilen ne ezen, insanca hakça düzen” diyerek.
“Bu düzen değişmelidir” diyerek.
Bu ideolojik dönüşümle CHP 1977’de yüzde 42 oyla iktidara geliyor. Ama, o ideoloji artık geride kalıyor.
Otuz yılı aşkın süredir yerinde sayan CHP şimdi kendini yenilemek zorunda. Önce pratikten başlayarak.

Haberin Devamı

Bakan Yazıcı yargıç rolünde

DEVLET Bakanı Hayati Yazıcı hukukçu. Mesleğine bağlı, İstanbul Baro seçimlerinde oy kullandıktan sonra, hukukçu kimliği ile Ergenekon’a ilişkin demeç patlatıyor:
“Darbe teşebbüsü başlı başına suç, ‘bunların hiç eylemi yok, bunları oturup konuştular’ demek olmaz”.
Hukuk kimliği ile Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, devam eden bir dava hakkında görüş bildiriyor. Hatta, darbe planından kuşku duymuyor:
“Ortada bir plan var. Bu plan içinde yer almanın da cezası var”.
Darbe planı var mı, yok mu, mahkeme henüz karar vermiş değil. Ama, Bakan Yazıcı kararını çoktan veriyor, ardından evlere şenlik cümlesini ekliyor:
“Kimse kraldan fazla kralcı olmasın”.
Darbe planı var, demek kraldan fazla kralcılık olmuyor. Kaldı ki, Bakan Bey bu sözleriyle suç filan da işlemiyor. Siz hukukçu bakandan daha iyi mi bileceksiniz?
Başkaları sürmekte olan davaları etkilemekten dolayı göz altına alınırken, Bakan Yazıcı’nın gösterdiği bu müstesna cesareti kutlamak gerek.

Yazarın Tüm Yazıları