Paylaş
Bu gelişmeleri görünce, zeytinin edebiyatını ve şiirini de arıyor insan. Onu “Umut Milas” gazetesinde gördük bir başlıkta: “Şiirdir, edebiyattır zeytin...” Cemal Süreyya, “Şelaleye düşmüştür zeytinin dalı; Celaliyim, Celalisin, Celali” derken, Tuncel Kurtiz’in en son seslendirdiği ve zeytin emekçisine ithaf edilen ‘Ölmez Ağacının Son İnsanları’nda “Ben ağaçların hepsini severim ama zeytin ağacı bir başka. Her şeyden önce simgeledikleriyle. Yapraklarıyla barış, altın sarısı yağıyla mutluluktur...” diye bahsediliyor zeytinden.
Nâzım Hikmet 1947’de kaleme aldığı Yaşamaya Dair’deki dizeleriyle, “Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için yaşamak yanı ağır bastığından” diyerek yüreklerimize dokunurken, Attilâ İlhan, “Yaşamak türkü söyleyip zeytin toplayanları seyretmekti” demiştir. İşin özü büyük bir ilham kaynağıdır zeytin.
İnsana saygı, doğaya saygıdır, ölümsüz olandır zeytin.
Çok şiirsel oldu ama....
BİRLİKTELİK ‘ÇATLADI’
Amasını da anlatalım... Muğla Valiliği, Kaymakamlık, Belediye Başkanlığı, İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri, Büyükşehir, Meslek Odaları ve STK’ların ortak çabasıyla yapılıyordu şenlikler. Yani birliktelik vardı. Araştırmalarıyla Milas’a hem kültürel hem de ekonomik çabalarını yansıtan gazeteci Olcay Akdeniz, yaşanan sıkıntı için şöyle diyor:
“Kaymakamlığın başkanlığında oluşturulan komisyon tarafından şenliğin tüm hazırlıkları organize ediliyordu. İktidar partisinin başka, Muğla Büyükşehir ve İlçe Belediyesi’nin başka partiden olmasının hiçbir etkisi ya da ‘sıkıntısı’ yaşanmıyordu. Hatta böyle bir ayrım hiç kimsenin aklına bile gelmiyordu. Fakat yaklaşık iki yıldır Milas’ta Kaymakamlık ve bağlı birimler başka, Belediye başka bir çekim merkezi oluşturmaya başladı. Meslek odaları, sivil toplum kuruluşları da iki arada bir derede kaldılar, her iki kesimce düzenlenen etkinliklere katılmaya ‘çalışıyorlar’... Bu yılki şenliğin afişine baktığımızda ise şenliği düzenleyen ve destek veren kurum ve kuruluşların arasında Valilik yok. Kaymakamlık yok. İl ve İlçe Tarım yok... Görünen o ki, başka şehirlere örnek gösterilen ‘Milas’ın birlikteliği’ çatlamış...”
BÜROKRASİ DESTEĞİNİ ÇEKTİ
Milas Belediye Başkanı ve Şenlik Komite Başkanı Muhammet Tokat, “Milas için aşkla çalışıyoruz. Avrupa Birliği coğrafi işaretini almış ilk ve tek zeytinyağı Milas zeytinyağıdır. Bunu çok kısa zamanda başardık. Hep beraber başardık. Bu işareti almak bizi şu anda Türkiye’de ve dünyada çok önemli bir noktaya getirdi. Maalesef Valilik kararıyla bütün resmi kurumlar şenlikten desteğini çekti. Tüm çaldığımız kapılar kapandı, isteklerimiz reddedildi. Bugün AB coğrafi işareti almış Türkiye’nin ilk ve tek zeytinyağının coşku ve gururunu yaşamak varken, bu küskünlük niye? Bu çekinmişlik niye? Bu bizi yalnız bırakmak niye? Biz niçin burada yalnız bırakıldık? Ben bu konuda çok üzgünüm ama Milas halkı bugün buna gereken cevabı verdi. Hepimiz Milas için çalışacağız” dedi.
ÇITAYI YÜKSELTECEĞİZ
Milas’ın AB’den coğrafi işaretli ilk ve tek zeytinyağı olmasını sağlayan Milas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Reşit Özer, bundan böyle çıtayı daha da yükselteceklerini belirtti. Özer bugüne kadar coğrafi işaret için yaptıkları 21 başvurudan 9’unun tescil edildiğini, diğer ürünler içinde tescil beklediklerini söyledi.
Milas Ticaret ve Sanayi Odası’nın başvurusu üzerine “AB coğrafi işaretli zeytinyağı, Milas çaykaması, ekşili köftesi, kanlı kavurması, el halısı, tepsi böreği, yağlı zeytini, çekişke zeytini ve Milas Zeytinyağı” Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil edilerek coğrafi işaretli ürünler arasında yerini aldı.
Özer, Cumhuriyet’in 100. yılı için 23 coğrafi işaret almayı hedeflediklerini ve 23’te 23 yapacaklarını açıkladı.
Büyük kalabalık tarafından izlenen şenliklerin sonunda önceki geceki Ferhat Göçer konseri, Belediye Başkanı ve Oda Başkanı tarafından İstanbul’daki saldırı nedeniyle iptal edildi.
Yarın: Emine Çatalbaş, Amerika’dan gelip 500 zeytin ağacı aldı ve fabrika kurdu. Ünlü zeytinyağı üreticisi Osman Menteş ne dedi? Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, nasıl zeytinyağı ihracatçısı oldu...
YILDA 10 MİLYAR DOLAR
SABANCI Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ‘Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: Sektörel Fayda Maliyet Analizi’ raporunu paylaştı. İPM, Türkiye’nin 2050’de net-sıfır bir ülke olabilmesi için gereken maliyeti hesapladı ve 2020-2030 yılları arasında yapılması gereken yatırımları masaya yatırdı.
Raporun bulgularına göre, Türkiye’nin 2050 yılında net-sıfır bir ülke olabilmesi için enerji, sanayi, ulaşım, binalar gibi sektörlere toplam 101 milyar dolar, yani 2020-2030 yılları arasında her yıl 10 milyar dolar yatırım yapılması gerekiyor. Bu rakam, Türkiye’nin milli gelirinin yüzde 1’ine denk geliyor. Bu yapılacak yatırım sayesinde emisyonlar yüzde 32 düşerken sağlık maliyetleri de 42 milyar dolar azalıyor. Rapor tüm sektörleri detaylı bir şekilde ele alıyor. (ipc.sabanciuniv.edu/tr/yayinlar)
GÜNÜN SÖZÜ
“DÜŞMAN ve hain farklı sözcüklerdir. Cumhuriyet’e, Türk devrimine karşı çıkıp saltanatı savunanlara Cumhuriyet düşmanı; Cumhuriyet; Cumhuriyetçi görünüp kuruluş ilkelerine ve Türk devrimine karşı eylem ve söylemlerde bulunanlara hain denir. Biz ‘düşman’a düşman, ‘hain’e hain diyenlerdeniz.”
Cengiz ÖZAKINCI
MESAJ PANOSU
EĞİTİM-İş başta olmak üzere 13 katılımcı sendika, ÖMK’nın geri çekilerek kapsamlı ve bütüncül yeni bir meslek kanunu hazırlanması ve 19 Kasım’da yapılacak kariyer basamakları sınavının iptali için görüşlerini iletmek üzere Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’den randevu talebinde bulundular.
Paylaş