Paylaş
Gemici: Ankara'ya çıplak gelen giyinik çıkıyor
ZONGULDAK'ta Vali İsmet Metin ile Emniyet Müdürü Mümtaz Karaduman arasında 'idari' anlamdaki sürtüşme üzerine Devlet Bakanı Hasan Gemici, olayda adının geçmesi üzerine bizi aradı.
‘‘İkisi de değerli saygın, dürüst ve çalışkan insanlar; aralarındaki yönetim anlaşmazlığından doğan rekabet ve sıkıntılı durum bugün maalesef başka mecralara sürüklenmek isteniyor. İkisi arasında tercih yapacak konumda değilim. Bazı kişiler benimle olan hesaplarından dolayı bundan yararlanmak istiyor. Bundan üzüntü duyuyorum.’’
Vurulan işadamı Davut Acar'la ilişkiniz?
- Öteden beri tanıdığım bir insan. Neden vurulmuş bilemem. Ayrıca adamın karşılıksız çekten mahkûmiyeti varmış; bu kriz ortamında kimin yok ki, bu da dolandırıcı olduğunu göstermez. Devlet ihale yasasına girme yasağı varsa bunun sorumlusu da validir. İhaleye sokmaz olur biter. Bunlar afaki şeyler; bu fırsattan sonuç çıkarmak isteyenlerin çabalarıdır bu iddialar. Ben hiç kimseyle meselesi olmayan birisiyim. Yazılanlarla uzaktan yakından ilgim olamaz. Hiçbir kamu görevlisine ihale ile ilgili bir telkinim olamaz.
Kaçak kömür işi...
- Kaçak kömür çıkaranların düşmanı birinci derecede validir, ikincisi de benim, onların üzerine gittik. Ancak, Zonguldak ekonomisi çökmüş durumda, işsizlik oranı çok büyük. Bir denge sağlanmaya çalışılıyor.
Sizle ilgili iddialar...
- Mühendisim, güçlü bir firmam vardı. Milletvekili olduktan sonra dedikodu olur diye ticari hayattan çekildim. Birikimini satıp yiyen bir konumdayım. Birçok insan Ankara'ya çıplak gelir giyinik çıkar, ben tersi durumundayım. 1995'te milletvekili olurken halka, '42 yaşıma kadar kendime çalıştım, bundan sonra halka çalışacağım' dedim. Zonguldak'ta olduğu söylenen 'menfaat çarkı' ile bir ilgim olamaz.
Zonguldak'ta yönetim krizi sürüyor. Ekonomik sıkıntıları büyük.
Ecevit'in eski Koruma Müdürü olan Karaduman, Vali'nin kendisine yönelik müdahaleleri nedeniyle yıllık izine çıktı. İstemihan Talay'ın sınıf arkadaşı olan Vali Metin önceki akşam bir lokantada yemek yerken, Emniyet'ten Asayiş Şubesi'nde görevli 7 polis memurunun 'evsaf kart'larını istedi. İddiaya göre, bunlar işadamı Acar'ın vurulma olayını soruşturan polisler... Valinin, bunları görevden alıp ilçelere vereceği söyleniyor. Bu nedenle polisin morali bozulmuş. Siyasetçiler gelişmeleri endişe ile izliyorlar.
Ecevit ve Tantan'ın bu durum karşısında iki arada bir derede kaldıkları anlaşılıyor. Ecevit ‘‘Bu sorunu halledeceğim’’ diye mesaj göndermiş. İki mülkiye müfettişi Zonguldak'a gidiyor.
Bakalım, iki kamu görevlisinin anlaşmazlığı nerede duracak.
Riva'ya ihanet ediliyor
BEYKOZ'a bağlı Riva (Çayağzı) Köyü, Boğaz'ın Karadeniz'e açıldığı, Anadolu Feneri'nden sonraki ilk doğal koydur.
İstanbul'a bu kadar yakın olup da böylesine temiz olan deniz ve geniş kumsalından dolayı yıllardır turistlerin akınına uğramaktadır. Riva deresi ise buradan Karadeniz'e dökülmektedir. Önceleri berrak sularda yüzülen dere son yıllarda hızla kirletilmektedir. Riva Köyü'nün en önemli gelir kaynağı turizmdir. Bu ortadayken, yazın nüfusu fazlasıyla artan köyün tüm kanalizasyonu Riva deresine bırakılmaktadır. Dere denize akarak hızla denizi kirletmekte ve hastalıklara davetiye çıkartmaktadır.
İstanbul'da son kalan temiz denizin böyle düşüncesizce kirletilmesi doğaya ve gelecek nesillere yapılacak en büyük kötülüktür.
Riva'lılar gelir sağladığı, yemek yediği kabı pisletmekte ve bunu görmezden gelmekte, görse de 'benden sonra tufan' zihniyeti ile göz yummaktadır. Köy halkı, doğanın kıymetini bilmeli, bir arıtma tesisi kurulması için ilgilileri seferber etmelidir.
Ayşe METİN-İSTANBUL
Serdar Bilgili'ye
BEŞİKTAŞ'ın başına büyük vaadlerle geldiniz. Pascal Nouma haricinde sıradan topçularla büyük Beşiktaş'ı sıradan takım haline getirdiniz. Gaziantep seyircisi 'Beşiktaş kümeye' derken içimiz sızladı.
Dikkat ediniz. Beşiktaş büyük kulüptür. Bu koltuk, bu forma kutsaldır, herkese nasip olmaz.
