CHP Kurultayı hakkında ‘tarafsız’ değilse de ‘bağımsız’ bir isimden görüş almak istedik.
Gazeteci-yazar Nazım Güvenç... ‘Türkiye’nin Geleceği ve CHP’ (2008), ‘Yine, Yeni, Yeniden CHP’ (2002) gibi CHP ile ilgili iki kitap yazmış, yıllardır parti üyesi bir isim... Sorduk, o da yanıtladı. ? CHP gerçekten değişiyor mu? ? En öz ifadesiyle CHP yol ayrımında: Ya kendini yenilemenin yoluna girecek ya da değişim adına başkalaşmanın. Bugün nasıl ‘statükoyla mücadele’, ‘değişim’ ambalajı altında Türkiye Cumhuriyeti’nin genleri ile oynanıyorsa, aynı oyun CHP’de de sahnelenmek isteniyor. CHP’de değiştirilmesi gereken çok şey, çok isim olduğu kesin de bunu CHP’yi AKP’nin sözde soldaki sürümü olacak şekilde başkalaştırarak yapmak CHP’nin köküne balta vurmak olur. Evet CHP değişir ama kendisi olmaktan çıkar. “Kim bunlar” sorusuna Güvenç’in yanıtı ad vermek yerine tanım yapmak oldu: “Ezcümle: Yıkım ekibi Cumhuriyetçi değil hemşerici. Ulusalcı değil etnikçi. Halkçı değil popülist. Devrimci değil teslimiyetçi. Laik değil mezhepçi. Devletçi değil AB’ci. Kısacası CHP’nin 6 Ok’ta ifadesini bulan kurucu çekirdek değerleri, Atatürk ilkeleri bunların beyninde sadece protokol icabı bayramdan bayrama anımsanacak dekor olarak var.” ? Kılıçdaroğlu böyle bir şeye öncülük, önderlik eder mi? ? Onun kişisel olarak böyle bir hedefi paylaştığını pek sanmıyorum. Fakat çevresine aldığı belli isimlerin bugüne değin dile getirdikleri düşünceler, yaptıkları şeyler onu da dönüşü olmayan bir yola sokabilir. Zaten koluna girenler onu itip yerine geçmenin hesabı içindeler. Bu kurultaydan ‘Türk’üm’ demekten çekinmeyenlerin etnikçilere, mezhepçilere, popülistlere karşı birleştikleri ve başkalaşmanın değil yenilenmenin önünü açan bir sonuç çıkmazsa ‘son kale’ de Türkiye adına düşmüş olur. CHP’nin bugünkü kurultayında delegeler ‘maskesiz’ yüzler bekliyor.
Projeler Ayata’nın çantasında
? KURULTAY sonrasında olacaklarla ilgili tahminler konusunda ise belirsizlik hâkim. Ancak kesin olan bir şey var ki o da Kılıçdaroğlu’nun en güvendiği isimlerden biri olan Genel Başkan Yardımcısı Prof. Sencer Ayata’nın çalışmalarını tamamlamış olduğu... Göreve geldiği günden bu yana çalışmalarını titizlikle sürdüren; ODTÜ sosyolojinin hocası Ayata bildiğiniz gibi CHP’nin efsanevi isimlerinden Turan Güneş’in de damadı. Ayata, Kılıçdaroğlu’nun kurultay sonrasında arka arkaya açıklayacağı yaklaşık 25 başlıkla ilgili çalışmalarını tamamlamış durumda. Aile sigortası, sivil toplum örgütleri, Doğu ve Güneydoğu bölgesel kalkınma modelleri, gençlik, eğitim sağlık gibi konularda tamamlanacak çalışmalar Ayata tarafından Kılıçdaroğlu’nun masasına bırakıldı, açıklanmayı bekliyor. Sencer Ayata, yaklaşık 400 kişiden oluşan alanlarında uzman isimlerle CHP’nin olası iktidarı için gece gündüz çalışıyor. KOTİL KULİSLERDE ? Sarıgül’ün eski eşi, eğitimci Aylin Kotil de, Ankara’da kulisleri izliyor. Kotil’in, Berhan Şimşek’in milletvekilliği adaylığı için İstanbul İl Başkanlığı’ndan ayrılmasından sonra atanacak adaylar arasında adı geçiyor. ? Parti Meclisi adayları arasında o kadar çok isim geçiyor ki... Yakıştırılanı, kulise gireni, sade çalışanı ve ‘gazlanan’ o kadar çok isim var ki... Ama bir isim var. SSK Genel Müdürlüğü sırasında Kılıçdaroğlu’nun yardımcısı olan, sırasıyla Demokrat Türkiye Partisi’nde, DYP Ankara İl Başkanlığı’nda ve son olarak da Abdüllatif Şener’in Türkiye Partisi’nde Genel Başkan Yardımcısı olan Bülent Kuşoğlu, Kılıçdaroğlu’nun PM listesindeki sürpriz isimlerden biri... Kuşoğlu’nun Şener’den izin aldığı öğrenildi.
