12 Eylül’de ve belki şimdi

İlandaki kritik cümle en sonda. “Beş masum gencin ölümüne neden olan emirleriniz, Strasbourg’da bir davaya dayanak teşkil edebilir”.

Haberin Devamı

Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) dava etmekten söz eden cümle.
Gezi eylemlerine ve sonrasına biber gazı ve cadı avı ile karşılık veren iktidara karşı yabancı otuz saygın yazar, yönetmen, sanatçı The Times’a ilan veriyor. Tayyip Erdoğan’a hitaben yazılan mektup ağır ifadeler içeriyor. İlanın sonunda dava iması yer alıyor. İlana Erdoğan ve AKP yönetiminin alışılmış tepkisi gecikmiyor:
“Bunlar Oscar aldılar diye, kendilerini ne sanıyor”, “Biz onları mahkemeye vereceğiz”, “Cahiller”, “Düşüncelerini kiraya vermişler”.

HAFİFE ALINAMAZ

Oysa, ilan ezberlenmiş tepkinin ötesinde ciddiyet taşıyor.
İlandaki imzası bulunanlar son cümleyi boşuna yazmıyor. Bir tahmin olmak üzere, o cümle Avrupa ülkelerinden bağımsız değil, Türkiye’nin büyük olasılıkla dava edileceğini haber veren bir cümle.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosu, çeşitli insan hakları kurumları, ayrıca Amerika, Almanya gibi ülkeler Türkiye’de insan hakları ihlallerine ilişkin kaygı ve protestolarını dile getiriyor. İlandaki son cümle o uyarıların üzerine oturuyor.

İKİSİ KIBRIS

AİHM’de devletten devlete açılan dokuz dava var, üçü Türkiye aleyhine.
İkisi, 70’li yıllarda Kıbrıs bağlantılı. Askerin geri çekilmesi ile mülkiyet hakkına ilişkin. Birleştirilen davada dostane çözüme gidiliyor, sorunlar halen Ortak Komisyon’da.

İNSAN HAKLARI İHLALİ

Kıbrıs dışında, Türkiye aleyhine açılan üçüncü dava 12 Eylül darbe yönetiminin insan hakları ihlallerini içeriyor.
Türkiye’de yaşanan bir olay üzerine, o olayın mağdurları değil, doğrudan bir devlet ya da devletler Türkiye’ye karşı dava açıyor. 1982’de Danimarka, İsveç, Norveç, Hollanda ve Fransa darbeci generallerin uygulamaları nedeniyle Türkiye’yi mahkemeye veriyor. 1985’te Başbakan olarak Turgut Özal durumu düzelteceğine söz veriyor, dava dostane çözüme bağlanıyor.
Türkiye’yi şimdi aynı tehlike bekliyor, insan hakları ihlali nedeniyle, tek bir olaydan dolayı değil, toplu uygulama nedeniyle Türkiye aleyhine dava. Bir devletin dava açması.
İlandaki son cümle bunu vurguluyor. Eğer dava açılırsa, Türkiye 12 Eylül askeri darbe yönetimi gibi, AİHM’ye şikâyet edilmiş olacak.
Bir devlet çıkar ve Türkiye’yi mahkemeye verir mi, bilinmez, ancak Avrupa’da esen rüzgârlar buz gibi. Türkiye’yi yatağa düşürür.

Haberin Devamı

Sonuna kadar takip

O davalar Avrupa Konseyi’nde gündemden hiç düşmüyor. Hem Bakanlar Komitesi, hem ülkeleri sürekli izleyen Daimi Temsilciler Komisyonu dava sonuçlarının yerine getirilip getirilmediğini denetliyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir karar veriyor, sonra karar unutuluyor, yok öyle şey, dava sonucunun uygulaması sonuna kadar izleniyor.
Uygulamayan ülke yok, bunun örneği yok. Olamaz, çünkü uygulanmadığı anda, sen artık uluslararası toplumun üyesi olmaktan çıkarılıyorsun. Bunun sadece siyasal değil, ekonomik yaptırımları da var.
Örneği yine yok.

Haberin Devamı

Diğer altı dava

AVRUPA
İnsan Hakları Mahkemesi’ne doğrudan ülkelerle ilgili dava açılabiliyor, bir olayda hak aramak için mağdurların ülke aleyhine açtığı dava ötesinde, bir devlet bir başka devlet aleyhine doğrudan dava açabiliyor.
Türkiye aleyhine açılan üç davanın dışında, bugüne kadar AİHM’de altı ülke aleyhine daha dava açılıyor. Şöyle:
- 1958 tarihli Yunanistan ile İngiltere arasında.
- Avusturya ile İtalya arasında, 1960’ta.
- Danimarka, Norveç, İsveç, Hollanda ve Yunanistan arasında 1960 ve 70’te, iki dava.
Bu davalar dostane çözümle, davayı açan ülke ve ülkelerle açılan ülke arasında anlaşmaya vararak sonuçlanıyor
- İrlanda ve İngiltere arasında IRA nedeniyle, 1978’de. AİHM karara bağlıyor.
- 2007’de Gürcistan’ın Rusya aleyhine açtığı dava halen devam ediyor.

Yazarın Tüm Yazıları