Paylaş
Bu tüyler ürpertici iddia yıllardır çevre mücadelesi veren TEMA Vakfı’na ait.
Geçen salı Akkuyu Nükleer Santralı İnceleme Komisyonu toplanıyor. ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) raporunu değerlendirmek üzere. Toplantıya üç bakanlık, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, üniversiteler, elli sekiz ayrı resmi kurumdan gelen üyeler ile ‘konuk’ statüsünde sivil toplum kuruluşları katılıyor. Bunlardan biri de TEMA.
KABUL EDİLEMEZ
Toplantıya ÇED raporu sunuluyor, “konukların” soruları alınıyor, sonra onlara veda ediliyor.
TEMA üyesi Hindistan ve İran’ı hatırlatarak, “bu örnekler ortada iken, reaktörün nasıl güvenli olduğunu” soruyor. Toplantıda sivil kuruluşlar soru soruyor, kendi yorumlarını aktarıyor, yanıt vermek zorunlu değil, “büyük yetkililer” dinlemekle yetiniyor.
ÇED raporunda ayrıca:
1- Nükleer atıkların nasıl bertaraf edileceği,
2- Nükleer enerji santralının ömrünü tamamladıktan sonra nasıl söküleceği,
3- Santralın denize verilecek sıcak ve soğuk deşarj suyunun denizdeki canlı yaşamı nasıl etkileyeceği belirtilmiyor. Nasıl ÇED ise.
Bu durumda bu ÇED “Kabul edilemez”. Türkçesi, böyle nükleer santral olmaz. Yoo, olur, feci bir macera olur. Yıllar ve yıllar boyu, insana ve çevreye etkileri süren Rusya’da Çernobil, Japonya’da Fukuşima faciaları gibi.
O ŞARTLAR YOK
ÇED şu:
Ekonomik politikalara karşı çevreyi korumak, bunların yol açabileceği olumsuz çevre etkilerini önceden tespit etmek ve önlem almak.
Türkiye hem kendi yasa ve yönetmelikleriyle çevre sözü veriyor, hem de AB’ye karşı sorumluluk üstleniyor. Yatırımda kaçınılmaz ölçülerden biri. Bir hukuk devletinde mutlaka olumlu olması şart. Akkuyu’da bu şartlar henüz yok.
BİRKAÇ ORMAN
TEMA’nın verdiği bir başka vahim bilgi daha var:
Akkuyu Nükleer Santralı için 220 bin ağaç kesilecek.
220 bin ağaç, bir değil, birkaç orman kesilecek.
Vahimin de vahimi var. ÇED raporunda, 220 bin ağacın kesilecek olmasına, “Bu önem ve büyüklükteki bir proje için kabul edilebilir” deniyor.
Beş ağaç kesilecek diye, daha dört ay önce Türkiye altüst oluyor, bunlar hiç akıllanmıyor, şimdi ormanları yok etmeye çalışıyorlar.
Reaktörün tipi, planlanmayan atıklar, nükleer güvenlik nedeniyle Türkiye nükleer kaza felaketine şimdiden aday. Bir de 220 bin ağaç. Hâlâ nükleer santral. Neredesin akıl?
‘Bayramı zehir etmeyin’
AB’nin Türkiye’ye her yıl ekim ayında ilettiği “İlerleme Raporu”nun açıklanması bu yıl bayram günlerine rastlıyor.
Egemen Bağış’ın resmi görevi AB ile Müzakere Bakanı. Pratikteki görevi ise, “AB ile Kavga Bakanı”. AB ne zaman Türkiye ile ilgili söz söylese, Bağış müzakere yerine, kavgayı tercih ediyor.
AB’nin İlerleme Raporu’nu bayramda açıklamasına Kavga Bakanı Bağış’ın tepkisi gecikmiyor: “Bayramda açıklamak saygısızlık”.
Kavga yine tamam, zaten biliyoruz, daha önemlisi, “Bayramı zehir etmeyin” demeye getiriyor. Raporda Türkiye’nin hal-i pür melali şimdiden belli anlaşılan. Hukuk, insan hakları, medya ve devamı açısından.
Paylaş