Paylaş
İstanbul’daki Başsavcı Aykut Cengiz Engin, Ergenekon iddianamesinin dün nihayet tamamlandığını ve mahkemeye gönderildiğini açıklıyor. Ergenekon başından beri Türkiye’yi ikiye bölüyor. Başsavcı Engin’in açıklaması, bu bölünmeyi ortadan kaldırmıyor.
Engin, hele de bir hukuk adamı olarak, elbette hukuka sadık kalıyor ve mahkeme tarafından kabul edilip edilmeyeceği şu anda belli olmadığı için, iddianamenin içeriğine dönük ayrıntılı bilgi vermiyor.
Ancak, bazı sorular yine varlığını koruyor, hatta bunlara yenileri ekleniyor.
GÜNLÜKLER PALAVRA
Açıklamaya göre, sanıklara yönelik iddia, "halkı devlete karşı kin ve isyana teşvik". Türkçesi, darbe girişimi iddiası.
Darbe iddiası var, ama Deniz Kuvvetleri eski komutanı Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen darbe günlükleri iddianamede yok. Yani, Sarıkız, Ayışığı, Eldiven asılsız senaryolar.
Buna rağmen, sanıklar darbe girişimi ile suçlanıyor. Bu durumda, örneğin asker kökenli sanıkların bu girişimlerini emekli olduktan sonra yapmaya çalıştıkları iddia ediliyor. Mantık öyle. Sivillerle de, yine emekli olduktan sonra örgütlendikleri iddiası. Aksi halde, darbe günlüklerinin iddianamede yer alması gerekiyor. Bu durumda, darbe günlükleri palavra.
Oysa, bir yılı aşkın süredir, Ergenekon ve darbe denildi mi, akla hep bu günlükler gelmiyor mu? Bütün senaryolar oradan üretilmiyor mu? Demek, o haberler hep bu palavralara dayanıyor.
BOMBA VE CİNAYET
Engin’in açıklamasına göre, Danıştay Başkanı ile Cumhuriyet Gazetesi’ne bombalı saldırı da, aynı iddianamede. Burada iki çarpıcı gariplik var:
1- Cumhuriyet Gazetesi ulusalcı kimliği ile ortada. Darbe iddiasıyla tutuklanan sanıkların da, ulusalcılıkları ortada. Bu durumda:
a) Ya ulusalcılar birbirine bomba atıyor, birbirine saldırıyor.
Örneğin Ergenekon’dan dolayı gözaltına alınan İlhan Selçuk kendi gazetesi Cumhuriyet’i bombalatıyor.
b) Ya karşımızda, birbirini çekemeyen, kendi içinde bölünmüş ulusalcılar, hatta darbeciler var.
c) Ya da, kendi içinden birine bomba atarak, suçu başkalarına atmak gibi bir Cingöz Recailik.
Mantık burada hayli zorlanıyor.
2- Danıştay cinayeti davasında karar çoktan veriliyor, şu anda Yagıtay’da. Mahkeme "bireysel cinayet" diyor. İddianame bu cinayeti örgütlü görüyor. Yargıtayın kararı henüz belli değil.
Yargıtay kararı onaylarsa, iddianame açıkta kalıyor. Bozarsa, bozma gerekçesi önem taşıyor. Ve devamı 32 kısım tekmili birden merak konusu.
HESAP SORULACAK MI
Başsavcı Engin, "basında çıkan haberlerin asılsız" olduğunu söylüyor. Hangileri asılsız?
2007 Haziran’dan bugüne kadar Ergenekon’la ilgili binlerce haber ve yorum çıkıyor. Sadece bu yıl 23 Ocak’tan günümüze kadar Ergenekon’la ilgili TV’lerde ve gazetelerde 5 bin 998 haber yayınlanıyor.
O asılsız haber ve yorumlarla pek çok insan, Başsavcı’nın deyimiyle, "şüpheli" konumda. O şüpheliler yarın mahkemede suçsuz çıkarsa, yanlış haberlerin hesabını kim soracak?
Kafalar yine karışık.
Paylaş