Valiler niye taciz edilir
? ALİ Haydar Öner’den ne istediniz de, daha iki yılı varken, Isparta’dan alıp Kırklareli’ne gönderdiniz... Bitirilmesi gereken o kadar çok projesi vardı ki, bunlar yarım kalacak diye endişe duyarım. (Hava kirliliği, Eğirdir Gölü çevresinin temizlenmesi, Davraz kayak merkezinde üçüncü teleferiğin konulması, eğitim-sağlık sorunlarının çözümlenmesi, Gölcük krater gölünün düzenlemesi ve ıslah çalışmaları gibi...) Isparta halkının yüzde 90’ı Öner’i sever, takdir ederdi... Üzüntüsüne ortak olmak üzere gazeteci Hasan Özbek kendisini aramış, bakın ne demiş Öner: “Ben hukuka, demokrasi ve laik cumhuriyete inanmış bir yöneticiyim. Her zaman valilerin gömlek cebinde tayin kartları hazırdır. Bu, biz valilerin mukadderatıdır. Benim için şu il ve şu bölge önemli değildir. Önemli olan insan varlığıdır. En büyük tesellim Isparta halkının beni bağırlarına basmasıdır.” Son vali tayinlerinde bir başka örnek de Elazığ’da iken görevden alınan ancak yargı kararıyla döndükten sonra bu kez Kırklareli’ne verilen Muammer Muşmal’ın daha iki ay dolmadan merkeze alınması da vali mağdurlarının bir başka ismi... Kırklareli ne kadar şanssızmış... İktidar gönderdiğini sonra görevden alıyor. İki yıl içinde bir il dört vali görür mü? Bu kararlar mı, tabii ki siyasi...
5 yıldızlı seçmeni üzüp kahretmeyin
? DÜN CHP ile ilgili ‘5 yıldızlı seçmen, 3 yıldızlı örgüt’ yazınızı çok beğendim ve beni 1989-90’lı yıllara götürdü. O yıllarda 5 yüksekokullu (ikisi Antalya Barosu’nda avukat) arkadaş, CHP Muratpaşa örgütüne üye olmak ve aktif olarak partide çalışmak amacıyla gitmiştik. Kendimizi tanıttık fakat muhatap olacağımız bir kişi bulamadığımız gibi “Buyurun oturun” bile demediler. İsimlerimizi, telefon numaralarımızı bırakıp ayrıldık. Arayan ve soran olmadı. Aradan 20 küsur sene gibi bir zaman geçtiği halde aynı zihniyet devam ediyor. CHP yönetiminde olanlar “Yeni gelenler bizi koltuklarımızdan ederler” düşüncesi ile hareket ederler ve bütün il, ilçe teşkilatlarında çöreklenmiş kişilerde bu kafa yapısı değişmez ise CHP için iktidar arayışı bir rüyadan öteye gitmeyecek ve 5 yıldızlı seçmenlere sadece üzüntü, hüzün ve hüsran verecektir. İsmail ŞANDAN