Yaşar BİRNİCİOĞLU MALTEPE
Protokol hatası
DÜN Devlet Bakanı Kemal Derviş'in sendikacılarla görüşmesini aktarırken, bir sendikacı dostumuz, çalışma dünyasında yapılan protokol hatasına dikkat çekti.
Kamuda ağırlıklı bir sendika olan Türk-İş, biraz da Hak-İş vardır. DİSK ise kamu dışında özel sektörde ağırlıklıdır. Toplu sözleşme görüşmelerinde bu ağırlığa dikkat edilir.
Dostumuz anlatıyor:
‘‘Sayın Derviş, üye sayısındaki ağırlığa göre ilk önce Türk-İş, sonra Hak-İş ve en sonda da DİSK'le görüşmesi gerekirdi. Ama önce DİSK'le, sonra Türk-İş ve Hak-İş'le görüştu. Kamudaki toplu iş sözleşme görüşmelerinde yöntem bu şekildedir. Bu durum Türk-İş ve Hak-İş'te sıkıntı yaratmıştır. Genel Başkan Bayram Meral'in görüşmedeki biraz sert hali de bunun işaretidir.’’
Protokol hatası işveren kesimiyle yapılan görüşmelerde de yaşandı. Derviş önce TÜSİAD'la görüştü, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ikinci sırada yer aldı.
Toplu sözleşme görüşmelerinde TİSK, hükümete taraf olan üst işveren örgütüdür. TÜSİAD ise sadece bir işveren kuruluşu olup toplu sözleşme bağlamında bir etkinliği yoktur.
Türk-İş ve TİSK yöneticilerinin, Derviş'in ilk ziyaretlerini kendilerine yapmaması karşısında 'kırık' oldukları anlaşılıyor. Kemal Derviş'in bu konuda bir tercihinin olmadığı, protokol konusunda kendisine bir uyarı yapılmadığı sanılıyor.
Yeni program hazırlanırken kamudaki toplu sözleşme görüşmeleri de gündemdeyken tarafların bu hassasiyetine dikkat edilmesi gerekmiyor muydu?
Wapmayın arkadaşlar
SAÇMA sapan nedenlerle kriz yaratmada üstümüze yoktur. Geçtiğimiz 2000 yılı 'Nevroz'unda yerel gazetelerin yazı işleri sorumluları, bu kelimeyi 'Newroz' diye yazdıkları için yargıya verildiler. Çok şükür ki mahkeme, Nevroz'un 'Newroz' olarak yazılmasının suç unsuru olmadığına karar verdi ve gazetecilerin 312. maddeden yargılanmasına gerek görmedi.
Böylece dünya kamuoyu önünde 'W' harfi yüzünden kılpayı rezil olmaktan hukuk sayesinde kurtulduk.
2001 yılı 'Nevroz'una sayılı günler kalırken şehirde asılmak istenen bir pankart bu sefer polisin müdahalesi ile yeni bir krizin doğmasına yol açtı. Polis, 'Newroz' yazılı pankartlara izin vermiyor.
Batman'da barış için büyük çabalar yürüten, halk ile devleti bütünleştiren ve önemli diyalog sağlayan Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mecit Korkut'un büyük çabaları; general kadar önemli adımlar atarak halkla devleti barıştıran ve yasak koymadan 'Newroz'u kutlama izni çıkaran, hatta ‘‘Lastik yakarak Batman'ın havasını kirletmeyin, 20 ton odun aldık, isteyen bizden odun istesin, odunları yaksın’’ diyen aydın, çağdaş, bileştirici Vali İsa Parlak'ın çabalarını sekteye uğratarak 'W' harfi yüzünden şehirde kriz çıkarmak isteyen bazı güçlerin anlamsız çabaları dikkat çekmektedir.
Yargının kararına rağmen sorun yaratmak isteyen eski zihniyetin uzantılarına, bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve İçişleri Bakanı müdahale ederek Paşa ve Vali'nin sağladığı huzur ortamını birilerinin bozmasına fırsat verilmemelidir.
Serdar BARAN-BATMAN
Temizlik yaptık
GAZİ Üniversitesi'nden bir faks: Mühendislik Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanlığı, erkek araştırma görevlilerine, sabunlu su ve bezle sınıfları temizlettirmektedir. YÖK yasasına göre araştırma görevlilerinin yetkileri ve görevleri açıktır. Geleceğin bilim adamlarına ve çağdaş üniversite yaklaşımının geliştirilmesinde bir 'vizyon' eksikliği olarak görülen bu yaklaşımdan, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü'nün haberi var mıdır?
MESAJ
BAK Cabbar Ağa... Terzilik şerefli bir el sanatı mesleğidir. Terzi dediğin İsmet Karataş, Adana'da iki dönem Belediye Meclis üyeliği yapmış Adana evladı, akıllı, ahlaklı bir ferttir. Sayın Aytaç Durak'a danışmanlık yapmasında ne mahsur var? Karataş hem de iyi bir terzidir. Yıllarca Adana'da kimlerin ona elbise diktirmek için sıraya girdiğini, Karataş Ailesi'nin siyasette nasıl bir ekol olduğunu biliyor musunuz?
Nevzat TOPLUKAFA / ADANA
8.3.2001 tarihli yazınızda grubumuza ait Vasco şirketinin bir krediden yararlandığından söz ediyorsunuz. Yurtdışından yeni geldiğim için size şimdi bilgi verebiliyorum. Magic Life, Gulet Touristik ve Vasco olmak üzere hiçbir kuruluşumuz bu krediden yararlanmamıştır.
Dr. Cem KINAY
Magic Life Yönetim Kurulu Başkanı
Paylaş