Yalçın Bayer: Zehir zemberek sorular (6)

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Ümit Utku'nun KTHY ile ilişkilerinden başlayıp, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün Air Rose Havayolu'na sağlanan lisans kolaylığı ve bu nedenle bir gecede değiştirilen yönetmelik hakkındaki yazdığımız yazıların bu altıncısı. Bugüne kadarki yazılarımızı şöyle bir anımsadığımızda karşımıza kimler çıkmıyorki. Utku'dan Mesut Şener'e, Murat Demirel'den Turgay Ciner'e, Kayıhan Kabadayı'dan Selçuk Kileci'ye ve Hasan İşgüzar'a kadar birçok isim var. 25.7.1999 tarihindeki ‘‘Ciner'den suçlama’’ adlı yazımızda da Park Holding'in sahibi Turgay Ciner bu yazıları çıkaranların arkasında İstanbul Havayolları'nın olduğunu öne sürmüştü. Ciner'in iddiaları üzerine İstanbul Havayolları Genel Müdürü Safi Ergin zehir zemberek bir açıklama yaptı. Olay şimdi İstanbul Havayolları ile Turgay Ciner'in kavgasına dönüştü. Genel Müdür Ergin'in ‘‘16 milyon dolar nereye gitti?’’ diye sorduğu açıklama şöyle: ‘‘Sektörde kimlerin haksız kazanç peşinde olduğunu aşağıdaki soruların cevapları çıkaracaktır.

1996 yılında Havaalanları Yer Hizmetleri Yönetmeliği'nde, şimdi olduğu gibi bir gecede yapılan değişikliklerle, yerli hava taşıyıcılarının diğer havayollarına yer hizmetleri verebilme hakları niçin gasp edildi ve bununla kimler menfaat sağladı?

Yer Hizmetleri ruhsat ücretleri 28.8.1996 tarihli bu yönetmelik değişikliği ile 3 meydanda 60.000 dolardan 16 milyon dolara çıkarıldıktan sonra bu konuda devletin kasasına bir kuruş girmediğine göre, bu yeni tarife kime yaramıştır? Böylece başka hiçbir kişi ve kuruluşun yer hizmetleri sektörüne girmesine fiilen imkán kalmaması kimlerin haksız kazanç sağlamasına vesile olmuştur?

Bugün Türkiye'de havada can taşıyan Havayolu kuruluşları hemen herkes tarafından kurulabilecek kadar kolayken, ruhsat ücreti sıfırken, görevi inen uçaklara merdiven yanaştıran ve yolcunun bagajını yükleyip, boşaltmak olan yer hizmet kuruluşlarının ruhsat ücretleri üç meydan için 16 milyon dolar olmasını mantıklı buluyor musunuz?

Bu haksızlığı düzeltmek için, son iki yılda değişik iki değerli ulaştırma bakanımız tarafından tekrar düzenlenen yönetmelik değişikliğinin, Bakan imzası ile Başbakanlığa yayımı için gönderilmesine rağmen yayınlanmadan geri iade edilmesinin arkasında kim vardı. Sebep ne olabilirdi?

Diğer taraftan THY ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nü yapan iki kişinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na rağmen, kendisine bağlı olan bir sektör kuruluşu olan Havaş'ta çalışmasını uygun buluyor musunuz?

SHY 6-A Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği'nde 3 uçak yerine 1 uçağı yeterli bulan değişikliği ne Sivil Havacılık, ne THY, ne de özel sektör havayolları faydalı bulmakta, bilakis sektöre büyük zarar vereceği kanaatindedirler. Bu yönetmeliğin Sn. Ulaştırma Bakanımız'ın talimatları ile en kısa zamanda yeniden gözden geçirileceğine inanıyoruz.

Diğer taraftan özel sektör Havayolları ile beraber THY'de zarar veren, onun değerini düşüren SHY-22 Yer Hizmetleri Yönetmeliği'nin acilen adaletli hale getirecek şekilde yeniden değiştirilmesi de 5 yıldan beri devam eden büyük haksız kazançları ortadan kaldıracaktır. Yeni Ulaştırma Bakanımız'a güveniyoruz.’’

Ulaştırma Bakanlığı'nın bu tartışmalardan çıkartacağı sonuçlar olmalıdır.

Erkekler giremez

İSTANBUL'dan Osman Etik adlı okurumuz erkek kuzeni ile tatile gitmek ister. Asya Tur'u arar. Antalya'daki Simena tatil köyüne gitmek istediğini söyler. Tur şirketi yetkilileri Simena tatil köyünün iki erkeği bir arada kabul etmediğini belirtmesi üzerine şaşıran Osman Etik aynı bölgede bulunan Turan Prince tatil köyüne de aynı sebepten kayıt yaptıramaz. Daha sonra yine Asya Tur aracılığıyla Antalya'daki Grida tatil köyüne parasını yatırarak kaydını yaptırır. Ancak iki gün sonra tur şirketi Grida'dan gelen faks buranın da iki erkeği kabul etmediğini Etik'e bildirir. Gerekçe olarak da geçmiş yıllarda erkeklerin bayanları rahatsız edici davranışlarda bulunması gösterilir. Şimdi okurumuz soruyor: ‘‘Birkaç kendini bilmezin yüzünden her insanı aynı kefeye koymak turzm işletmeciliği anlayışına yakışır mı? Hangi çağdayız?’’

DİVRİĞİ unutuluyor... SIVAS Divriği Çaltı Suyu bölgede demir cevheri yıkanması nedeniyle kıpkırmızı çamur akıyor. Artık Divriği'den sonra Çaltı'da da hiçbir canlı yaşamıyor. Ayrıca Divriği Kalesi de bakımsızlıktan neredeyse tamamen bitmiş durumda. Çevre Bakanlığı ve çevre kuruluşları Ankara'nın doğusunu da çalışma alanlarına dahil etsinler lütfen.

Mustafa YUNUSOĞLU-İSTANBUL



Yazarın Tüm Yazıları