37 milyarımı geri istiyorum!..

ÖZEL sohbette, adının verilmesini istemeyen bir Bakan feryat figan:

‘Sözde VIP salonlarını yeniden düzenliyoruz, aaa, geçen gün bir de baktım, VIP salonunda şu anlı şanlı hortumculardan biri, gayet fütursuz, koltuğa kurulmuş, purosunu tüttürüyor, bineceği uçağı bekliyor. Sordum yandakilere, içtiği puronun tanesi 50 dolar!.. İki nefeste, 50 dolar kül oluyor!..’

Adam malı götürmüş, oh, gel keyfim gel!.. Başka ülkede olsa, halk sokaklara dökülür!..

TMSF BAŞKANINDAN İTİRAF

TMSF Başkanı Ahmet Ertürk geçen gün CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol’u ziyaretinde, baklayı ağzından çıkarıyor:

‘Hortumlanan 46 milyar dolardan 37 milyar dolarını tahsil edemeyeceğiz!..’

Bu sözün Türkçesi şu: 37 milyar dolar, halkın sırtına biniyor!.. Hortumlanan, kaçırılan, çalınan 37 milyar doları, gariban halk ödüyor!..

O 37 milyar dolar, senin, benim, hepimizin. Ben 37 milyar dolarımı geri istiyorum!.. Benim harcamadığım, benim, senin, onun hiçbir zaman sahip olmadığımız, olamayacağımız, ama hepimizin borç hanesine yazılan 37 milyar dolarımızı geri istiyorum!..

Dünya çapında en büyük mali skandallardan birini, Türkiye yıllardır yaşıyor. Ve buna siyasal iktidarlar çözüm bulamıyor!..

NEREDE VERDİĞİN SÖZLER

Genel seçim öncesinde, Tayyip Erdoğan mangalda kül bırakmıyor. Kemal Anadol dün bana şunu söylüyor:

‘Bu iktidarın iki yılı dolmak üzere. Seçimden önce söz verdi. Ama, bir şey yapamadı. Çünkü, seçimden önce, onların helikopterleriyle dolaştı!..’

Bu konu, birkaç kez Meclis gündemine geliyor, ama havanda su dövülüyor ve hiç bir sonuç çıkmıyor. Kemal Anadol şimdi, ‘Yeni dönemde, Meclis’in gündemine konuyu tekrar getireceğiz’ diyor. Geçen yıl, bir kaçkez Meclis araştırması ve soruşturması açılması isteniyor. Hatta, buna bazı AKP milletvekilleri de olumlu bakıyor, ama hükümet frenliyor.

ASLINDA 37’DEN FAZLA

Hortumcudan geri alınamayacağı açıklanan para, aslında 37 milyar doları aşıyor. Vadesine ve reel faizine bakılırsa, 37’nin üstünde. Bugün 37, yarın belki 40, belki 45 milyar dolar!..

Üstelik, değer olarak oluşturamadığımız, katma değerinden yararlanamadığımız, ama hepimizin hanesine borç olarak kaydedilen bir para bu!..

Asıl, AKP’nin bilançosunda pasif hanesine yazılan bir geri adım!.. AKP bu hortumculardan hesap soramadığı gibi, kendi yönetimindeki Hazine Müsteşarlığı’na da soramıyor. Milyarlarca dolar uçup giderken, Hazine’nin hiç mi hatası yok?..

DYP geçenlerde önemli bir açıklama yapıyor. Hortumcular bu hükümeti de götürecek, diyor. Doğru!..

İkide bir, ortaya çıkıp, ben tek başıma iktidarım, benim Meclis’te Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğum var, diye efelenmek iş değil!.. Çoğunluğuna güveniyorsan, al hortumcu listesini önüne, bak bakalım, ne yapabiliyorsun?..

Gerçek iktidar mısın, değil misin, o zaman anlarız!..

On bin mimar İstanbul’da

BİLBAO Müzesi’ni
yapan mimar da geliyor, Reichstag Binası’nı onaran mimar da... Hong Kong Köprüsü’ne imza atan mimar da geliyor, San Paolo’da gökdelenlere karşı çıkan mimar da...

İstanbul, dünyanın en ünlü mimarlarına, tam on bin mimara ev sahipliği yapıyor. Dünya Mimarlar Birliği 1-11 Temmuz 2005’te İstanbul’da toplanıyor.

Bu toplantıya ev sahipliği yapmak, pek o kadar kolay olmuyor. Anılan birlik, 1948’den bu yana üç yılda bir, dünyanın bir kentinde bir araya geliyor. Türkiye, sekiz yıldır, bu toplantıyı İstanbul’da düzenlemek için uğraşıyor. Şimdi bu gerçekleşiyor.

Kongrenin teması, kentler, mimarlıkların pazar yeri. Daha çok çoğulculuk kavramının tartışılacağı bir tema.

Ev sahipliğini Türkiye Mimarlar Odası üstleniyor. Kongre nedeniyle, İstanbul’da Kongre Vadisi denilen alan, Lütfi Kırdar ve Cemil Reşit Rey salonlarıyla Açıkhava Tiyatrosu bölgesi yeniden düzeleniyor. Onun için proje yarışması açılıyor. Yani, o bölge yeni bir yapıya kavuşuyor. Gelecek yıla yetişmek üzere.

Habitat’tan sonra, NATO filan değil, en büyük kongre bu. Düşünsenize, dünyanın ünlü on bin mimarı İstanbul’da!..
Yazarın Tüm Yazıları