27 Kasım 1978-27 Kasım 2010

27 Kasım 1925’te Kürt Hoybun örgütü kuruluyor. Kürt bağımsızlığını savunan, Kürt milliyetçiliğinin önemli örgütlerinden biri.
Bir yıl sonra yine 27 Kasım’da bu kez Ermeni Taşnak Partisi Kürt bağımsız hareketini tanıdığını açıklıyor. Kürtler ve Ermeniler tarihte ara sıra çatışsa bile, genel olarak birbirlerini destekliyor, aralarında anlaşma imzalıyor. Anlaşmaya İngiliz ve Fransızların katkısı tam.
PKK da 27 Kasım 1978’de kuruluyor.
27 Kasım daha sonra devam ediyor. Kürt Hoybun-Ermeni Taşnak ittifakının benzeri, 1981 yılında kendini yeniden gösteriyor.
27 Kasım 1981 günü Londra’da Kürt Öğrenci Birliği ile Ermeni Öğrenciler Birliği PKK eylemlerine destek veren ortak bildiri yayınlıyor. (Erdal Sarızeybek, Kurt Kapanı, s.112).
Bunları aktaran Erdal Sarızeybek. Daha önce de Güneydoğu, PKK ve Ergenekon üzerine kitaplar yazan Sarızeybek son kitabı Kurt Kapanı’nda 27 Kasım tarihine dikkat çekiyor.
ÇABUK UNUTMAK
Bir 27 Kasım’da silahlar ateşleniyor, bugün 27 Kasım, silahlar susmuş bulunuyor.
Türkiye garip bir ülke. Rehavete çabuk kapılıyor, çabuk unutuyor, çabuk panikliyor.
Kürt Sorununu silahlar ateş kustuğunda, şehitler verildiğinde, insanlar öldüğünde hatırlıyor, sorunu çözmek için yüzlerce konuşma, görüşme yapılıyor, çare aranıyor.
Silahlar sustuğunda Kürt Sorunu unutuluyor. Şimdi ateş kes var, onun için şimdi unutma zamanı. Tıpkı Öcalan’ın yakalandığı dönem gibi, zaman şimdi de boşuna akıyor.
Şu sırada silahı kimse savunmuyor. Hatta sürekli silahla oynayan Kandil’deki PKK’lılar bile, “silah miadını doldurdu” eğiliminde.
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir aynı sözü boşuna söylemiyor.
Tamam, ne güzel, silah miadını dolduruyor,ama sorunu çözmek için bugün kim, ne yapıyor? Hiç. Sorun buzdolabına konuyor.
Türkiye bir heyecan kasırgası. Her gün yeni bir haber patlıyor, hep birlikte onun peşinde koşuyoruz.  Patlamalar sırasında temel sorun arkaya itiliyor.
HALA AYNI KONU
Kandil ile BDP aynı dili konuşuyor.
BDP zaten siyasal parti olarak aksi mümkün değil, silahların bırakılmasından yana. Bununla birlikte, içinde Kandil korkusu var. BDP şimdi rahat, çünkü Kandil ile aynı çizgide.
Aslında Öcalan da aynı çizgide. Ama, ne karar verilecekse, mutlaka ondan izin alınacak ya, o nedenle Kandil-BDP işbirliğinde kendisinin uzak tutulduğu inancında. Öfkesi buna dayanıyor.
27 Kasım 1978-27 Kasım 2010, biz hala aynı şeyleri konuşuyoruz.

Otomobil Sporları Federasyonu için ihbar

ÇEŞİTLİ yatırımlar, ihaleler ve kurumlarla ilgili olarak, zaman zaman ortaya yolsuzluk iddiaları atılıyor. Bu iddialardan biri de, Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu ile ilgili.
İddia sahipleri bu federasyonun yönetim kurulu üyeleri. İkisi, Satvet Çifçi ile Oyman Atabay geçen Mart’ta yönetimden istifa ediyor, Selim Topaloğlu halen yönetim kurulu üyesi.
Bu üç üyenin imzasıyla Başbakanlık Gençlik Ve Spor Genel Müdürlüğü’ne 1 Kasım 2010 günü gönderilen dilekçede, iddialar tek tek iletiliyor.
Yöneticilerin kurduğu ifade edilen şirketler, o şirketlere federasyondan kesilen faturalar ve başka iddialar. Dosyada dikkatimi çeken noktalardan biri şu.
Dünya Ralli Şampiyonasında 2.5 milyon lira harcandığı belirtildikten sonra, “üç ay sonra Türkiye Ralli Şampiyonasının bir ayağı aynı parkurda, aynı etaplarda, aynı sayıda görevli ile organize ediliyor ve bu organizasyon için sadece 50.700 lira harcanıyor” deniyor. Aradaki fark müthiş. O fark, o paralar nereye gidiyor, bu iddia da dilekçede yanıtını buluyor.
Dilekçenin ekinde yer alan koca dosya baştan sona yolsuzluk iddialarıyla dolu.
Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül masasında duran bu dosya ile ilgili nasıl bir işlem yapacak, merak ediyorum.

AKM’ye alternatif: Fulya Sanat Sitesi

ÜÇ gün önce görkemli bir açılış. Değişik alanlarda önde gelen isimlerin katıldığı törende İstanbul yeni bir sanat sitesine kavuşuyor.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal önemli bir sanat yatırımına imza atıyor. Beşiktaş Fulya’da modern bir sanat sitesi açıyor. Sahnesi, dijital konser ses sistemi, girişleri çıkışları, parkı ile her ayrıntının düşünüldüğü bir sanat sitesi.
Çarşamba akşamları Devlet Opera ve Balesi gösterilerini, cuma akşamları İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası konserlerini bu salonda sunacak.
İsmail Ünal daha önce Beşiktaş ilçesine ait alanlarda dikilen anıtlarla kentin sanatına katkıda bulunurken, İstanbul’a şimdi yeni bir sanat sitesi kazandırıyor.
AKM bina olarak her gün karanlık bir silüete dönüşürken, Fulya’da pırıl pırıl bir sanat sitesi yükseliyor. AKM’ye alternatif bir yapı. Sergi salonu dahil.
İsmail Ünal İstanbul’daki bir boşluğu iyi görüyor ve bunu iyi dolduruyor.